Mutfakta Daha Az Atık İçin 7 Öneri

Evlere kapanışımızın bir yılı bitmek üzere… Vay be…

Gülhavin Kılıç
Gençler Burada
6 min readMar 10, 2021

--

Bu yazı, TOG Sesli Dergi projesi gönüllüleri tarafından seslendirilmiştir.

Yazının seslendirilmiş hali için tıklayınız.

Evlere kapandık, evin içinde en çok mutfaklara kapandık. Neler neler evde yapmadık ki: ekmek, hamburger, pide, döner, pizza, pasta, börek, çörek…

4 Mart 2021'de Birleşmiş Milletler Gıda Atık İndeks Raporu yayınlandı.

Rapora göre, 2019'da yaklaşık 931 milyon ton gıda israf edildi. Bu miktar dünyanın çevresini 7 kez kaplayabilecek miktardadır.

İsrafın %61'i hane halkı düzeyindeyken, %26'sı gıda hizmetlerinde ve %13'ü ise perakende aşamasında gerçekleşti.

Rapora göre israfın büyük bir kısmı ev içinde gerçekleşiyor, bu yüzden ev içi alabileceğimiz önlemler gıda israfının önüne geçmemizde çok önemli.

Food Waste: Joshua Hoehne on Unsplash

Ben de özellikle mutfakta fazlaca vakit geçirdiğim bu bir yılda gıda israfı konusunda çok daha fazla farkındalık geliştirdim. Bu süreçte denediğim, denemeye çalıştığım ve deneyeceğim önerileri bu yazıda sizlerle paylaşıyor olacağım.

1-Dolapta Ne Olduğundan Haberin Olsun!

Bu öneri gıdaları taze tüketmek, israfın önüne geçmek için en önemli önerilerden biri. Alışverişe gidilir, bir şeyler alınır, dolaba konulur, sonra?

O yiyecekler unutulur, gerek günlerin yoğunluğundan gerek dolap derinliklerinde kayboluşundan. Bir gün dolabın o kısmı boşalır ya da dolaptan kötü bir koku gelmeye başlar ve işte o an hatırlanır o yiyecek. Artık her şey için çok geçtir.

Fotoğraf: Jesse K. on Unsplash

Bunun önüne geçebilmek için:

  1. Aldığımız yiyeceklerin listesini yapıp buzdolabına yapıştırabiliriz.
  2. Her yeni alışverişte o gün aldığımız yiyecekleri değil de öncelikle dolapta kalan yiyecekleri kullanabiliriz.
  3. Dolaba yiyecekleri yerleştirirken şeffaf kaplarda saklayabiliriz.

2-Yeşillikler Sararmasın!

Bir hevesle alınır o yeşillikler, şifa kaynağı, lezzet kaynağı yeşillikler. Keşke hevesle alındığı gibi de hevesle yenebilse…

Özellikle tek kişi yaşıyorsanız yeşillik tüketmek fazlası ile zor oluyor. Bir marulu, maydanoz demetini bitirebilmek için aldıktan sonra her gün tüketmek gerekir ki bu sürede bir dahaki haftanın alışveriş zamanı gelir.

Yeşillikler çok hassas, narin, ilgi seven yiyecekler olduğu için dolapta durunca hemencecik sararırlar, çürürler.

Bunun önleyebilmek içinse:

  1. İhtiyacınız kadar yeşillik alın, 3 demet 1 lira yeşillikler vardı eskiden, bu durumlarda aldığımız fazla yeşillikleri komşularımız, arkadaşlarımız ile paylaşabiliriz.
  2. Yeşillikleri plastik poşetlerde saklamayın, bu daha çabuk sararmalarına, çürümelerine neden olur. Temiz bir kağıda sarıp dolapta muhafaza etmeniz raf ömürlerini uzatabilir.
  3. Yeşillikleri aldığını gün ayıklayın, yıkayın, kurulayın ve saklayın. Biliyoruz ki yeşillik tüketmek için biraz emek vermek gerekiyor, ayıklanma ve yıkama işlemleri biraz emek istiyor. Bu emeği yeşillikleri aldığımız gün tek seferde verdiğimizde hem her gün yeşillik tüketebilmiş oluyoruz hem de her gün yıkama işlemi yapmamıza gerek kalmıyor. Yıkanmış yeşillikler de çabucak tüketiliyor zaten.
  4. Eğer ihtiyacımızdan fazla yeşillik aldıysak ve taze olarak tüketemeyeceksek onları kurutarak daha uzun ömürlü hale getirebiliriz.

