Dijitalleşme Çağı ve Ötesi

Canan Ulyana Başer
Girişimcilik Vakfı
5 min readAug 13, 2020

Sabah uyandığınızda ilk olarak ne yapıyorsunuz?Alarmı kapatıp gelen bildirimleri incelemeye ya da internette dolaşmaya başlıyorsanız, tebrikler! Cep telefonu kullanıcılarının %80'i gibi bir bağımlısınız. Hatta bunu bir adım öteye taşıyıp storyimi kimler izledi, profilime kimler girdi, profilim nasıl gözüküyor gibi dertleriniz oluyorsa #selfstalk kavramı adeta sizin için yaratılmış diyebiliriz.

Peki ama neden kendimizi bunu yapmaktan alıkoyamıyoruz? Fazla dijital okuryazar oluşumuzdan desek değil. Dijital kimliğimizi çok önemsiyoruz desek hadi belki bi’ nebze. Dijital güvenliğimizi önemsiyoruz desek o zaman baştan kitli hesap kullanırdık. Aslında içten içe tüm bu kavramların önemini bilsek de esas sebep, kontrolsüz dijitalleşmeye olan eğilimimiz diyebiliriz.

Bu durumu kontrol altına almak için önceliklerimizi yeniden gözden geçirmeliyizdir belki. O zaman dijital kavramların neler olduğunu ve neden öncelik listemize almamız gerektiğini gelin bir de birlikte inceleyelim.

Dijital Okuryazarlık

Dijital okuryazarlık; akıllı cihazları anlama, onları analiz etme, onlar sayesinde bilgiyi bulma & paylaşma ve onların içinde yeni bilgiler, içerikler üretme becerilerine verilen isimdir. Kulağa oldukça basit gelen bir tanım olduğunun farkındayım ancak teknoloji içine doğan biz Z jenerasyonu bile bu işlevlerin bir kısmını aktif ya da doğru şekilde gerçekleştiremiyoruz.

Günümüzde her şeyin kolaylaşması ve buna bağlı olarak sabır süremizin azalmasıyla beraber, en hızlı bulduğumuz bilginin en doğru bilgi olduğu yanılgısına uğrayabiliyoruz ve bunu yalnızca kendimize saklamakla yetinmiyor, bilinçsiz paylaşımlarda bulunabiliyoruz.

Ancak saydığımız konularda gelişim göstermediğimizi söylesek yalan olur. Yani artık clickbait kokan alışveriş kampanyalarına eskisi kadar kolay kanmıyor, daha profesyonel bir şekilde stalk yapıyoruz. Ayrıca daha mantıklı challengelara katılıyor ve bu bağlamda faydalı içerikler üretmeye çalışıyoruz.

Dijital Kimlik

Dijital kimlik; içinde bulunduğumuz sosyal mecrada kendimizi nasıl tanımladığımızı ortaya koyan, nasıl bir profil çizdiğimizi ifade eden bizimle alakalı bilgi bütünüdür. İnsanlar, oluşturduğumuz dijital kimliğe bakarak bizimle direkt bir iletişime geçmeden bile hangi okulda okuduğumuzu, nerede çalıştığımızı, ne gibi çalışmalar yaptığımızı ve hatta nelerden hoşlandığımızı öğrenebilirler. Yani dijital kimliğimiz bizi tanımak isteyen insanlar için güzel bir bilgi havuzu demek.

Peki dijital bir kimlik oluşturmak neden önemli?

İnternetin ve sosyal medyanın hızlı gelişimiyle birlikte, kartvizit dönemine veda etme zamanı geldi. Bunun yerine Linkedin profillerimizi kusursuz hale getiriyor, içerisinde bulunduğumuz diğer sosyal mecralarda da havalı ya da bilgili bir profil çizmeye çalışıyoruz. Çünkü üstte de belirttiğimiz gibi, günümüzde sanal dünyada nasıl bir profil çizdiğimiz insanlara bizim kim olduğumuzu anlatan CV’lerimiz, ön sözlerimizdir desek yanılmış olmayız.

Diğer yandan sahip olduğumuz takipçi sayısı ya da aldığımız beğeniler bizim insanlar için bir influencer olup olamayacağımızı belirleyen faktörler haline geldi. Ayrıca bunlar hem bizim kişisel bilinirliğimizi etkileyen hem de bizimle çalışmak isteyecek olası markaları etkileyen önemli istatistikler. Yani dijital kimlik oluşturmanın ek bir gelir kazanma kanalı haline gelmesi, onu önemli kılan sebeplerden biri.

