Bir olmak, beraber olmak…

habitatdernegi
habitatdernegi
Published in
3 min readNov 13, 2020

İzmir Seferberliği

Deprem bir doğal afet ama ardından gelen enkazlar maalesef bu doğal afetin sonucu değil. Her deprem sonrası insan eliyle düşüncesizce ve hatta vicdansızca yapılmış binaların enkazlarına bakıp isyan ediyoruz, öfkeleniyoruz, lanetler okuyoruz ve sonrası hepimizin ömür boyu unutamayacağı ve hatırladıkça içimizi acıtan o hikayelere bırakıyor. Yine çok yakından bildiğimiz bu gerçeklik, 30 Ekim günü İzmir’de yaşadığımız depremle yüzümüze bir kez daha tokat gibi çarptı. Yabancı kaynaklara göre 7.1 şiddetinde ve 2020 yılının en ölümcül depremini yaşadık. Resmi açıklamalara göre 114 kişi hayatını kaybetti ve maalesef 15.000 kişinin ise evsiz kaldığı düşünülüyor.

30 Ekim günü İzmir’deki ofisimizde çalışırken birden yerin ayağımızdan kaydığını hissettik ve büyük bir korku içerisinde ve ilk refleksle kendimizi ofisin dışarısına attık ve hemen telefonlara sarıldık. İlk önceliğimiz herkes gibi yakınlarımızdan iyi haberler almaktı. İlk anda depremin ciddiyetinin farkında değildik ama sonrasında büyüklüğü ve ortaya çıkan enkazları görünce aslında çok büyük tehlike atlattığımızı anladık. İlk gün yaşadığımız olayın ciddiyetine varmak ve hem kendimizi hem de sevdiklerimizin güvenliğinden emin olmakla geçtikten sonra hemen harekete geçmeye karar verdik. Deprem gerçekleştiği andan itibaren birçok sivil toplum kuruluşu sahada desteğe ihtiyaç olacağını bildiği için gönüllüleriyle iletişime geçerek, ihtiyaç durumunda sahaya inmek için gerekli hazırlıkları yapmaya başladı. Bizler de ikinci gün hemen organize olarak Ağustos ayında Bornova’da açtığımız İzmir Bölgesel Topluluk Merkezi’mizi bir yardım merkezine dönüştürdük ve gönüllülerimizle iletişime geçtik. Bu süreçte gönüllü destek çalışmalarımızı İzmir Büyükşehir Belediyesi, Bornova Belediyesi, Sosyal İklim Derneği ve Konak Kent Konseyi ile dirsek dirseğe yürüttük.

Korku, endişe ve hüznün yanında yardımlaşmayı ve sevgiyi de çokça hissettiğimiz bir süreçti aslında hepimiz için. Bir yanda büyük bir mutlulukla enkaz altından kurtarılan insanların haberleri, bir yandan da hepimizi hüzne boğan ölüm haberleri… Aslında karmakarışık duygular içinde olduğumuz anda Türkiye’nin dört bir yanından uzanan yardımlaşma elleriyle motive olduk. Bir gün içerisinde İzmir’e yardım kolileri akmaya başladı ve bizler de bu yardımların ihtiyaca göre doğru kişilere ulaşması için kollarımızı sıvadık. İlk olarak gelen yardımların ayrıştırılması ve paketlenmesine destek olmak için Bornova Belediyesi’yle irtibata geçtik. Hasarlı binaların belirlenmesi, çadır kentlerin kurulmasıyla birlikte biz de Sosyal İklim Derneği ve Konak Kent Konseyi Gençlik Meclisi ile ihtiyaç tespiti yapmak üzere çadır kentleri ziyaret etmeye başladık. Deprem gibi bir facianın içerisinde bir de tüm dünyada ciddi boyutlara ulaşan COVID-19 pandemisi ile mücadele etmek zorunda kaldık. Bu nedenle sahada gönüllü desteği için olan herkesin maske ve dezenfektan kullanımına, sosyal mesafe kurallarına dikkat etmesi gerekmekteydi. Gün içinde çok fazla insanla görüştüğümüz için bu kuralları her gönüllümüze tekrar tekrar hatırlattık ve sık sık maske ve dezenfektan dağıtımları yaptık. Sokakta kalan insanlara çorba dağıtımından çadır kentlerin kurulumuna, soba kurulumundan ihtiyaçların dağıtımına, yıkım öncesi sokak hayvanlarının kurtarılmasından ihtiyaç tespitine kadar birçok safhada gönüllülerimiz ile birlikte yer aldık.

Tüm bu süreç bizlere depremin hayatımızın bir gerçeği olduğunu kabul etmemizi ama sonrasında olan yıkımların insan elleriyle hazırlandığını, bu nedenle binaların dayanıklılığının, afet durumları için gerekli olan hazırlıkların ne kadar önemli olduğunu hatırlattı. Ve en önemlisi de birlik olmanın, dayanışmanın önemini gönüllülerimizle birlikte bir kez daha hissetmiş olduk.

Depremde yakınlarını kaybedenlere başsağlığı diliyoruz. Bizlerle birlikte sahada çalışan tüm gönüllülerimize, Sosyal İklim Derneği’ne ve Konak Kent Konseyi Gençlik Meclisi’ne teşekkürlerimizi sunuyoruz.

Bu süreçte ihtiyaç sahiplerine destek olan gönüllülerimiz için hazırladığımız videoya buradan ulaşabilirsiniz.

Oğuz Ergen

--

--

habitatdernegi
habitatdernegi

Dijitalleşen dünyayla uyumlu, sürdürülebilir kalkınmayı hedefleyen güçlü ortaklıklar temelinde, kapasite geliştirici sosyal etki odaklı bir STK’dır.