08.08.08 — Güney Osetya

ODTÜ DPUİT
Hariciye
Published in
6 min readMar 19, 2020

2014 yılında Kırım’ın Rusya tarafından ilhakı uluslararası hukuka aykırı bulundu, devlet liderleri tarafından kınandı, birden çok uluslararası kanalda eleştirildi ve dünyanın her bölgesinde yerel ve ulusal gazetelere manşet haber olarak yansıdı.

2019 Eylül ayında Rusya’nın Kırım’daki yerel ve bölgesel seçimleri Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği tarafından tanınmadı; aksine, Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne vurgu yapıldı. Peki, Rusya Kırım’ı ilhakından önce tüm bu tepkileri alacağını tahmin edemiyor muydu? Cesaretini nereden alıyordu? Ya da bu ilhak engellenebilir miydi? Bu sorulara kesin bir yargı niteliği taşıyan cevaplar vermek yerine; ​bu makale, Kırım meselesinden önceki bir krizi; beş gün süren Rusya-Gürcistan savaşının arka planını, savaşın gelişimini ve uluslararası toplumdaki yansımasını inceleme amacı taşıyor.

Çin’in ilk kez ev sahipliğini yaptığı 2008 Olimpiyat Yaz Oyunları 08.08.08 tarihinde yerel saate göre 8’de başladı (BBC Turkish, 2008). Sekiz, Çin kültüründe şanslı bir sayıydı ve bu olimpiyat “barışı” temsil ediyordu. Fakat bu sırada dünyanın başka bir köşesinde bir şanssızlık, bir kriz, bir savaş yaşanmaktaydı. Gürcistan Güney Osetya’yı, Rusya da Gürcistan’ı bombalıyordu. ​Beş gün süren bu savaşın hikayesinin başlangıcı bu kadar kısa değildi elbette.

08.08.08 — GÜNEY OSETYA

Güney Osetya bölgesi sorununun başlangıcı oldukça eskiye, Çarlık Rusyası dönemine kadar dayanmakta. Osetya, Kafkasya’nın diğer bölgeleri gibi 1917’ye kadar günümüz Rusya’sının kontrolü altındaydı. Kuzey Osetya, Rusya Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’ne bağlı “özerk cumhuriyet” olarak kabul edilirken, Güney Osetya, Gürcistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’ne bağlı özerk bölge statüsü elde etti. 1921 yılındaki bu karar Güney kesimini memnun etmedi ve otonom cumhuriyet talepleri yıllarca sürdü. 1991 yılına gelindiğinde Gürcistan SSCB’den ayrılarak bağımsızlığını ilan etmesini takiben yeni devlet başkanı Gamsakhurdia’nın aşırı milliyetçi politikaları sebebiyle bölgede gerginlikler arttı. Tiflis yönetimi tarafından tanınmamasına rağmen Güney Osetya iki kez bağımsızlık için referandum düzenlendi; biri 1992’de diğeri ise 2006 yılında gerçekleşti. Sonuç olarak, bağımsızlık talebini on veya yirmi yıl değil; yaklaşık doksan yıldır dile getiren bir bölgeden söz ediyoruz. Özellikle 2006’dan itibaren Rusya ve Gürcistan arasında oluşan birçok gerginlikten bahsetmek de mümkün; örneğin, hava sahası ihlali suçları, gizli askeri operasyon planları ve dahası… 9 Mayıs 2008’de Gürcistan Başbakan Yardımcısı Rusya-Gürcistan savaşının her an patlak verebileceğini, “bu akşam, yarın, her an” gerçekleşebileceğini belirtirken tam da bu gerginliklerden bahsediyordu. (USAK, 2008)

8 Ağustos tarihine gelindiğinde Gürcü birlikleri bağımsızlık ilan edilen Güney Osetya’ya operasyon düzenledi. Binlerce sivilin ölmesinin yanı sıra iki adet Rus uçağının düşürülmesiyle birlikte Rusya da çatışmaya dahil oldu ve bu çatışma beş günlük bir savaşa dönüştü. Beş günün sonunda bir ateşkes imzalandı ve Rusya, Güney Osetya ve Abhazya’nın bağımsızlığını tanıyan ilk devlet oldu (Aydal, 2019). Ateşkes, Avrupa Birliği Konseyi Dönem Başkanı Nicolas Sarkozy arabuluculuğu ile gerçekleşmişse de Kırım’ın işgalinde olduğu gibi sert kınamalar veya Rusya’nın agresif tavırlarını konu eden eleştiriler ne Avrupa Birliği’nden ne de ABD’den geldi.

Örneğin, ​Moskova ile ilişkilerin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini düşünen ABD, İngiltere ve Doğu Avrupa’daki eski Sovyet ülkelerine karşın Almanya ve Fransa bu düşünceye tamamen karşı çıktılar (İyikan, 2011). Çünkü onlar Moskova’ya bağlı idi. Bu bağlılığı oluşturan da elbette ki enerjiydi. (1) Peki, tüm bunların ötesinde Rusya’yı o yıllarda rahatsız eden ne gibi faktörler vardı?

