Ustalar Kapışıyor — 2020 Masters

Az buçuk snooker takip eden birinin “Eee… Ronnie O’Sullivan nerede? Hani ustalar kapışıyordu?” dediğini duyar gibiyim. Maalesef O’Sullivan’sız bir Masters izleyeceğiz.

Alpcan Arslan
Finish Ink

--

Her ne kadar sıralama turnuvası olmasa da, Crucible’daki Dünya Snooker Şampiyonası’ndan sonra en prestijli turnuvalardan biri sayılan Masters turnuvasının başlamasına yaklaşık bir hafta kaldı. İlk defa 1975’te düzenlenen bu turnuvaya resmi sıralamadaki ilk 16 oyuncu katılabiliyor. Bu açıdan bakıldığında, turnuvanın adından da anlaşılacağı üzere, ustaların kapışmasına şahit olacağız.

Bu yazıda ilk tur maçlarını inceleyeceğiz. Geçen senenin şampiyonundan başlayalım; Judd Trump, nam-ı diğer ‘Juddernaut’. Judd Trump için en formda oyuncu demek yanlış olmaz. Geçen sezonun hem Masters hem de Dünya Snooker Şampiyonası şampiyonu olan oyuncu turnuvaya birinci sıradan katılıyor. Son şampiyonluğunu iki ay önce Kuzey İrlanda Açık’ta yaşayan Trump, doğal olarak turnuvanın favorisi olarak gözüküyor. Rakibi Shaun Murphy ise genel sıralamada onuncu sırada yer alıyor. Murphy, bu sezonki Çin Şampiyonası şampiyonluğu ile, iki sezon aradan sonra ilk defa bir ranking turnuvası kazanmış oldu. Daha sonraki turnuvaların hiçbirinde çeyrek finalden ötesini göremeyen Murphy, ilginçtir ki, bu sezonun galibiyet yüzdesi sıralamasında dördüncü sırada. Fakat bu istatistikteki aslan payını, sezonun ilk aylarında başarılı geçirdiği turnuvalara (finale kadar geldiği üç turnuva) verebiliriz. Gerek Trump’ın müthiş geçen sezonu, gerekse Murphy’nin Eylül ayından başlayan form düşüklüğü ele alınırsa Trump’ı galibiyete birkaç adım daha yakın olarak görüyorum.

Çin Halk Cumhuriyeti’nin yetiştirdiği en iyi snooker oyuncusu olarak addedilen ve geçen seneki turnuvanın yarı finalisti Ding Junhui, Kuzey İrlanda Açık Yarı finalisti Joe Perry ile karşılaşıyor. Sezonun Birleşik Krallık Şampiyonası şampiyonu Junhui, mütevazı bir kariyere sahip Perry karşısında favori görünüyor. Zira aralarında oynanan yirmi iki maçın on altısını kazanan Junhui’nin ezici üstünlüğü fark ediliyor. Öte yandan önceki Masters turnuvularında iki defa karşı karşıya gelen oyunculardan gülen taraf Perry olmuştu. Perry bu istatistiğe bir maç daha ekleyebilecek mi, göreceğiz…

Sırada Masters’ı üç defa kazanmış Mark Selby var. Geçen sezon sonunda birincilikten altıncılığa düşen Selby, sezona iyi bir giriş yaptı ve İngiltere Açık ve İskoçya Açık şampiyonlukları yaşadı. Rakibi Allister Carter ise kabus gibi bir sezon geçiriyor. Katıldığı sıralama turnuvalarında çeyrek final bile göremeyen tecrübeli oyuncunun sırasıyla İskoçya Açık 3. Tur maçındaki Lu Ning ve Almanya Master Elemeleri 2. Tur maçındaki Jak Jones mağlubiyetleri oyuncuyu Masters’a moralsiz getirecektir. Bu sebeple formda bir Selby’nin favori olduğu maçta sürpriz bir galibiyet vereceğini düşünmüyorum.

‘Class of 92’ diye tabir edilen, 1992 yılında profesyonel olmuş ve efsaneler arasında sayılan oyuncuları barındıran sınıftan olan John Higgins, Barry Hawkins ile karşılaşıyor. Higgins için işler iyi gitmiyor denilebilir. Henüz bu sezonda bir sıralama turnuvası kazanamayan Higgins, son olarak İskoçya Açık 4. Tur maçında Jack Lisowski’ye elendi. Fakat bu maçta yaptığı bir yüzlük seri ile tüm zamanların en çok yüzlük seri yapanlar listesinde Stephen Hendry’i geçerek efsane sıfatını pekiştirdi. Hawkins cephesinde ise işler daha kötü gözüküyor. İskoçya Açık 1. Tur’da John Astley’e karşı frame kazanamaması ve son oynadığı Almanya Masters Elemeleri 1. Tur’da amatör klasmandaki Ross Bulman’a mağlup olması, Hawkins’in ne kadar formsuz olduğu hakkında ipucu veriyor.

