Zihnin Belirsizlik ile Mesafelenmesi
Covid-19'un yayılımı ve geniş kapsamlı etkileri dünya haberlerine hükmederken, hepimiz endişe ve istikrarsızlığın paralel yayılmasına tanıklık ediyor ve deneyimliyoruz. Gerçekten de, bir krizde, zihinsel durumumuz çoğu zaman zaten çok zorlayıcı bir durumu daha da kötüleştirir ve kendi başına büyük bir engel haline gelir. Kriz dönemi öncesi veya haricinde dahi, iş hayatımızdaki veya gündelik işlerimizdeki belirsizlikleri yönetme becerimiz zihnimizin stabil olma durumuyla doğrudan ilintilidir. Gelin bu etki kurumlarda nasıl karşılık buluyor bir göz atalım.
Zihnimizin kötü veya endişe verici haberler karşısında sabit bariyerler koymasa dahi doğal eğilimi dikkat dağılması olarak gerçekleşir. Yapılan araştırmalarda iş yerinde çalışanların %60'a yakınının dikkat dağınıklığı ile mücadele ettiğini ve bunun sonucunda negatif düşünce sarmalına girerek kendilerini yetersiz hissettiğini göstermiştir. İşte bu nedendendir ki kriz ve belirsizlik durumlarında, içinde bulunduğumuz gibi, zihnimiz obsesif düşünmenin yanı sıra korku ve çaresizlik duygularına daha da bağımlı hale gelebilir. Bu sebeple kendimizi, ne yazık ki Covid-19 nedeniyle bakım evinde unutlanların hikayelerini derinlemesine incelerken, kişilerin evlerine yaptığı alışverişlerin üzerinden üretilen hikayelerin doğruluğunu araştırırken buluyoruz.
Zihniniz bu durumda sıkıştığında, bir zincirleme reaksiyon başlar. Korku görüş alanınızı daraltmaya başlar ve olumlu, yaratıcı olasılıkları görmek zorlaşır. Perspektif küçüldükçe, başkalarıyla bağlantı kurma eğilimimiz de azalır. Şu anda, koronavirüsün nasıl yayıldığının gerçekleri başkaları hakkındaki en kötü korkularımıza girebilir ve izolasyon duygularımızı artırabilir, bu da sadece endişelerimize yakıt ekler.
“Eğer bir kişi bir ok tarafından vurulursa, acı verici midir? Kişiye ikinci bir ok çarpmışsa, daha da acı verici midir? Hayatta her zaman ilk oku kontrol edemeyiz. Ancak, ikinci ok birinciye olan tepkimizdir. Ve bu ikinci ok seçim şansımız ile birlikte gelir. ” Buda
Bu doğal eğilimin üstesinden gelmenin yolu, zihinsel esnekliğimizi dikkat yoluyla inşa etmektir. Zihinsel dayanıklılık, özellikle de şimdiki gibi zorlu zamanlarda, aklımızı ilk okla yüzleşmek ve ikincisini vurmadan önce kırma yeteneğimizi artıracak şekilde yönetmek anlamına gelir. Dayanıklılık, kendi düşüncelerimizi fark etme, yapıcı olmayanlardan ayrılma ve hızlı bir şekilde yeniden dengeleme becerisidir. Bu beceri geliştirilebilir ve eğitilebilir.
Zihninizi temizleyin; aynı anda bir çok farklı işi yapabiliyor olmak bir beceri olsa da belirsizlik dönemlerinde bu beceriniz size yöneltilmiş bir oktan farksızdır. Gelen petrol borsası ile ilgili bir bildirim, sokağa çıkma yasağının üzerine teoriler ile ilgili içeriklere göz gezdirirken çözmek istediğiniz problemlere odaklanmak pek de olası değil.
Sokakla bağınızı “koparmayın”; #evdekal’dığımız bu dönemde ilk başlarda pijamayala çalışmak ne güzelmişten, gömlek giymeyi özledime evrilen düşüncelerimiz sokağa duyduğumuz özlemin göstergesi. Mesafeleri korurken, bu durumla baş etmenin yolunu “emekli albay” yöntemiyle çözebiliriz. Camdan, balkondan sokağa bakıp o anda gerçekleşenlere kendince yorumlar yapmak inanın zihin enerjinizi yerine getiriyor. (Şu an hemen deneyin)
Etrafınızdakiler ile bağ kurun; bu zihinsel karmaşalarda yalnız değilsiniz ve inanın bu durumla sizin kadar iyi mücadele edemeyen birçok arkadaşınız var. Aynı durum eğer bir kurumsalda çalışıyorsanız veya kendi işiniz üzerine korkular yaşayan bir girişimciyseniz de geçerli. İş arkadaşlarınız ile, girişim ortak ve takımınız ile açık olun. Herkesin endişesini paylaşacağı iklimi yaratın. Takımınızdan biri için yaratacağınız ufak bir değişimin size de nasıl olumlu yansıdığına şaşıracaksınız.
Unutmayın, belirsizlik bize sunduğu seçim yapma şansı ile korkutucu olsa da bir o kadar da özgürleştirici.
Keyifli günler dilerim.