Dijital Güvenlik

Elimizden hiç düşüremediğimiz cep telefonlarımızın ve onlarsız çalışamayacak olduğumuz laptoplarımızın birileri tarafından dinlendiğini, izlendiğini biliyoruz (!)

Kullandığımız uygulamaların ve ziyaret ettiğimiz web sitelerinin bizden veri çekmeye çalıştığı artık hepimizin bildiği ya da The Great Hack sayesinde öğrendiği bir gerçek. Bu durumun iyi yönleri olduğu kadar kötü ve korkutucu tarafları da var. Evet, kampanya bildirimleri ya da bize özel hazırlanan çalma listeleri oldukça cazip gibi görünüyor ama ya iş konumumuzu ve kameramızı bizden izinsiz kullanmaya gelince?

Mark Zuckerberg kullanıcı verilerinin kullanılma durumuyla ilgili 2018 yılında duruşmaya çıktığında nasıl da hepimiz Facebook kullanmayı bıraktık? Keza pandemi döneminde her şeyi evden yürütmeye çalışırken adeta yeni iş yerimiz, yeni sınıflarımız haline gelen Zoom hakkında duyduğumuz Zoombombing haberleri de büyük bir endişe duymamıza yol açmıştı.

Peki dijital güvenliğimiz için yeterince düzgün önlemler alıyor muyuz?

İnternetin üstte bahsettiğimiz gibi bir yüzü olduğunu biliyoruz ama acaba bu uygulamaları kodlayan yazılımcılar mı çok zeki, yoksa biz interneti kullanırken arkamızda anlamlı dijital izler bırakacak kadar dikkatsiz miyiz?

Maalesef burada %51 oranında kullanıcıların, yani bizlerin aldığı önlemlerin yetersiz olması bi’ tık öne geçiyor. Hayır nasıl olabilir diyorsanız, hadi bir kaç soruyla kendimizi test edelim:

  • Parolalarınız, isminiz ve ardında eklediğiniz 123 gibi kolay sayı dizileri yerine; büyük küçük harflerin harmanı, sayı ve sembollerin de bulunduğu güçlü şifrelerden mi oluşuyor?
  • Kayıt olduğunuz web sitesinde ya da indirdiğiniz uygulamada onaylamadan bir sonraki aşamaya geçemeyeceğiniz güvenlik ve gizlilik sözleşmesini okuyor musunuz?
  • Kullandığınız uygulamaların telefonunuzun içindeki hangi işlevlere erişimi olduğunu biliyor musunuz ya da kontrol ediyor musunuz?
  • Cihazlarınıza crackli yani yazılımı kırılmış ya da yayımcısı bilinmeyen uygulamalar indirmekten kaçınıyor musunuz?
  • Web sitelerini ziyaret ettiğinizde SSL sertifikasının kullanılmış olmasına dikkat ediyor musunuz?

Not: Başında http: yazan web sitelerinde SSL sertifikası kullanılmamışken, başında https: yazan web sitelerinde secure ifadesi anlamına gelen ekle SSL sertifikasının kullanılmış olduğu ziyaretçiler yani bizler tarafından kontrol edilebilir bir konudur.

Bu sorulardan kaçına cevabınız evet? İnternetteki kolay yemlerden olmamak için; konu hakkında bilinçli hale gelmeli, konuyla ilgili bolca okuma yapmalı ve gerekli önemleri almalıyız. Okumalarınıza ise şu yazıyla başlayabiliriz:

Yeniden üzerinden geçerek iyice öğrenmiş olduğumuz bu dijital çağ kavramlarını öncelik listemize aldığımız takdirde, internet bağımlılığımızı ve text neck sendromumuzu kontrol altına alabiliriz!

Bol okumalı, çok üretmeli ve doğru bilgileri paylaşmalı günler

Sevgiler

Her bir yazıya 50 alkış atabileceğinizi biliyor muydunuz?

Konuyla ilgili sohbet etmek & görüş bildirmek isterseniz buradan yorum yapabilir ya da LinkedIn hesabımdan yazabilirsiniz.

Ek olarak bana baserulyana sosyal medya hesabımdan veya canan@gooinn.co mail hesabımdan her zaman ulaşabilirsiniz.

--

--

Canan Ulyana Başer
Girişimcilik Vakfı

çokça okur, bolca dinler, sınırsız severim | Podcaster @bimilenyumlu 🎧