Temel Analiz: Likidite Oranları

Cari Oran, Likidite Oranı ve Nakit Oran

Yunus Şahin
Fintables
5 min readFeb 3, 2017

--

Temel analizdeki en büyük yardımcılarımız olan finansal oranlar nasıl hesaplanır ve bize ne anlam ifade eder? Bu yazı dizisinin bu bölümünde 30'a yakın finansal orandan bahsedip bunların nasıl yorumlanması gerektiğini anlatacağım. Finansal oranlar 5 farklı başlık altında incelendiğinden bu konuyu 5 yazıda işleyeceğim. Bu 5 yazı ile birlikte finansal tablolar sizin için çok daha anlamlı olacak.

Finansal tablolarda yer alan kalemler tek başlarına anlamsızdır. Bir örnek ile açıklayayım: İki şirket düşünelim birinin 10 milyon TL diğerinin 100 milyon TL borcu olsun. Hangi şirketin hissesine yatırım yaparsınız? Saçma bir soru oldu değil mi? Bir şirket için 10 milyon borç fazla olabilirken bir diğeri için 100 milyon oldukça düşük bir borç olabilir.

Finansal piyasada likidite sözcüğü bir varlığın nakde çevrilebilme süresiyle alakalı bir kavramdır. Likit bir varlık nakde hızlı çevrilebilir demektir. Örneğin devlet tahvilleri likit varlıklardır. Anında piyasada alıcı bulabilirsiniz ve tahvilinizi nakde çevirebilirsiniz.

Yazımın konusu olan likidite oranları şirketin kısa vadeli borçlarını ödeyebilme gücünü gösteren oranlardır. Burada kısa vade olarak adlandırdığımız süre 1 yıl. Yani önümüzdeki 1 yıl içerisinde yapılacak ödemelerde bir sıkıntı oluşup oluşmayacağını anlamak istiyorsak bakmamız gereken oranlar bunlar. 3 tane likidite oranımız mevcut.

1-) Cari Oran

Cari oran, likidite oranları içerisinde en yaygın olarak kullanılan oran. Dönen varlıkların kısa vadeli yükümlülüklere bölünmesi ile bulunuyor. Yani şunu ifade ediyor: şirketin 1 yıl içerisinde ödemesi gereken borç tutarı, bir yıl içerisinde nakde dönüştürülebilecek olan varlıklardan az mı çok mu? E haliyle borç varlıktan fazlaysa bu bir problem oluyor. Bu problem var diye şirket batacak değil elbette ama büyük ihtimalle bu problemin çözümü için yeni borçlanma ihtiyacı doğuyor. Yeni borç alınca hem yükümlülükler hem de şirketin finansman gideri artıyor, bunun sonucunda da net kârı azalıyor. Her şey birbirine bağlı aslında finansal tablolarda, mantığını bir defa anladık mı gerisi kolay.

Cari Oran = Dönen Varlıklar / Kısa Vadeli Yükümlülükler

Cari oranımızın yorumuna gelirsek burada olay biraz karışıyor. Genelde 2 şirket için güvenlik sınırı olarak kabul edilir. Oranın 1'den aşağıda olmaması ise kesin tercihimiz olmalı. Halka açık şirketler içerisinde sadece 128 tanesinin cari oranı 2'nin üzerinde. Kalan yüzlerce şirket güvensiz mi diye sorarsanız hayır elbette değil. Oranları yorumlarken de tek başlarına değerlendirmemek lazım. Cari oranı hesaplarken kullandığımız dönen varlıklara şirketin stokları da dahil. Eğer şirketin stok devir hızı yüksekse yani stoklarını kısa sürede elden çıkarabiliyorsa o zaman cari oranımızın 2 olmasına gerek yok ama 1'in altında olması iyiye işaret değil bu yüzden minimum değer olarak hep 1'i kabul edin. Aşağıda bir örnekle kafa karışıklığını azaltayım.

Grafikte Vestel Beyaz Eşya’nın cari oranını 1,61 olarak görüyoruz. Dayanıklı tüketim malları sektöründe ise bu oran 2,10. Şirketin oranı 2 olarak bahsettiğim güvenlik sınırının ve sektör ortalamasının altında ama sadece buna bakarak yorum yapmak doğru değil. Bir de stok devir süresine bakalım.

Gördüğünüz üzere Vestel Beyaz Eşya’nın stok devir süresi 48 gün, sektörde ise bu oran 92 gün civarında. Yani Vestel Beyaz Eşya elindeki stokları diğer şirketlere göre neredeyse 2 kat daha hızlı eritiyor. Bu yüzden şirketin cari oranının 2'nin altında olması önemli değil zira her 48 günde bir Vestel Beyaz Eşya elindeki stok kadar yeni satış yapabiliyor. Rakipleri ise her 92 günde ellerindeki stokları bitirebiliyor. Sadece cari orana bakarak verilen bir kararın yanlış olduğunu görmüş olduk.

