YENİ OYUN, AYNI OYUNCULAR:
ORTA ASYA İÇİN BİR MÜCADELE

ODTÜ DPUİT
Hariciye
Published in
5 min readMar 5, 2021

Öykü Kurun

Dünya tarihinde yeni bir döneme girerken, küresel güçlerin ilgi odağı yeni bir coğrafyaya kaymaktadır. Bu coğrafya genellikle göz ardı edilen Orta Asya’dır. Klasik oyuncularla birlikte, Orta Asya stratejik coğrafi konumu, bol kaynakları ve karmaşık bağları nedeniyle bir kez daha uluslararası politikanın merkezi haline geldiği için bu bölgede yeni bir oyun şekillenmeye başlıyor.

Sovyet Dönemi ve Sonrasında Orta

Asya’da Yaşanan Gelişmeler

Orta Asya, Asya’da eski Sovyet cumhuriyetlerinden oluşan bir bölgedir. Zengin bir kültür ve tabiatla dolu, tarihi göçebe Hanların çağlarına kadar uzanan bu bölge hakkında söylenecek çok şey olmasına karşın bu makale yalnızca Sovyet dönemine bakacak ve sonrasında mevcut jeopolitik duruma zemin hazırlayacaktır.

Beş Orta Asya cumhuriyeti — Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan, Türkmenistan ve Tacikistan — 1990'ların başındaki dağılmasına kadar SSCB’nin demir yumruğu altındaydı. Büyük devletin yamacındaki bu ülkeler, Moskova merkezli politbüronun gerekli kaynakları- bu ister 2.Dünya Savaşı sırasında insan gücü veya daha sonra doğal kaynaklar olsun- sömürmesinden sonra genellikle göz ardı edildi ve ezildi. SSCB’nin artan küreselleşme, ekonomik sorunlar ve iç huzursuzluk altında çökmeye başlamasıyla bu ülkelerin bağımsızlık için baskı yapması bu ülkelerin yepyeni bir sayfanın başlangıcı oldu.

Bölge Sovyet sonrası döneme girerken, ayrıcalıklı bir azınlık yerin altında yatan omühim kaynakları keşfetti. Doğal petrol ve petrol rezervuarlarıyla hızla zenginleşen 5 “-istan”ın hepsi hızla oligarşiye dönüştü. Bununla birlikte, bölge cumhuriyetleri kuruluşundan bu yana siyasi olarak oldukça istikrarlı kalmıştır. Pazarları geliştiren sonsuz olasılıklarla birleştiğinde, nispeten istikrarlı olan bu bölge hızla uluslararası toplumun odak noktası haline gelmiştir. Aslında, bölge, kâr ve güç açısından o kadar önemli ki daha önce ihmal edilen Orta Asya’da artık yeni bir jeopolitik oyun gelişmeye başlıyor.

Oyuncular

[Devlet Başkanları Vladimir Putin, Xi Jinping ve Recep Erdoğan Pekin’deki Belt and Road uluslararası forumunda / Nisan 2017 / Fotoğraf: kremlin.ru]

Jeopolitik durumu anlayabilmek için önce oyundaki oyuncuları anlamak gerekir. Orta Asya’daki en belirgin aktörlerden ilki Rusya. Rusya’nın Orta Asya denilince akla ilk gelen isim olması sürpriz bir durum değil. Rusya’nın Orta Asya ile yaşadığı bariz bir tarihsel ilişki var ama aynı zamanda SSCB’nin dağılmasındansonra da bu ilişki devam etti. Rusya, SSCB dönemindeki gibi doğrudan siyasi egemenlik kurmaktan ziyade, ekonomik gücü ve özellikle Putin’in bölge liderleri üzerindeki iyi bilinen baskısıyla, daha yumuşak bir siyasi egemenlik kurdu (Laruelle, 2009).

Bahsedilmesi gereken ikinci aktör ise ABD. Diğer bölgelerdeki dış politika eğilimlerinin çoğunda olduğu gibi, ABD’nin Orta Asya’ya olan ilgisi de, bölgenin zengin doğal kaynaklarına ve petrol rezervlerine sıkı sıkıya bağlıdır. Dahası, ABD’nin Rusya’nın Orta Asya’daki etkisiyle savaşmayı ve sınırlandırmayı hedeflediği ve Soğuk Savaş’ın minyatür bir devamının gerçekleştiği de bölgedeki gelişmelerden görülebilir. Bununla birlikte, Trump yönetiminin son zamanlarda Çin ve Rusya’yı manipüle etmek için sert güç kullanımına odaklanmasıyla bu bölge bir süreliğine ihmal edilmiştir.