Bu noktada iki ana etkenden bahsetmek mümkün. Birinci etken hiç şüphesiz ki 2008 NATO Bükreş Zirvesi. Bu zirvede Ukrayna ve Gürcistan’ın Avrupa-Atlantik kurumları ile bütünleşme arzusu oldukça sıcak karşılandı; dahası, basın açıklamasında “Bugün, bu ülkelerin NATO üyesi olacağı konusunda anlaştık” ifadesi kullanıldı (NATO, 2008). Bu açıklama karşısında Rusya’dan cevap gecikmedi. 8 Nisan 2008'de Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Ukrayna ve Gürcistan’ın NATO’ya katılımını engellemek için Rusya’nın mümkün olan “her şeyi” yapacağını belirtti (Shchedrov & Lowe, 2008). NATO’nun açıklamasının Rusya tarafından kabul edilemez bulunduğunu ve güvenlik anksiyetesini arttırdığını söyledikten sonra ikinci bir faktör olarak Rusya’nın kendini meşrulaştırma çabası ele alınabilir. Rusya’nın elinde bir koz olarak tutacağı, Batı dünyasını topa tutacağı ve en önemlisi Güney Osetya’nın bağımsızlığını kabul ederken kendini dayandıracağı bir örnek vardı elinde; “Yenidoğan” Kosova. 2008 Şubat ayında Sırbistan’dan bağımsızlığını ilanının ardından birçok ülkenin bağımsızlığını tanımasıyla Kosova, Rusya’nın kararlarını dünyaya meşru bir kılıfa sokması yönünden müthiş bir emsal karar; hatta bir araçtı.

Velhasıl, 2006 yılında Putin’in “Eğer Kosova’ya bağımsızlık verilecekse neden Abhazya’ya ve Güney Osetya’ya vermeyelim ki” (RadioFreeEurope RadioLiberty, 2006) açıklaması Putin’in bu meşru aracı ilerde nasıl kullanacağına ve nasıl pragmatik bir araç haline getireceğine işaret ediyordu.

Rusya’nın Soğuk Savaş’tan sonra egemen bir devlete ilk saldırısı olması açısından Güney Osetya krizini anlamak ve çözümlemek “yeni dünya” düzeninde Rusya’nın pozisyonunu anlamak açısından oldukça önemli. Rusya’nın Güney Osetya’yla birlikte emperyalist niyetlerini açıkça göstermeye başladığı tartışılmakta (Studzińska, 2015).

Peki, Batı bu niyetleri görmezden mi geliyor? Yok mu sayıyor? Rusya’dan mı korkuyor? Yoksa sözü edilen bağlılık mı Batı’nın sessizliğine sebep oluyor? Rusya-Gürcistan savaşının belki de en önemli sonucu altı yıl sonra Ukrayna’da kendini gösterdi. Rusya’nın Gürcistan ile olan savaşından sonra ​gözlemlenen başlıca gelişmeler şu şekilde sıralanabilir: Rusya’nın yoğun bir askeri reform program üstlenmesi, uluslararası toplumun sessizliği ve Rusya’nın Batı’ya batının dilinden ders vermesi. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi 5953. Toplantısında Rusya Büyükelçisi Vitaly Churkin’in ifadelerine bakıldığında Gürcistan’ı etnik temizleme ile suçlamanın yanı sıra, nasıl Koruma Sorumluluğu (R2P) kavramını (2) amaçlanan anlamından koparıp; onu tamamen yeni bir hakimiyet aracına dönüştürdüğü görülebilir (UN, 2008). Bu toplantıda, Churkin, Amerika Büyükelçisi Khalilzad’ın Rusya’ya yönelik hiçbir eleştirisini kabul etmeyeceğini belirtirken “Siz önce Irak, Afganistan ve Sırbistan’da sivil nüfusa ne yaptığınızı açıklayın, daha sonra sıra bize gelir, biz sivil halkı koruyoruz” tarzı cümleleri suçu örtbas etmekten öte uluslararası hukuk normlarını bile bir araç haline getirdiğini gösteriyor (UN, 2008).

“Whataboutism” (Samolovov, 2015) kelimesinin Türkçede tam bir karşılığı olmasa da, “peki ya sizcilik” tarzı bir yaklaşım Rusya’nın agresifliğini örtmekte her zaman kullandığı taktiklerden birisi. Rusya’nın Kırım’da uyguladığı strateji ile Güney Osetya ve Abhazya’daki davranışları arasında ciddi bir benzerlik bulunmakta. Fakat Rusya başlangıçta Güney Osetya’daki tutumunun tersine Kırım’ın bağımsızlığından ziyade kendisine bağlı bir Kırım seçeneğini tercih etmekteydi. Rusya, Kırım ile birlikte Karadeniz’de stratejik çevreyi derinden değiştirip bölgedeki askeri hakimiyetini sağladı. Aynı zamanda Rusya Gürcistan’ı NATO’dan uzak tutma taahhüdünün Batı’nın Gürcistan’ı koruma isteğinden daha büyük olduğunu da ispatlamış oldu. 2008 savaşı Putin’e kelimenin tam anlamıyla dünyanın “nabzını yoklama” imkanı sağladı. (Studzińska, 2015) Fakat savaş sırasında Putin’in başbakan olduğunu belirtelim, zira devlet başkanlığı görevini Medvedev’den 7 Mayıs 2012’de devralmıştı. Uluslararası toplumdan hiçbir tepki ile karşılaşmayan, uluslararası hukuk normlarını keyfi olarak işleten, 2008 yılında gücünü ve ağırlığını “yakın çevresinde” hissettirmeye çalışan bir Rusya’dan bahsettik. Makalenin girişinde sorulan soruları bu çerçevede bir kez daha muhakeme etmenin yeni bir perspektif sağlayacağını düşünüyor ve okurlara umut dolu günler diliyorum.