2-) Likidite(Asit-Test) Oranı

Cari oranda kafanızı stokları dahil ederek karıştırdım biraz. Ben stok devir hızı falan bilmem diyorsanız likidite oranı tam size göre ama burada da işin içerisine alacaklar giriyor. Çünkü likidite oranı hesaplarken stokları dönen varlıklara dahil etmiyoruz ama ticari alacaklar hala hesabımızda mevcut. Şirketin elindeki nakit ve nakit benzerlerini, ticari alacakları ve kısa vadeli yatırımları toplayıp kısa vadeli yükümlülüklere bölüyoruz.

Likidite Oranı = (Dönen Varlıklar — Stoklar) / Kısa Vadeli Yükümlülükler

Likidite oranında güvenlik sınırı 1 olarak kabul ediliyor yani eğer bu oran 1'in üzerindeyse şirket kısa vadeli yükümlülüklerini karşılamakta problem yaşamayacaktır. Eğer 1'in altındaysa bir sorun mu var sorusu canlanmış olabilir kafanızda. Cevaplayayım, hayır bir sorun yok çünkü eğer pazarda büyük bir talep düşüklüğü yoksa, ciddi bir ekonomik kriz söz konusu değilse şirketler stoklarını satarak nakit yaratabilir. Likidite oranını da tek başına yorumlamak pek doğru değil. Formüle dahil ettiğimiz ticari alacaklar konusu muallak çünkü. Ya alacaklılarımız borçlarını ödemezse? Bu soruya cevap veremiyoruz ama ortalama kaç günde borçlarımızı toplayabiliyoruz diye sormak gerekir. Bunu anlamak içinde ticari alacak devir hızına bakmak lazım. Eğer ticari alacak devir hızımız yüksekse, alacaklarımızı tahsil etme süremiz o kadar düşüktür. Bu oranları ben nasıl hesaplayayım, bu süreyi nereden bileyim diye soruyorsanız eğer fintables.com edinme vaktiniz gelmiştir. Bu oranların hepsini hazır olarak sunuyoruz hem de sektör ortalamaları ile birlikte. Fintables’tan aldığımız bir görsel ile likidite oranının yorumunu da açıklığa kavuşturalım.

Grafikte Ford Otosan’ın likidite oranı mevcut. Oran güvenlik sınırımız olan 1'in ve sektör ortalaması olan 0,86'nın altında kalmış. Vaz mı geçiyoruz? Elbette hayır. Ford Otosan’ın ticari alacak tahsil süresine bakalım.

Ford Otosan alacaklarını 32 günde tahsil edebiliyor. Bu süre sektör ortalaması olan 70'in yarısından daha az. Yani rakiplerine göre çok daha hızlı tahsilat yapabiliyor. Likidite oranında sektörün altında kalması bir handikaptı ama alacak tahsil süresiyle bu handikapı bir avantaja çevirdi Ford Otosan. Tekrar etmek de fayda var: Tek başına bir oranı değerlendirmek doğru değil!

3-) Nakit Oran

Nakit oran, kriz zamanları dışında çok pimpirikli analistler haricinde piyasada pek kullanılan bir oran değil. Nakit ve nakit benzerlerinin kısa vadeli yükümlülüklere bölünmesi ile bulunuyor. “Stoklarımı satabilir miyim?” “Alacaklarımı tahsil edebilir miyim?” gibi belirsizlikleri ortadan kaldırmak isteyenler nakit oran kullanabilir. Şirket yıl boyunca satış yapamazsa ve alacaklarının hiçbirini tahsil edemezse kısa vadeli yükümlülüklerinin ne kadarını karşılayabilir? İşte bu sorunun cevabı nakit oran. Eğer oran 1'in üzerindeyse şirket ekonomik bir krize karşı dahi çok dayanıklıdır diyebilirsiniz. Hatırlatmak da fayda var kriz harici zamanlarda pek kullanılan bir oran değil o yüzden şirket seçerken çok muhafazakar davranmıyorsanız nakit oran üzerinde pek durmanıza gerek yok. Ben pimpirikliyim, kriz bekliyorum diyenler Fintables’ın detaylı aramasında nakit oran > 1 seçip arama yapabilir ve borç ödeme sorunu yaşamayacak şirketleri bulabilir.

Nakit Oran = Nakit ve Nakit Benzerleri / Kısa Vadeli Yükümlülükler

Bu güvenli şirketlerden birinin örneği çok yakından tanıdığımız Ege Endüstri.

Ege Endüstri sahip olduğu kısa vadeli yükümlülüklerin 3 katından fazla nakit ve nakit benzeri varlığa sahip yani kısa vadede bir borç ödeme problemi yaşaması imkansız diyebiliriz. Otomotiv yan sanayi sektöründe ise bu oran ortalama olarak 0,90.

Bu yazıda likidite oranlarını işlemeye çalıştım. Sorularınız varsa bana Twitter adresimden ulaşabilirsiniz. Bir sonraki yazı “Finansal Yapı Oranları” hakkında olacak. Oranları takip etmek, portföyünüzdeki şirketlerin oranlarını incelemek isterseniz sitemize bekleriz.

Bol kazançlı günler.

fintables.com

--

--

Yunus Şahin
Fintables

Financial Analyst, BIST Investor, Fin-Tech Entrepreneur, Founder of Fintables