2- Zeigarnik Etkisini En Çok Kullanan Sektörler

F Emre Guleryuz
Flow Founders
Published in
7 min readJan 21, 2024
“Zeigarnik Etkisini en çok kullanan sektörler”

İlk yazımızda Zeigarnik Effect’in ne demek olduğunu inceledik. Şimdi de Sektörlerin Zeigarnik Etkisini nasıl kullandıklarına bakacağız. Ama öncesinde sektörlerin hangi adımlarla Zeigarnik’i kullandığını anlamalıyız.

1- Parçalara Böl; sürecin hiç bitmeyecekmiş izlenimi yaratmasına izin verme.

1Parçalara Böl; Yüzlerce doldurulması gereken alanı, parçalara bölmeliyiz. Böylece kullanıcıya süreç daha basit ve kolay algısı yaratır.

2- Motive Et; kullanıcıya sürecin basit olduğuna düşündür.

2Motive Et; Bu parçalara ayrılmış aşamaları dürtüsel bir şekilde sürekli kullanıcıya göstermeliyiz ki süreçten ayrılma isteği yerini, “Az kaldı zaten” isteğine bırakır.

3- Bitmediğini Hatırlat; süreçten ayrılan kullanıcıyı, tekrar dahil etmenin yollarını ara.

3Bitmediğini Hatırlat; Kullanıcı bir şekilde süreci yarım bırakabilir. Ama unutmamak gerekir ki, ilk sorularımızın arasında iletişim bilgileri ve iletişim iznini koyarız. Ve kullanıcıya SMS, mail, bildirim gibi yollarla sürece tekrar dahil etme fırsatı verir.

Sektörleri; bu “Üç Temel Zeigarnik Maddeleri” bunları nasıl kullandıkları üzerinden inceleyeceğiz.

Biz de serinin son yazısında, “Zeigarnik Etkisini iki farklı projemizde kullanmak”ta da bu üç temel maddeyi kullanarak UX projesi (wireframe) çıkartacağız.

- Profesyonel Sosyal Paylaşım Platformları.

Motivasyon; bilgi ver, işi al.

Bu kategoriye verebileceğimiz en iyi örnek Linkedin’dir.

Kariyer bilgilerini, eğitim durumunu, sertifikalarını, nerelerde ve ne kadar süreyle çalıştığını, dil bilgini, profesyonel ilgi alanlarını, iletişim bilgilerini(!) ve daha bir çok bilgiyi kendi ellerimizle veririz.

Linkedin bizleri, “Size daha iyi fırsatlar bulabilmemiz için, profesyonel bağlantılar (network) kazanabilmeniz için bu bilgileri vermelisin.” diyerek motive eder.

O zaman “Üç Temel Zeigarnik Maddeleri”miz ışığında Linkedin’i inceleyelim.

1- Eğitim, dil, yetenek, tecrübe, ilgi alanları gibi maddelerin altındaki onlarca soruyu kategorize ederek bizlerden ister. — Parçalara Böl.

2- Bu maddeleri tamamlarken bize ilerleme çubuğu (progress bar) çıkartır ve hemen yanında motive edici bir cümle ile “Sana daha iyi iş teklifleri için %30'unu tamamladın.” diyerek süreçte tutar. — Motive Et.

3- Süreci yarım bırakırsan mail atarak ya da bildirim göndererek tekrar seni akışa sokmaya çalışır. —Bitmediğini Hatırlat.

Aldığı bilgilerle; Profesyonel Mecrada bir dijital ikizimiz oluşturulur.

-Yaşam/Sağlık/Spor Uygulamaları.

Motivasyon; bilgi ver, formunu al.

Yaş, kilo, boy, yaşam tarzı, yeme alışkanlığı, vücut formumuz, vücut kitle endeksimiz, hayallerimiz ve uygulamadaki devamlılık gibi bir çok kişisel bilgimizi kendi ellerimizle veririz.

O zaman “Üç Temel Zeigarnik Maddeleri”miz ışığında bu uygulamaları inceleyelim.

1- Hakkımda (yaş, boy, kilo), yağ oranı, hedef kilo,hedefler, yaşam tarzın (oturarak mı çalışıyorsun, geçmiş hastalıkların neler, nasıl beslenirsin) gibi bilgileri alır. — Parçalara Böl.

2- Aralara da son derece motive edici bilgiler koyar; “Bizi kullananların %95'i ideal kiloya ulaştı, sağlıklı bir vücuda kavuşmanız için son adımlar.” seni sürece bağlar. — Motive Et.

3*- Burada mail adresi alınır — almayan uygulamalar ise “1 Hafta/1 Ay ücretsiz dene” gibi kullanıcıda “Duygusal Mülkiyet” olarak isimlendirebileceğimiz *Endowment Efekt’i kullanarak kendine bağlarlar ya da bildirim göndererek uygulamayı hatırlatır ve seni akışa sokmaya çalışır. — Bitmediğini Hatırlat.