(1) Burada doğal gaz bağımlılığından bahsediliyor. Genel olarak AB ülkelerinin doğal gaz ithalatında Rusya’ya çok büyük ölçüde bağımlı olduğunu belirtelim. Zira Rusya ve Ukrayna arasında yaşanan son enerji krizi sırasında Rusya 16 Haziran 2014 tarihinde Ukrayna üzerinden doğal gaz ithal eden birçok ülkeye doğal gaz akışını kesmişti. Özellikle bu olaydan sonra AB içerisinde ortak enerji politikası oluşturma amacı tekrar gündem haline gelmişti.

(2) Koruma Sorumluluğu kavramı uluslararası bir norm olup meşruluğu hala tartışılmaktadır. Temel olarak; devletin sivilleri soykırımdan, insanlığa karşı suçlardan, etnik temizlikten ve savaş suçlarından koruma kabiliyetini arttırma amacına tekabül eder. Kavram ilk kez Birleşmiş Milletler’in 2005 yılındaki Dünya Zirvesinde üye ülkelerin devlet ve hükümet başkanları tarafından oy birliği ile kabul edilmişse de “insani müdahale” tartışmalarını takiben ortaya çıktığını belirtelim. NATO’nun Kosova’ya BM Güvenlik Konseyi kararı olmaksızın müdahalede bulunması uluslararası hukuka aykırı bulunmuştu. Bu tartışmaların üzerine Kanada’nın insiyatifi ile kurulan bir komisyon 2001 yılında Koruma Sorumluluğu Raporu hazırladı. Ve bu norm dört yıl sonra bahsedilen zirvede kabul edildi. Kavramsal farklılıklar, meşruiyet zeminleri ve karşılaştırılmalı analiz bu makalenin kapsamı dışında kalıyor. Ancak, bu kavram kulağa oldukça hoş gelse de suistimale bir o kadar açık olduğunu iddia eden bir literatürün varlığından bahsetmek gerekiyor. Kimi yazarlar bunun bir illüzyon olduğunu; hatta, “Truva Atı” olarak kullanılabileceğini belirtiyor. [Bkz.Bellamy (2005) ]

Referanslar

Aydal, D. (2019). ​Savaş Tuzakları.​ MOTTO.

Bellamy, A. (2005). Responsibility to Protect or Trojan Horse? The Crisis in Darfur

and Humanitarian Intervention after Iraq. ​Ethics & International Affairs,​ ​19​(2), 31–54.

doi:10.1111/j.1747–7093.2005.tb00499.x

BBC Turkish. (2008). Pekin’de görkemli açılış. Retrieved from http://www.bbc.co.uk/turkish/news/story/2008/08/printable/080808_olympics_opening.shtml

İyikan, N. (2011). ​Orta Asya ve Güney Kafkasya siyasi gelişmeler. İstanbul: Hiperlink Yayınları.

NATO. (2008). ​Bucharest Summit Declaration. Retrieved from https://www.nato.int/cps/en/natolive/official_texts_8443.htm

RadioFreeEurope RadioLiberty. (2006). ​Russia: Putin Calls For ‘Universal Principles’ To Settle Frozen Conflicts.​ Retrieved from https://www.rferl.org/a/1065315.html

Samolovov, I. (2015). ​Responsibility to Protect and Russia: From Georgia to Crimea​. Retrieved 1 November 2019, from http://intersectionproject.eu/article/politics/responsibility-protect-andrussia-georgia-crimea

Shchedrov, O., & Lowe, C. (2019). Russia army vows steps if Georgia and Ukraine join NATO. Retrieved 1 December 2019, from https://www.reuters.com/article/us-russia-natosteps/russia-army-vows-steps-if-georgi

a-and-ukraine-join-nato-idUSL1143027920080411

Studzińska, Z. (2015). How Russia, Step by Step, Wants to Regain an Imperial Role in the Global and European Security System. ​Connections, 14​(4), 21–42. Retrieved from www.jstor.org/stable/26326416

UN, United Nations, Overview of Security Council Meeting Records, Security Council, S/PV.5953, Available from: https://www.securitycouncilreport.org/un-documents/document/georgia-spv-5953.php

USAK, Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu. (2008). Gürcistan-Rusya Krizi Değerlendirme Raporu. Ankara: USAK Yayınları.

Nilay GENCER

--

--

ODTÜ DPUİT
Hariciye

ODTÜ Dış Politika ve Uluslararası İlişkiler Topluluğu