26 Ekim tarihi oyun dünyası için artık çok özel bir gün. Red Dead Redemption 2, bu tarihte çıkışıyla beraber hem oyun dünyasını sarstı hem de devrim niteliğindeki derinliği ile bütün oyuncuları etkiledi. Rockstar Games, Red Dead Redemption 2'den önce de çok başarılı oyunlar yaptı elbette; GTA, Max Payne, Bully, L.A. Noire… Ama bu oyun, hepsinden izler taşıyan bambaşka bir BAŞYAPIT!
Red Dead Redemption 2, yukarıda bahsettiğimiz oyunlardan edinilen tecrübelerle ve sıkı bir çalışma disipliniyle birlikte tam 8 senede inşa edilmiş. İnşa edilmiş diyorum çünkü içeride muazzam bir yapı var. Ekip, içeride bir dünya yaratmış! RPG (rol yapma) oyunlarında oyuncuların en önemsediği şey elbette ki kendinizi role kaptırabilmek hatta oyun karakteri ile özdeş yaşamaktır. Bu alandaki çeşitli oyunlar hikayeleri ve yapıları ile bunu bir şekilde sağlarlar ancak son senelerde bu türün tutkunu olan oyuncuları tatmin etme noktasında sıkıntılar yaşanıyordu. Red Dead Redemption 2 ise bu sıkıntıyı ortadan kaldırabilecek çok tadında bir oyun olmuş.
Van der Linde çetesi üyelerinden Arthur Morgan adındaki karakteri canlandırıyoruz oyunda. Arthur’la birlikte çetenin kampına katkı sağlamamız bekleniyor bizden. Biz de elimizden ne geliyorsa onu yapıyoruz. İlaç, erzak, mühimmat vb. şeyleri bularak kampa bağış yapıyoruz. Tabi ki bunu sadece biz yapmıyoruz. Diğer çete arkadaşlarımız da ellerinden geleni yaparak kampı ayakta tutmak için çabalıyor. Onlarla diyaloglara girebiliyor, şarkılar, danslar eşliğinde içki yarışları yapabiliyoruz. Aramızda derin bir bağ var yani; arkadaşlık bağı. Olabildiğince de gerçekçi bir şekilde ilerliyor bu bağ çünkü yaşadığımız dünya canlı.
Oyunun dünyasında asla zamanın gerisinde kalmıyorsunuz. Bir ev yanmışsa, yanmış olarak kalıyor. Ölen insanlar ile bir daha karşılaşmıyorsunuz. Öldürdüğünüz hayvanların leşlerini zamanla çürümüş halde bulabiliyorsunuz. En ince ayrıntısına kadar düşünülmüş tüm bu noktalar. Oyunun içerisinde yaşıyorsunuz.
Tabi ki; derinliğe katkı sağlayan bir de hayvan çeşitliliği var. Sadece insanlarla değil sürekli olarak hayvanlarla da etkileşim halindesiniz. Atınızla bir bağ kuruyorsunuz. Bu bağ onunla 4 nala daha keyifli yolculuk etmenizi sağlayabiliyor. Öldüğü zaman yeni bir ata ihtiyacınız var. Beslemeniz ve onu da önemsemeniz gerekiyor. Kediler, köpekler ile de etkileşim kurmak mümkün. Ayılar ve kurtlar ile ise pek etkileşime geçmek istemeyebilirsiniz. Vahşi doğa tamamen oyunun doğal dünyası içerisine özenle işlenmiş. Bu da bir noktadan diğerine atınızla yapacağınız yolculuğu eşsiz bir tecrübeye dönüştürebiliyor.
İlgili İçerik: Red Dead Redemption 2’de kedicikler pek dost canlısı değiller
Oyunun hikayesiyle ilgili çok da sürpriz bozmadan söyleyebileceğimiz şey; ilk oyundaki karakterimiz olan John Marston’a göre çok daha bağlanabileceğimiz bir karaktere hayat veriyoruz. Bu arada bu oyunu oynamak için serinin ilk oyununu da oynamanıza gerek yok. Arthur’un hikayesini oynarken ilk oyundaki John’un geçmişinden de bir çok mesele aydınlığa kavuşuyor ve karakteri tanıyorsunuz. Hikaye sizi besliyor, besliyor, besliyor… Aslında oyunun kendisi de size oynanışla beraber kendi hikayenizi sunuyor. Oyunda yaşadıklarınızı teker teker kaleme alsanız belki de oyunun ana hikayesinden daha güzel maceralara yer bile verebilirsiniz.
Bir açık dünya oyununda hikayeyi en önemli besleyen noktalardan biri de görevler elbette. Bu görevler başlangıçta size dünyayı keşfettirmeye odaklanmışken zamanla bütün ilerlemeyi size bırakıyor. Bıktığımız takip et görevleri ise çok az. Kaldı ki onlarda da görsel olarak oyalanacağınız muhteşem manzaralar ya da etkileyici bir diyalog vererek oyundan kopmanızı engelliyorlar. Görevler tekrar etmiyor, her defasında bambaşka bir görev sizi oyunun içerisine çekiyor. 10 dakika önce yargı dağıtan haydut, bir sahne sonrasında hayvan pisliği temizleyebiliyor.
Red Dead Redemtion 2, muhteşem açık dünyası ile bu alandaki en iyi oyunlar arasında başı çekiyor. Oyundaki derinlik ise devrim niteliğinde değerlendirilebilir. Bundan sonra çıkacak olan açık dünya oyunlarının dinamiklerini tekrar tekrar gözden geçireceklerine eminiz.
Son olarak, PlayStation 4 ve Xbox One platformlarına çıkan oyun, 470 liralık bir fiyattan satılıyor. Uçuk bir fiyat olarak gözükebilir ancak şu zamanda bu parayı hak eden ender oyunlardan bir tanesi olduğuna ve harcadığınız her kuruşa değeceğine emin olabilirsiniz. Saatler boyunca kendinizi ekrandan alamayacağınıza garanti verdiğimiz Red Dead Redemption 2 tüm beklentileri karşılayarak bir BAŞYAPIT olmayı başardı.
