Değişen Dünyada Öğrenci Olmak…

GOOINN
GOOINN
Published in
4 min readDec 27, 2019

2019’un sonlarını yaşarken dünyamız hızla değişmeye ve gelişmeye devam ediyor. Almanya’nın 4. Sanayi Devrimi olarak adlandırdığı yeni teknoloji ve üretim çağının ürünlerini yavaş yavaş piyasalarda görmeye başlıyoruz. Yeni teknolojik gelişmeler ile birlikte artık üretilen bilgi eskiden çok daha hızlı üstel olarak üretilmeye başlandı bile. Peki bu gelişmeler yaşanırken nasıl değişime ayak uyduracağız? Öğrenciler olarak mezun olmadan inovatif düşünceyi anlamak, çağın getirileri ve götürüleri iyi analiz etmemiz gerekiyor. Yeni dünyaya bir adım atalım…

4.0 Neden Farklı ?

Öncelikle 4.0 devrimi bilgi üretimini daha önce görülmemiş seviyelerde arttırdı ve katlanarak yani üstel olarak üretilmesini sağladı. Peki bu ne demek?

Eskiden dedelerimizin babası hayattan öğrendiği meslekleri dedenize aktarırdı ve dedeniz bu tecrübe ve el ustalığı ile bir şekilde kendi geçimini sağlardı. Babanız dedenizden daha farklı şekilde büyümeye başladı, günümüze doğru gelindiğinde hem eski kültür ve teknolojileri, hem de bizim içine doğduğumuz internet dünyasına bir şekilde adapte oldu ya da olamadı. Bu 3 jenerasyonun aralarındaki fark git gide açıldı. Babalarımızın döneminde “Eskiden bu yoktu, Avrupa’dan gelirdi.” Gibi söylemler duyanlarımız vardır, fakat günümüzde dünyanın bir ucundaki bilgi saniyeler içinde elimize ulaşmakta. Ürünler ise biraz daha uzun sürmekte. Bilgilerin ulaşım ve üretim hızı üstel olarak katlanmaya başladığı bu devrimin etkileri ne olabilir ?

4.0’ın Etkileri Neler?

Yeni endüstri devrimleri çoğu zaman yapıcı olduğu kadar yıkıcı etkilerini birlikte getirir. Kendi geçmişimize bir dönüp baktığımızda bir devletin Osmanlı’nın bile yıkılışında payı olduğunu fark edeceksiniz. Verilen kapitülasyonların iç pazarımızı ele geçirdiğini, tezgahların kapandığını, iç pazarımızın yabancıların eline geçtiği gibi sözleri tarih derslerinden anımsayacağız. Fabrikalaşma bir önceki sanayi devrimiydi, buhar gücü ile daha hızlı ve az maliyetli biçimde büyük miktarlarda üretimi mümkün kılarken, bizim el işçiliği ile üretilen mallarımız yabancı tüccarların malları ile rekabet edememişti. 4. Sanayi Devrimi devletleri yıkılacak kadar etkiler mi bilemiyorum ama belli meslekleri tarihe gömeceği kesin. Amazon geçtiğimiz yıllarda kasiyeri olmayan AmazonGo’yu hayata geçirdi girişte üyeliğinizi telefondan turnikeye okutup geçiyor, ürünlerinizi alıp çıkıyorsunuz. Bu da dünya genelinde kasiyerlere yavaştan görüşürüz dememizi sağlıyor. Construction Robotics firması Sam adında duvar ustasından çok daha hızlı duvar ören robotlarını inşaatlarda kullanmaya başladı. Sürücüsüz otomobiller zaten sürekli bahsi dönen bir konudan öte Dominos Amerika’da sürücüsüz araçlarla paket servisine çıktı. Bu örneklerden daha niceleri farklı sektörler için örnek verilebilir. Daha Tarım sektöründe gittikçe büyüyen hasat ve ekim makinelerini saymıyorum. Sadece yazdığım 3 örnekten bile Türkiye’de kaç insanın işsiz kalabileceğini hayal edin. Bu saydığım örnekler fiziki işler olarak görünüyor fakat üniversite tahsili görmüş insanlar bile bundan etkilenecek ve bazı bölümler kapanacak.

İşsiz Kalmamak ve Öne Çıkmak İçin

Felaket tellalı gibi yazılar yazarken tabi ki sıkıntıların yanında değişime ayak uydurma önerilerimiz de var. Ali Baba kurucusu Jack Ma’nın da dediği gibi “Makineler bizden çoğu şeyi daha iyi yapıyor ve yapacak, fakat bunlar tek bir işte uzman oluyor biz insanlar ise onların yapamadıkları üstünde yoğunlaşmalıyız.” Bu cümleden yola çıkarak insani yeteneklerimizi keşfetmemiz ve felsefeler arası düşünceleri harmanlayarak üretmemiz gerekiyor. Artık sadece bir konuda uzman olmamız değil bir konuyu çok iyi onun ile bağlantısı olan bilimleri de masada konuşulanları yorumlayacak kadar bilmemiz gerekiyor. Günümüzdeki bilgi üretimi hızını düşündüğümüzde zaten bir konunun uzmanı olmak bir hayli göreceli kalmakta. Farklı felsefeler arası çalışmak ise bir iktisat mezununun psikoloji yüksek lisansı olan davranışsal ekonomi ile satış departmanında çalışması veya bir iç mimarın çocuk gelişimi üstünde yüksek lisans yapıp çocuk odalarını tasarlaması sayılabilir.

Peki Eğitim Hayatı Bize Ne Sunuyor?

Eğitim bildiğimiz gibi Türkiye’de pek parlak olmayan bir konu 2018 OECD’nin PİSA testi sonuçlarına göre yükselme sağlamamıza rağmen en kötülerin arasında 4 5 sıra yükselmekten ileri bir gelişim değil. Liselerde girişimcilik ve inovasyon konularının işlenmemesi, test ile üniversite ve liselere girmek gibi çağ dışı kalmış uygulamalar ve problem çözme yeteneğini körelten bir sistemin içinde savrulmaktayız. Dünya gelişirken eğitim sistemimiz hala fabrikaya işçi yetiştirmek için kurulmuş mekanikler ve nizam ile yürümekte. Bize problem çözmek ve fikir üretmektense, hazır seçeneklerden en iyisini seçmek ve bize gösterilen yöntemlerle mantığını ve sebeplerini açıklamadan birebir uygulamak öğretiliyor. Dünya artık hazırda olan çözümleri tüketmiş bulunmakta, ezberci sistemler yerine üretici ve yaratıcı düşünce sistemine ayak uydurmalıyız. Türk milletinin yaratıcı ve çevik zekasına uygun olan girişimcilik ruhunu kendimize ve çevremize aşılamalıyız. Dünyaya yeni fikirler ve problemlere farklı bakarak çözüm üretecek gençler olmalıyız. Bu yolda ilerlerken girişimcilik eğitimlerine bakmak ve ekosistemine girmek biz gençlerin ilk adımı olmalıdır.

Deneyerek girişimcilik kabiliyetlerinizi geliştirmek ve ekosisteme bir an önce adım atmak isterseniz Girişimciye Dönüş üzerinden bu harika deneyimi yaşayabilirsiniz.

Bu içeriği geleceğe hazırlanan gençlerin gözünden yazabilecek kabiliyet ve konumda olan Kubilay İnce tarafından oluşturmuştur. Kendisine teşekkür ediyoruz 👏 Kubilay İnce .

Beğenileriniz, paylaşımlarınız ve alkışlarınız için tekrar teşekkürler. Ekosistemi birlikte büyütmeye devam edeceğiz.

--

--