Fotoğraflar; A. Özge Akar

İki Çocuk Annesinin Ankara’sı: Erimtan Arkeoloji ve Sanat Müzesi

A. Özge Akar
Gazete Solfasol

--

A. Özge Akar

Ankara’da küçük çocuklarla nereye giderseniz gidin, riskler, sınırlar ve zorluklar var ve bu yıldırıcı olabilir. Eve tıkılıp kalmayı seçebilirsiniz. Çocuk bakan yetişkinler gezmeye devam ettikleri sürece hem çocuklar, hem de yetişkinler daha mutlu olur. Bunu hem okudum, hem çevremde gördüm, hem de bizzat yaşadım. Gezmeyene hayat kısaca zor gelir. Ankara’da çocuklarla gezmek mümkün, bilginize!

İkinci bebeğimizin doğduğu sene gezmek önceliklerimizden biri değildi. Çekirdek aile içinde yaşayan bir çok anne gibi ben de çocuk bakımı konusunda hiçbir pratik bilgim olmadan, 15 ay ara ile iki bebek sahibi oldum. Çok yardımcı eşimin işte olduğu tüm zamanlarda yardım almadan, tüm çocuk bakımını ve ev işlerini ben yaptım.

Birinci katta oturuyoruz ve asansörümüz yok, iki bebeğim de henüz yürümüyor. Tek yetişkin benim ve sadece iki kolum var. Yani hatırı sayılır çalışma tecrübesine sahip, evli, üniversite mezunu, yurtdışında çalışma ve okuma tecrübelerine sahip olmam üçüncü bir kolumun çıkmasını sağlamadı.

Aşağı inmesi gerekenler büyücek bir çanta ve iki birbirinden değerli bebek. Önce birini, sonra birini indiririm demek mümkün değil! Hele ki, Ankara’da yaşadıklarımızdan sonra evden çıkmak da evde kalmak da bir güvenlik sorunu…

Büyük oğlum Lodos merdivenleri inebilecek kadar iyi yürümeye başladıktan sonra en büyük önceliklerimizden biri gezmek oldu. Merdivenlerden ilk zamanlar iki çocuk kucağımda ve bir çanta kolumda indim. Küçük oğlum Güney’i baby sling denilen çaputa sarıp Lodos’u diğer kucağıma aldım. Güney daha dik durabildiğinde ikisini birer koluma aldım. Lodos daha da iyi

yürümeye başladığında, merdivenleri kendi indi, ben Güney’i kucağıma aldım. Dışarı cıkmak bir anne için çok önemli. Dışarıda da güvende hissedebilen çocuklar yetiştirebilmek çok önemli. Biz anneler, çocuk bakanlar yılmadan dışarı çıkmalıyız.

Bir arkadaşım ve 15 aylık oğlum Güney’le 11 Mart Cuma günü Erimtan Müzesine zevkli bir gezi yapmayı becerdik. Güney 11 aylıkken, Lodos’un kreşe başlaması şerefine daha önce eşimle de gelmiştik, arkadaşımın ise ilk gelişi. Üçümüz de çok beğendik.

Nerede?

Ankara Kalesi’nin ana giriş kapısının karşısında, eskiden At Pazarı olarak kullanınlan bölgede, Çengelhan Rahmi M. Koç Müzesi’nin yanıbaşında.

Nasıl Gidilir? Kale önünden geçen bir toplu taşıma aracı yok. En yakın Samanpazarı ya da Çıkrıkcılar yokuşu duraklarından, kaleye yürünebilir. Deneyimli anneler, babalar ve çocuk bakanlar zaten dik yokuşlardan çıkmaya hazırlıklı kol kaslarına sahiptir. Biz bebek koltuğu olan arabamızla gittik. Tarihi Ahi Şerafettin Camii’nin üstünde yer alan paralı park yerine 7 TL karşılığında park ettik. Arabanın çekilmesi ya da ceza yemek de bir tercih gibi görünürse o da seçilebilir.

