Dünya Kız Çocukları Günü’nde Çocuk Hakları Atölyesi Düzenledik

habitatdernegi
habitatdernegi
Published in
4 min readOct 14, 2020

“…18 yaşına kadar her insan çocuk sayılır”

Bu cümle “Çocuk Hakları Sözleşmesi”nin ilk maddesinde yer alıyor.

Çocuk Hakları Sözleşmesi, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 20 Kasım 1989 tarihinde benimsenmiş ve 2 Eylül 1990 tarihinde ise yürürlüğe girmiştir. Türkiye’nin de aralarında bulunduğu ve toplam 196 ülkenin taraf olduğu sözleşme, dünyada en çok devlet tarafından imzalanan insan hakları belgesi olma özelliğini taşıyor.

Hak; bireyin diğer insanların kendi haklarını yaşama şekline müdahale etmeden, kendi yaşamına yön verme özgürlüğüdür. Çocuk Hakları ise kanunen veya ahlaki olarak dünya üzerindeki tüm çocukların doğuştan sahip olduğu; eğitim, sağlık, yaşama, barınma; fiziksel, psikolojik veya cinsel sömürüye karşı korunma gibi haklarının hepsini birden tanımlamakta kullanılan evrensel bir kavramdır. Bu haklarının korunmasından çocuklar ve yetişkinler de dahil olmak üzere herkes sorumludur. Çocukların toplumlarında ve topluluklarında aktif bir rol oynayabilmeleri, görüşlerini özgürce ifade edebilmeleri, yaşamlarını etkileyen konularda söz sahibi olma ve sorumluluk sahibi olarak yetişkinliğe hazırlanmaları amacıyla çocuklara daha çok katılma fırsatının verilmesi gerekiyor. Çocuk Hakları Sözleşmesi de tam bu noktada devreye giriyor. Sözleşmede ilk olarak çocukların yaşam hakları ve var olabilmeleri için gereken beslenme, barınma ve sağlık gibi temel ihtiyaçların yanı sıra çocukların eğitim, bilgiye erişim, kültürel faaliyeteler, oyun oynama, düşünce ile din ve vicdan özgürlüğü gibi potansiyellerine erişebilmeleri için neye ihtiyaç duyduklarını gözetiyor. Çocukların her türlü istismar, ihmal ve sömürüden korunmaları gerektiği vurgulayan sözleşmede; mülteci çocuklar için özel korunma, çalışan çocuklar için güvenceler, herhangi bir istismar veya sömürüye maruz kalmış çocukların korunması ve rehabilitasyonu gibi konuları da ayrıntılı ele alıyor.

Toplumsal açıdan belirlenmiş cinsiyet kavramı ve daha küçük yaşta çocuklara biçilmiş olan rol ve görev tanımları kız-erkek çocuklarını birbirinden ayrıştırmanın yanında eşit olmayan hak ve sosyal kaynaklara erişim, fırsatların kullanımında adaletsizlik gibi kadınların farklı dönemlerde karşılaştıkları cinsiyet eşitsizliğine dayalı ayrımcılık daha çocuk yaştan itibaren dezavantajlı taraf olarak konumlanmasına sebep oluyor. Ulusal ve uluslararası düzenlemelerle güvence altına alınmış olsa da dünyada eşitliğin tam olarak sağlandığı bir ülke maalesef yok.

Toplumsal eşitsizlik sorunsalının yaşandığı en belirgin süreçlerden biri de göç ortamında yaşanmakta ve kadının pek çok sorun ve mağduriyetle karşılaşmasına neden olmaktadır. Kadının maruz kaldığı sosyoekonomik durum, özellikle zoraki göçün söz konusu olduğu durumlarda, erkeklere göre daha olumsuz etkiler yaşamalarına sebep olmakta, toplumsal cinsiyet temelli ayrımcılığa kadın ve kız çocuklarının daha çok maruz kaldığı görülmektedir. Bir toplumun refahı için kız çocuklarının çağın bilgi ve becerileriyle donanması, kaynaklara erişimi, aldığı eğitimin kapsayıcılığı onun çalışma hayatına girdiğindeki konumu, yaşamsal becerileri, ekonomik hayata katılımı açısından da önem teşkil ediyor.