*Endowment Efekt; daha sonra üzerine yazmayı planladığım ayrı bir metot. Zaten bir arayüz çıkartırken, birçok bilişsel metottan faydalanmak, uygulamanın gücünü arttıracaktır.

-Bankacılık / Finans Uygulamaları.

Motivasyon; bilgi ver, paranı al.

Modern dünyada tüketim çılgınlığının geldiği bu noktada bir çok kişinin finans kaynağı ile istediği her ürüne ulaşması çok da mümkün değildir.

Bunu bilen bankalar ise; kredi/finans desteklerini uygulamalarından üstelik daha önce o banka ile çalışılmamış olsa bile verebilir hale gelmiştir.

Buna belki de şaşıracaksınız ancak; Bankacılık ve Finans Uygulamaları içinde Türkiye, en iyiler arasında. “Anlaşılır— Kolay — Hızlı”. Tabi bu durumu finansal daralmanın ispatı olarak da yorumlayabiliriz. *Hatta mükemmel uygulamaların birinde de aktif rol almıştım :)

O zaman “Üç Temel Zeigarnik Maddeleri”miz ışığında bu uygulamaları inceleyelim.

1- Daha önce ilgili banka ile çalışılmamışsa eğer bu banka seni tanımak ister. Bunun için de yüzlerce soru/doldurulması gereken bilgi ve belgeler vardır. Bunu da ilk maddemizdeki gibi parçalara böler. — Parçalara Böl.

2- Motivasyon ise aslında işin kendisidir. Yani bu kredi ile alacağın ürünlerdir. O nedenle bu kısımda pek de bir şey yapılmasına gerek olmasa da aralarda “Düşük faizli kredinin hesabında olmasına yalnızca bir kaç adım kaldı.” der. — Motive Et.

3- Sürecin yarım bırakılması durumunda elbette SMS, mail gibi hakları kendi ellerimizle veririz fakat bunların dışında iki önemli yöntem daha vardır.

  • Web sitelerine girdiğimizde bıraktığımız izden (Çerezlerden) kaynaklı bize sürecin neredesinde kaldığımızı sürekli gösterebilir,
  • Bizi çağrı merkezlerinden arayarak süreci danışmanlarla birlikte tamamlatabilir. — Bitmediğini Hatırlat.

-Sanal Sevgililik Uygulamaları.

Motivasyon; bilgi ver; aşkını al.

Zeigarnik Effect’i sonuna kadar ve en acımasız kullanan; motivasyonunu ise insanın en temel dürtülerinden alan uygulamalardır.

Vermiş olduğumuz bilgiler, kullanım alışkanlığımız, yönelimlerimiz ve tercihlerimizle gerçek bir “dijital ikiz”imizi yaratır, işler ve satarlar.

O zaman “Üç Temel Zeigarnik Maddeleri”miz ışığında bu uygulamaları inceleyelim.

1- Cinsiyet, yaş, kilo, boy, adres, güncel konum paylaşımı, yönelim, zevkler, yaş aralığı gibi bir çok son derece kişisel soruları gruplara ayırarak bire sorarlar. — Parçalara Böl.

2- Tıpkı bankacılık uygulamalarında olduğu gibi sürecin içinde motivasyon zaten saklıdır. Ancak bize bunu hatırlatarak iştahımızı kabartır ve daha çok detay vermemizi sağlarlar.“Sana “ideal sevgiliyi” (kusursuz eşleşmeyi) bulmamız için daha fazla bilgi vermen lazım.” der. — Motive Et.

3- Sürecin yarım bırakılması durumunda elbette mail gibi hakları kendi ellerimizle veririz fakat bunların dışında iki önemli yöntem daha vardır.

  • Uygulama bildirimleri ile sürece bizi yeniden sokar,
  • Bir kaç eşleşmeyi tetikleyerek, “Daha çok bilgi verirsen seni daha çok kişi ile buluşturabiliriz.” diyerek iştahımızı kabartır. — Bitmediğini Hatırlat.

-Alışveriş Sitesi/Uygulamaları.

Alışveriş sitelerinde ise, başlarken mail, telefon numarası, yaş, cinsiyet vb. bilgileri veririz. Alışveriş siteleri de zaten bizim alışveriş, marka tercihleri, uygulamaya giriş-çıkış saatleri ve alışveriş sıklığı gibi bir çok veriyi işler ve bize en uygun ürünleri, en uygun zamanda, en uygun mecralarda (reklam) gösterir.

O zaman “Üç Temel Zeigarnik Maddeleri”miz ışığında bu uygulamaları inceleyelim.

“Peki burada Zeigarnik Effect” nerede diyebilirsiniz. Ve evet, şu ana kadar bir Zeigarnik kuramıyla karşı karşıya değiliz. Ama;

3. Maddemizi unutmayalım. Alışveriş uygulamaları, bakmış olduğumuz, sepete eklediğimiz ama satın almadığımız ürünleri “re-marketing” yöntemi ile sosyal medya, web siteleri vb. reklam alanlarında bize almadığımız ürünü göstererek yeniden sürece çekerler. — Bitmediğini Hatırlat.