Müze’ye yürürken, bebek arabası, arnavut kaldırımda, şıngır-mıngır sallanıp bebeğimi çok mutlu etti. Onun ‘harika’ ve ‘hiç görmedim ben bunları’ bakışları ile müzeye yürüdük. Kalenin önünden, Koç Müzesi tarafından Erimtan’a giderken biraz zorlandık ama anneler sakın gözünüz korkmasın. Sonuçta; bu ne ki?

Ne Ödenir? Engelliler ve 12 yaşında küçük çocuklara ücretsiz. Tam 7 TL, grup halinde 5 TL (10 kişi ve üstü), indirimli (öğretmen, öğrenci ve 65 yaş üstü) 3,5 TL, ve Müzekart sahibi ziyaretçilere 5 TL.

Ne Kadar Zamanda? Çankaya semtinden başlayarak, 30 aylık oğlum Lodos’un kreşten sonra eşimin getirdiği saate yetişmek, Emine’yi de diş hekimi randevusuna yetiştirmek için Çankaya’ya, 13:00’te park yeri bulup evde olmak zorunda olarak; 09:45 -12:50 arası yaptığımız gezi, haftaiçi bir günde 3 saatte harika bir gezi yapabileceğinizin kanıtı!

Güzel Haber: Asansör Var! İlk gelişimizde, kapıya yaklaştığımda daha soluklanmadan ilk sorum şu oldu; pardon, asansör var mı? Asansör var ve öyle ara katlarda durup sizi illa 2–3 basamak ile yormuyor. Bir arkeoloji müzesi ve o içinize dokunan her müze gibi „vay be” dedirten bir mimarisi var.

Güzel Haber: Bu Müze Sıcak! İlk gidişimizde hava inanılmaz soğuktu ve içerisi inanılmaz güzel sıcaktı yani hiçbir çocuk bu müzede üşümez! Kimse gelip „ay, yavrum bu üşür” demez! Tabii deneyimli anneler bilir, o lafı her yerde diyebilirler, sonuçta garanti veremem.

Güzel Haber: Bu Müze Çok Sağlam! Yürüyen bir çocuğunuz olsa da «ay bu kırıldı» dedirtmeyecek malzemeler kullanmışlar. Her şey düzgün. Her şey sağlam.

Çocuklara Özel Çocukların göz hizasında olan tabaklar var ve çok havalı duruyor. Geriye kalanlar çocukların göz hizasında değil; tabii ki biliyoruz ne yapılacağını: onlar zaten yukarı bakmakta usta ve bizim kollarımız da çok güçlü. Çocuklara özel (4 yaşından itibaren) eğitimler var (Rezervasyonlu okul programları 3,5 TL, haftasonu atölyeleri 50 TL).

Bebeğiniz Acıkırsa İlk gittiğimizde, en alt kattaki güzel ranzaya oturup, bebeğime orada kavanoz mama yedirmiştim. Bu sefer, harika manzaralı kafede oturduk. Bir alt katta özel bir yemekli toplantı hazırlığı olduğundan kafede yemek hizmeti yoktu. Ama görevliler çok ilgili, duyarlı; Güney’e yiyecek bir şeyler bulmak için seferber oldular. Normal günlerde, 12–16 TL’ye sandviç, 22 TL’ye beğendi yiyebilirsiniz. İçecekler 3–8 TL arası. Bebeğinize evden bir şey getirmek isteyebilirsiniz.

Önemli Not: Cuma günü gitmekten sakının. Öğle vakti ortalık, kendini muhterem arkadaşları ile namaz kılmaya adamış erkekler ve bunların pahalı araçları ile dolu. Hatta, arabası ile tüm sokağı kapamış bir zevatı polise şikayet etmek istedim ama o sırada kendisi yüksek mevkilerdeki adamlara zorunlu değnekçilik yapıyordu!

Kafe’de mama sandalyesi var.

Engelli tuvaletinde alt değiştirme ünitesi mevcut.

Müze girişindeki tek basamaktan tekerlekli sandalye rahat geçsin diye açılabilen küçük bir rampa mevcut.

*GazeteSolfasol Mayıs 2016 sayısında yayımlanmıştır.

--

--