Class of 92’ demişken, Mark Williams’dan bahsetmek gerek. İki sezon önceki Dünya Şampiyonası ve hemen ardından Dünya Açık şampiyonluğundan sonra adeta paraşütsüz düşüşe geçen efsane oyuncu, artık snookerden nefret ettiğini ve golfü daha çok sevdiğini belirtti. Şakacı mizacı ele alındığında, açıklamalarında ne kadar ciddi olup olmadığı tartışılabilir. Fakat bu açıklamalarına ek olarak, Crucible’dan emeklilik fikrini değerlendirmeye alacağını da belirtti. Williams’ın rakibi ise Stuart Bingham olacak. Normal şartlar altında Williams’ın bu maçı kazanacağını bilsem de, bu sezon sıralama turnuvalarında başarı gösterememiş Bingham’ın bu turnuvaya daha konsantre olarak, daha bir önem vererek bu maça çıkacağını ve galibiyete daha yakın olduğunu düşünüyorum.

Formsuzluk ve sezon içi başarısızlıktan bahsetmişken Neil Robertson’a değinmemek olmaz. Usta oyuncu bu sezon katıldığı hiçbir sıralama turnuvasında başarı gösteremedi. Avustralyalı usta oyuncunun rakibi Stephen Maguire ise Birleşik Krallık Şampiyonası şampiyonu olarak geliyor. Fakat formsuzluk usta oyuncunun da yakasını bırakmıyor. Maguire önce Avrupa Masters 1. Eleme Turu’nda daha sonra ise Almanya Masters 2. Eleme Turu’nda kaybetti. Bu maç hakkında yorum yapmak oldukça zor.

Hayal kırıklıklarından yeterince bahsettik; biraz da sürprizlerden bahsedelim. Sürpriz deyince sıkı snooker takipçileri kimden bahsedeceğimi anlamıştır bile. Tabii ki, David Gilbert’tan bahsedeceğiz. Açıkçası Gilbert için nereden başlayacağımı bilemiyorum. Profesyonel seviyeye 2002 yılında geçmesine rağmen ilk sıralama finalistliğini 2015’te yaşamasından mı, son iki sezonda üç final görmesinden mi, İskoçya Açık’ta önce Shaun Murphy’i daha sonra da Judd Trump’ı elemesinden mi, yoksa kariyerinde ilk defa bir Masters turnuvasına katılacağından mı bahsedeyim öncelikle?.. Bütün olarak ele alındığında Gilbert için kariyerinin ikinci baharını, daha doğrusu ilkbaharını, yaşıyor demek yanlış olmaz. Gilbert’ın rakibi ise bu sezonun en çok yarı final gören oyuncusu Mark Allen. Allen için maalesef yine formsuzluktan bahsetmek zorundayım. Zira Almanya Masters ve Avrupa Masters elemelerinde kaybetti. Fakat Allen’ın iki sene önceki Masters şampiyonu olduğunu da gözden kaçırmayalım. Bu maçın kıran kırana geçeceğini düşünüyorum. Gönlümden geçen ise Gilbert’ın kazanıp peri masalını devam ettirmesidir.

Son olarak Kyren Wilson, Jack Lisowski karşılasmasına gelirsek, iki genç oyuncunun arasından bu maç için favori seçmek oldukça zor; bir yanda İskoçya Açık Finalist’i Lisowski, diğer yanda Paul Hunter Classic ve Şampiyona Ligi 3. Grup finalisti Wilson. Yakın zamandaki sıralama turnuvası finalistliği Lisowski’yi form açısından Wilson’dan bir adım öne koysa da Wilson’ın Masters’a kadar Şampiyona Ligi 5. Grup maçları oynayacağını da eklemek gerek. Bu yüzden Wilson’ın istekası soğumadan Masters’a girmesi avantaj olabilir.

… ve Roket

Az buçuk snooker takip eden birinin “Eee… Ronnie O’Sullivan nerede? Hani ustalar kapışıyordu?” dediğini duyar gibiyim. Maalesef O’Sullivan’sız bir Masters izleyeceğiz. Evet, biliyorum; O’Sullivan’sız bir Masters düşünülemez. Turnuvayı en çok kazanmış oyuncudan bahsediyoruz. Fakat kısaca değinmek gerekirse ‘roket’ bu turnuvaya katılmayacağını, çünkü isteksiz bir performans vermek istemediğini belirtti. O’Sullivan da Mark Williams benzeri semptomlar mı geliştiriyor, zaman gösterecek.

--

--