3- Yeşilliklerin Sapından, Çöpünden Faydalan!

Çarşıdan aldığım bir demet maydanoz evde ayıkladım kaldı elimde yarım demet maydanoz. Yeşillik ayıklarken benim en önüne geçemediğim şey bu saplar ve çöplerdir. Bu durum için yapabildiğim en fazla şey sapları daha kısa kesmek oluyordu.

Sararmış, ezilmiş kısımlar için ise yazının son kısmında sizi bir tarif bekliyor.

  • Marul ayıklarken attığım hiçbir şey olmuyor neredeyse, o en baş kısmının da etrafını hafifçe soyup tüketiyorum, çünkü çiğ sebze aşığıyım. Size de tavsiye ederim bence tadı bayağı güzel, katır kutur bir şey.
  • Maydanoz, roka, dereotu, tere otunda da sap kısımlarını azıcık kesiyorum sadece.
  • Büyük yeşil yapraklı sebzelerde de yine ayni şekilde sadece azıcık baştaki o sap kısmını kesiyorum.
  • Ispanağın yaprakları ayrı sapı ayrı lezzetli, annem saplarından pirinçli, salçalı çorba yapar bayağı lezzetli oluyor. Yaprakları da börek olur, ıspanak yemeği olur, ıspanak kavurma olur, olur da olur.

4- Meyve ve Sebzelerin Kabuklarını Atarken Üç Kez Düşünün!

Eğer aldığımız meyve ve sebze organik, ilaçsız, temiz tarımla üretilmiş ise iyice yıkayıp kabuklu tüketelim. Kabuklu tüketmek istemiyorsak da:

Fotoğraf: Sven Scheuermeier on Unsplash
  1. Kabukları soyarken bıçak yerine soyacak kullanalım, bıçak kullanacaksak da sivri bir bıçak kullanalım.
  2. Kabukları soyduktan sonra hemen atmayalım.
  • Elmaları soyduktan sonra kabukları, sapı, çekirdekleri biraz suyla kaynatın. Bitki çayınızı bu su ile demleyin, hayatınızda bu kadar güzel bitki çayı içmemiş olacaksınız. Ben papatya çayı yaptım bu suyla azıcık da tarçın ekledim, şahane oldu.
  • Domatesleri soyduktan sonra kabukları biraz suyla kaynatıp bulgur pilavınızı bu suyla yapın, çok lezzetli oluyor.
  • Portakal kabuğundan neler yapılabildiğine siz de şaşıracaksınız, bu yazıyı yazarken aklımda tarifler vardı ancak nasıl yapıldığını hiç izlememiştim, açtım reçel tarifi, şeker tarifi izledim. Portakal kabuğunun acılığı gitsin diye çok kez sudan geçirip suda bekletip kaynattılar. O kadar suya değer mi emin değilim, bir gün deneyince bu yazıyı güncelleyeceğim. Şimdilik portakal kabuğu ile ilgili verebileceğim tek denenmiş tavsiye şu tarifte yer alıyor, portakallı kek yaparken tüm portakal kullanmak.
  • Patatesin kabuklarını soymak yerine dışlarını bir kabak lifi ile güzelce temizleyip o şekilde tüketebilirsiniz.
Fotoğraf: Caroline Attwood on Unsplash

5- Yiyebileceğimiz Kadar Yemek Pişirelim!

Her gün taze yemek mi yemeyi tercih ediyorsunuz yoksa önceki günden kalan yemeği de yiyor musunuz?

Tabağınızda kalan yemeğin arkanızdan ağladığını biliyor muydunuz? Çocukken belki de bize söylenen en masum ikna cümlelerinden biri buydu. Hala tabağımızda yemek kalınca gerçekten arkamızdan ağladığını düşünmüyor muyuz?

Tabağımıza gelen yemeğin geçtiği yolları bilsek belki de o tabağı yalar yutarız, bir bölüm Survivor ödül sahnesi izlesek yarışmacıların tabağı yaladıklarını, tek bir pirinç tanesi bile bırakmadıklarını görürüz. Tabağımıza gelen yemeğin kıymetini anlamak için elbette hepimiz Survivor’a gidemeyiz.