Bonus;

Tüm pastayı bitiremeyeceğini düşürsün fakat dilimlediğinde parça parça hepsini bitirebilirsin.

-Netflix / Çevrimiçi Medya Servisleri (Streaming services)

Ne alaka şimdi ya… — Demeyin :)

Bu alanı izin verirseniz biraz daha hikayeci bir dille anlatmak istiyorum.

“Şimdi size sekiz saatlik bir film yaptık ve bunu bir günde izleyeceksiniz” deseler izler miydiniz?

Bence hepimizin cevabı “Hayır, bu mümkün değil.” olacaktır.

Peki soruyu biraz değiştirelim; “Size sekiz bölümlük ve toplamda sekiz saatlik bir mini dizi yaptık ve bunu bir günde izleyeceksiniz.” deseler izler miydiniz?

Buna cevap olarak da bir mini diziyi tek oturuşta bitiren ben; gönül rahatlığıyla “Evet” diyebilirim. — Parçalara Böl.

Bunu nasıl yaptılar ve bunun Zeigarnik ile ne ilgisi var? diyen kişi sanırım serinin ilk yazısını “1- Zeigarnik Etkisi ve Arayüz Tasarımında Kullanımı” okumamıştır.

Formül aslında çok basit;

1. 2. ve 3. bölümlerin gerilimlerini, çatışmalarını yüksek tut, bölüm bitişlerini ise gerilimli ve merak unsuru yüksek bir şekilde bitir. İzleyiciyi “Anda tut.”

4. 5. ve 6. bölümleri ise önceki bölümlerde gerilim, çatışma ve stres yüklenmiş izleyiciyi biraz daha sakinleştir fakat sürpriz sonu ihmal etme. — Motive Et.

7. bölüm zaten dizi bitiyor az kaldı, buraya kadar geldik, kaldı bir bölüm diyerek izlenir. 8. bölüm zaten bitirici vuruştur, motivasyonu çok nettir ve 8. bölüme gelen izleyici zaten asla süreçten çıkmaz. — Bitmediğini Hatırlat.

Gördüğünüz gibi Zeigarnik Effekt’in tüm maddelerimiz sürecin içinde gizlidir.

Uyarıyı okumadan Zeigarnik’e başlamayın.

Dikkat.

Zeigarnik Effect’i öğrendim ve ben de hemen kullanacağım demeyin.

Peki neden Zeigarnik’i sayfalarca anlattıktan sonra ve hatta bu kuram üzerinden bir sonraki yazımızda Zeigarnik kurallarına uygun proje de yapacağımız halde size kullanmayın diyorum?

Çünkü Zeigarnik Etkisini kullanan biz kullanıcı deneyimi tasarımcıları, kullanıcıları “Bitirme motivasyonu üzerinden manipüle ederiz.” Fakat bunun bir “dozajı” vardır.

Kullanıcıyı (en kaba tarifle) aptal yerine koymak, bu mantıkta diğer kullanıcısı olduğumuz uygulamaların da bizleri aptal yerine koymuş olduğu anlamına gelir.

Dozaj.

1Uygulamamız için doğru motivasyonu en iyi şekilde tespit etmeliyiz. (Kullanıcı bu uygulamayı neden kullanmalı? — Neden bunca bilgiyi bize vermeli? gibi.)

2Kullanıyı sürece soktuğumuzu ona göstermeli ve hissettirmeliyiz. Fakat bu durumun kullanıyı yoracak, sıkacak ve uzaklaştıracak sıklıkta olması yani bir görev hissi uyandırması kullanıcıda arayüzümüzü terketme durumu yaratacaktır.

Kullanıcıyı uygulamanın motivasyonları üzerinden manipüle ettiğimizi kullanıcının da bildiği varsayımı üzerinden karşılıklı bir alışveriş olduğu kurgusu üzerinden akışı tamamlarsak; daha adil, temiz ve sürdürülebilir bir ürün çıkartmış oluruz.

Konuyu toparlayacak olursak;

Nudge dediğimiz dürtülerimizi, sektörümüze uygun motivasyonlarımızla birleştirerek kullanabiliriz.

Dürtüleri; bilişsel davranış tekniği ile kullanıcıyı; onun izni, takibi ve özgür iradesiymiş gibi motive (manipüle) edebiliriz.

Unutulmamalıdır ki; sürecin sonunda “Havuç” dediğimiz bir “Ödül” (motivasyon kaynağı) yoksa; kullanıcılardan bu verilerin hiç birini alamayız.

Bu nedenle arayüzümüzde kurgularken motivasyon kaynağı “anlaşılır, net ve herkes tarafından kabul görecek” şekilde belirlenmelidir.

Ben de; serinin son yazısında “Zeigarnik Efekti kullanarak yapacağımız tasarımda” da doğru motivasyonu belirlemeye çalışacağım.

--

--