Kız çocuklarının cinsiyetlerinden dolayı maruz kaldıkları eşitsizlik konusunda farkındalığı arttırmak amacıyla 2012 yılında Birleşmiş Milletler tarafından alınan karar ile “Dünya Kız Çocukları Günü” her yıl 11 Ekim’de dünya çapında kutlanmaya başlanmıştır. Bizler de bu önemli günde hem mülteci çocuklara hem de ev sahibi toplumun çocuklarına yönelik “Çocuk Hakları Atölyesi” düzenledik. Habitat Sosyoekonomik Uyum Programımız kapsamında düzenlediğimiz atölye ile çocuk haklarının evrensel olduğunu, hiçbir çocuğun dini, dili, ırkı ya da cinsiyeti nedeniyle ayrımcılığa uğramaması gerektiğini ve bir hak ihlali durumunda hangi kurumlara başvurulabileceklerini eğitime katılan kız çocuklarımıza anlattık. 31 kişinin katıldığı atölyede ilk olarak Çocuk Kimdir? sorusunu cevaplayarak “hak” kavramını tanımladık. Sonrasında ve bu hakları Hayatta Kalma, Korunma, Gelişme, Katılım ve Türkiye’de Katılım başlıklarına bölerek kız çocuklarımıza anlattık. Çocuk Hakları Evrensel Beyannamesi’nin dışında çocuk katılımı ve Türkiye’de katılım mekanizmaları gibi konulara değindiğimiz atölye ile çocukların sivil topluma ve karar alma mekanizmalarına aktif katılımını hedefliyoruz.

Dünyada en geniş çaplı katılım olan ve en önemli insan hakları sözleşmesi diyebileceğimiz Çocuk Hakları Sözleşmesi 54 maddeden oluşmaktadır.

Çocuk Hakları Sözleşmesi

Madde 1–18 yaşın altındaki her insan çocuk sayılır.

Madde 2 — Taraf devletler yaşları, ırkları, dinleri, cinsiyetleri, maddi durumları ve doğum yerleri ne olursa olsun, bu hakların bütün çocuklar için geçerli olmasını sağlamalıdır.

Madde 3 — Taraf devletler çocukları ilgilendiren tüm faaliyetlerde çocukların çıkarlarını sağlayacak tedbirleri almakla yükümlüdür.

Madde 4 — Devletler bu haklardan bütün çocukların faydalanmasını sağlamalıdır.

Madde 5 — Devletler ve ebeveynler çocukların haklarını anlayacak kadar bilgi sahibi olmasından sorumludur.

Madde 6 — Devletler, her çocuğun temel yaşama hakkına sahip olduğunu kabul ederler ve her çocuğun hayatta kalması ve gelişmesi için mümkün olan azami çabayı göstermelidir.

Madde 7 — Devletler çocuklara isim ve vatandaşlık hakkı sunmalıdır.

Madde 8 — Devletler çocukların kendi bireysel kimlik haklarına saygı duymalıdır.

Madde 9 — Çocuklar kendi faydalarına olan durumlar hariç ailelerinden ayrılmamalıdır.

Madde 10 — Farklı ülkelerde yaşayan aileler, aile bireylerinin görüşebilmeleri veya yeniden aile olarak bir araya gelmeleri için bu ülkeler arasında hareket edebilmelidir.

Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne dair ayrıntılı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.

Yasemin Işık

--

--

habitatdernegi
habitatdernegi

Dijitalleşen dünyayla uyumlu, sürdürülebilir kalkınmayı hedefleyen güçlü ortaklıklar temelinde, kapasite geliştirici sosyal etki odaklı bir STK’dır.