Yemek tariflerinde kaç kişilik oldukları yazıyor genelde, buna dikkat ederek yemeklerimizi pişirebiliriz.

Tabağımıza yiyebileceğimiz kadar yemeği alıp biraz daha yemek istediğimizde tekrardan tabağımıza alabiliriz. Tabakta kalan soslara da bir dilim ekmek banıp tabağı bulaşık makinesi için hazır ve nazır hale getirebiliriz.

Ve elbette yemeğimizi komşularımızla paylaşabiliriz.

Fotoğraf: Angèle Kamp on Unsplash

6- Ekmeği Plastik Poşetlerde Saklamayalım!

TMO Ekmek İsrafı ve Tüketici Alışkanlıkları

Yukarıda bir tablosu görünen araştırmaya göre Türkiye’de günlük 123 milyon ekmek üretiliyor, her gün bu ekmeğin 6. 14 milyonu israf ediliyor, her gün üretilen ekmeğin %4.99'u israf edilmiş oluyor.

Ekmeğin ne zaman bayatladığını düşünüyorsunuz?, sorusuna yukarıdaki tablodaki cevaplar veriliyor. Bu cevapların hepsi önüne geçilebilecek şeyler yani her gün taze ekmek tüketmek istiyorsak sadece yiyeceğimiz kadar alabiliriz, ekmek küflenmeden, sertleşmeden, kurumadan tüketebiliriz. Kalan ekmekleri köfte harçlarında kullanabiliriz. Devamı için bir sonraki maddeye geçiniz.

Fotoğraf: Mae Mu on Unsplash

7- Google’a Sormaktan Çekinmeyelim!

Elinizde kalan bayat, yenilebilir ekmek mevcut ve ne yapacağınızı bilmiyorsunuz. Çağımız artık internet çağı, arama motorunuza bayat ekmekle yapılacak tarifler yazdığınızda karşınıza birçok seçenek çıkacaktır.

İşte sizin için birkaç denenmiş, onaylanmış fikir:

  • Ertesi güne kalmış ekmekleri yumurtaya batırıp kızartabilirsiniz.
  • Mesela kararan muzlarınız ile şahane tatlılar, pankekler, ekmekler yapabilirsiniz.
  • Kesilen sütünüzden lor peyniri yapabilirsiniz.
  • Kalan pirinç pilavınızdan harika köfteler, yayla çorbası yapabilirsiniz.
  • Kalan keklerinizi ufalayıp üzerine muhallebi döküp çok lezzetli bir tatlı elde edebilirsiniz.
  • Kalan mercimek çorbanızı kaynatıp içine bulgur ekleyip şahane mercimek köftelerinizi yapabilirsiniz.
  • Kahve telvenizi elinize sürüp ondan sonra çöpe atabilirsiniz. Elleri çok iyi nemlendiriyor.
  • Kalan çayınızı soğuk çaya dönüştürebilir, hatta kek bile yapabilirsiniz o çay ile.

Yazımı ilham aldığım kaynakları da paylaşarak tamamlıyorum, gıda israfına karşı hep birlikte mücadele ediyoruz!

Bu yazıma da ilham olan, çokça faydalandığım Refika Birgül’ün video serisini buraya ekliyorum.

Şahane Boşa Harcama Serisi

Eğer atıklarınızdan kompost yapmak, bunun ötesinde toprakla ilgili detaylı bir okuma yapmak için bu rehbere mutlaka bakın:

[…]Kompostlama, organik maddelerin aerobik veya anaerobik koşullarda mikroorganizmalar aracılığıyla kararlı hale getirildiği bir işlemdir. Kompostlaşmada organik maddeler ayırışırken mikroorganizmalar oksijeni tüketir. Aktif kompostlama sırasında fazla miktarda sıcaklık ve bir miktar karbondioksit (CO2 ) üretilir ve oluşan su buharı havaya karışır. Ancak ortaya çıkabilecek az miktarda karbondioksit, atıkların doğru yönetilmediği mevcut sistemin ortaya çıkardığı karbondioksit miktarına kıyasla gözardı edilebilir bir miktardır.

Şahane Kompost Rehberi

--

--