Suits’dan Ekip Olmaya Dair Notlar
Başlığı görüp “Burada noluyo’ acep?” diye yazıyı okumaya başladıysan, bu diziye zaten hakimsindir diye düşünüyorum ya da en azından birkaç bölümünü izlemişsindir. Yeni nesil izleme kanallarının bizlere aşıladığı mini / tek sezonluk dizi kültüründen dolayı bu harika diziyi ancak izleyebildim. Ve baştan belirtmek isterim ki dokuz sezonluk bu uzun soluklu dizi yayına başladığı yıl, ben daha 11 yaşındaymışım. (Daha Grup Hepsi’deki Gülçin, Winx Club’daki Musa olduğum yıllar hani.)
Konusuna dönersek dizi, Mike Ross’un sürekli ertelemek zorunda kaldığı hayallerine Harvey Specter sayesinde ulaşmasını ve sonrasında Pearson Hardman Avukatlık Şirketinde gelişen olayları ele alıyor.
Dizinin bence en güzel yanı sezonlar ilerledikçe karakterlerin gelişimini & birbirlerine karşı duruşlarını daha net görebiliyor oluşumuz ve her bölümün sonunda, dizide kendimizden bir parça bulabiliyor oluşumuz.
O zaman artık kalemlerimizi çıkarıp bu diziden ekip olmaya dair alacağımız notların altını çizmeye başlayabiliriz!
Doğru kişiyi gördüğünde, kaçırma.
Doğru ekip arkadaşını / arkadaşlarını bulmak gerçekten çok çileli bir süreç. Girişimimizde ya da projemizde esnek şekilde çalışıyor olsak da günün sonunda gerçekten iş yapan, yararlı çözümler üretebilen kişilerle yola devam etmemiz gerekmekte.
Çünkü hiçbir iş kendi kendine hallolmuyor ve sektör oyuncularının sertçe yarıştığı bugünlerde birinci olmak için gerçekten fark yaratabiliyor olmalıyız. Bu farkı da güçlü ekip arkadaşlarımızın sahip olduğu yetkinliklerle, uyumlu bir iş birliği sonucu ekipçe ürettiklerimizle yaratabiliriz.
(Maalesef doğru ekip arkadaşı aramakla bulunamayabiliyor. Bu yüzden bulduysanız, kaçırmayın.)
Ekip arkadaşlarını, kendilerinden bile iyi tanı.
İş yerinde her gün yüzlerce sorunla karşılaşıyoruz ve her ne kadar güçlü olsak da bazı noktalarda kırılımlar yaşayabiliyoruz. Ya da evi, gündelik sorunlarımızı bizle beraber işe taşıdığımız günler olabiliyor. İşte bu yüzden ekip içinde birbirimize karşı tıpkı Donna gibi olmalıyız.
Ekip arkadaşlarımızı iyi tanımalı, düşüncelerle boğuştukları zamanı anlayabilmeli ve onlara böyle zamanlarda iyi gelecek şeyleri bilmeliyiz.
(Kim mutsuz olduğu günde ikram edilen çikolatayla mutlu olmaz ki?)
Fedakarlık yapmayı öğren.
Söylemesi kolay, yapması hayli zor bir şey fedakarlık. Kazanmaya olan açlığımız yüzünden kaybettiklerimizin sayısı gün geçtikçe artıyor. Bir düşünün, ekip arkadaşınız için en son ne zaman karşılıksız bir iyilik ya da fedakarlık yaptınız?
Birbirimizi kollamayı, eksik yanlarımızı tamamlamayı ve birbirimizin arkasında durmayı başarabildiğimiz zaman gerçek bir ekip olabiliriz.
Bazı uyumsuzluklara müsamaha göstermeyi bil.
Ekip arkadaşımız yanlışlıkla tüm müşteri datalarımızı silebilir, şirketimizin / projemizin geleceği için yanlış kararlar alabilir, ona en çok ihtiyacımız olduğu anda bizi çileden çıkarabilir. Yani elbet birbirimize katlanamadığımız zamanlar olabilir. Ancak böyle zamanlarda ekip olduğumuzu, farklılıklarımızla, hatalarımızla güzel ve bir olduğumuzu hatırlamamız lazım.
(Suits’i izlerken yaptığı hatalar yüzünden Louis’e çok kızsak da, Harvey ile olan arkadaşlığı & aralarındaki geçmiş, ona olan sinirimizi alıp götürüyor.)
Ekip arkadaşlarınla eğri oturup doğruyu, yanlışsa yanlışı da konuş.
Ekip olmak demek her şeye tamam demek değildir. Herkes konuya farklı açıdan, kendi gözünden bakar ve bu bağlamda elbet ekipte fikir ayrılıkları da yaşanabilir. Ancak mühim olan bunları beraberce ele alıp, doğrusuyla yanlışıyla konuşup ortak paydada bir karara varabilmektir.
Çünkü tartışmamak, her şeyi olduğu gibi kabul etmek uzun vadede şirkete / projeye zarar verebilir. Bu yüzden doğru olduğunu düşündüklerimizi savunurken aynı zamanda dünyaya birbirimizin gözünden bakmaya da gayret göstermeliyiz. (Yani Mike gamsız değil, iyi bir ekip arkadaşı.)
Her daim ekibinle beraber karar al.
Atalarımız ne güzel söylemiş: “Birlikten güç doğar.”
Dedik ya herkes olaylara kendi perspektifinden bakar, bu yüzden kişisel olarak karar almak yerine ekipçe karar almak her zaman daha sağlıklıdır. Ayrıca ekip olmak demek birbirlerimizin düşüncelerine değer vermek ve karar alırken onlara da söz hakkı vermek demektir. (Kimin hangi alanda, nasıl bir tecrübesi / bilgisi var nereden bilebilirsin ki?)
Ekip arkadaşlarının kötü gününde de yanında ol.
Ekipçe zor dönemlerden geçiyor olabilir, hatta işimizi tamamen batırmış olabiliriz. Böyle zamanlarda birbirimizi suçlamak yerine sorunlarla beraberce yüzleşmeli ve yine beraberce çözüm üretmeliyiz. (Çözüm üretemiyorsak da en azından beraber üzülmeliyiz.) Çünkü yalnızca birken dünyaya kafa tutabiliriz!
Karakterleriyle, müzikleriyle, vermiş olduğu mesajlarla gönüllerimizde taht kuran bu diziden siz ekip olmaya dair başka hangi notlar aldınız?
Görüş ve yorumlarınızı, aşağıdaki ‘yanıt ver’ kısmından bana iletebilirsiniz.
Hukuk ve adalet dolu günler :)