Son olarak, son aktör ise günümüzün yükselen yıldızı haline gelen Çin’dir. Şüphesiz Orta Asya, coğrafi yakınlıkları nedeniyle Çin ile her zaman yakın bir ilişki içinde olmuştur. İlginçtir ki, özellikle yakınlardaki Çin şehir devletlerini istila eden Hanlar döneminde bu genellikle düşmanca bir ilişkiydi. Bununla birlikte, sosyalist bağları ve aynı zamanda ortak ekonomik çıkarları nedeniyle Çin ve bölge yavaş yavaş birbirleriyle yakın ilişkiler kurmaya başlamıştır (Abou Zahr, 2020).

Yeni Bir Oyun İçin Yeni Yöntemler

Belki de en önemlisi, bu yeni jeopolitik oyunda mevcut araçların yanı sıra farklı araçlar da kullanılmaya başlanmıştır. Elbette siyasi ve ekonomik güç, hala araç olarak kullanılmaya devam ediyor ve bu araçların günümüzde önemini kaybettiğini söylemek yanlış olacaktır. Rusya tüm bölge üzerindeki siyasi ve iktisadi etkisini hala sürdürüyor. ABD isr hala petrol ve petrol sektörleri üzerinde önemli bir etkiye sahip. Bunların yanında yükselen yıldız Çin ekonominin önemli bir parçası olan üretime hakim. Bu araçların yararlı olmasının en önemli örneklerinden biri ise Orta Asya’nın küresel ticaretteki önemini ortaya koyarken aynı zamanda bölgeyi Çin’e ve diğer aktörlere bağlayan Road and Belt girişimidir (Odgaard, 2017). Yine de son yıllardaki gelişmeler, bölge için bu araçların yanında yeni bir politik aracında bölge için önemli bir hale geldiğini gözler önüne serdi. Bu aktörler yeni bir iktidar biçimine güvenmeye başladı: yumuşak güç.

Yumuşak güç yaklaşımında klasik iktidar tanımından farklı olarak zorlamaktan ziyade, başkalarının tercihini şekillendirmek amacıyla daha incelikli çekim biçimlerinin kullanılması ön plana çıkarılır. Bu anlamda Orta Asya’nın önde gelen aktörleri yumuşak güç kullanarak kendi kimliklerini oluşturmaya çalışan Orta Asya ülkeleri ile daha yakın bağlar kurma çabası içerisine girmiş durumda. Özellikle Çin, kültürünü bir giriş yolu olarak etkili bir biçimde kullanmakta. Örneğin, son yıllarda Orta Asya ülkelerinde pek çok Mandarin öğrenme noktası açıldı ve Çin, bu dili yaymaları için öğretmenler gönderdi. Dahası, komünist ülkenin çeşitli büyükelçilikleri ve konsoloslukları, Çin kültürünü Orta Asya nüfusu ile tanıştıran etkinlikler düzenlemektedir (Aliyev, 2019).

ABD de eğitim sürecinde kültürünü bölge insanlarını etkilemek için kullanmakta. Zengin ve güçlülerin pekçoğu, gelecek nesillerin liderlerini, iş adamlarını ve diplomatlarını Amerika’daki okullara ve üniversitelere göndermektedir. Bu durum, gelecekteki liderlerin ABD odaklı fikirler içinde yetiştirilmesi açısından bu aktöre çok mühim bir güç alanı sağlamaktadır.

Rusya ise yumuşak gücün bir başka yönü olan nüfus hareketlerini kullanmakta. Örnek vermek gerekirse bu aktör, bölgede ulusa sempati duyan toplum kesimlerini artırmak için göçmenliği kullanmasıyla tanınıyor. Bununla birlikte Rusya, Sovyet döneminden kalma halihazırda ikamet eden insanlara ek olarak, ortak bir dil tarihini paylaşmaları nedeniyle Orta Asya halkı ile yakın bir ilişki kurabiliyor (Rutland & Kazantsev, 2016).

Son Notlar

Sonuç olarak, tüm bu aktörlerin yakın ekonomik ve politik bağlar kurmak için aktif olarak Orta Asya ülkelerine kur yapmaya çalıştıkları görülüyor. Road and Belt girişimi ise yumuşak güç ile iç içe geçen ekonomik ve kültürel iklimi kanıtlamak adına belki de en önemli örnek. Açık ekonomik sebeplere rağmen, tüm projenin altında bölgenin aktörleri arasındaki kültürel ve tarihi bağları güçlendirme hedefi de projenin çekim gücünü artırmakta (Zeng, 2017). ABD’nin dışlanması, bölge ve belki de tüm uluslararası toplum için Çin ve Rusya’nın hakim olduğu bir geleceğe işaret ediyor.

Şüphesiz, Hem doğal hem de diğer değerli kaynaklarıyla, birçok Orta Asya ülkesi önemli bir potansiyele sahip olan Orta Asya bölgesi yavaş yavaş dünyanın süper güçleri için yeni bir oyun alanı haline geliyor. Orta Asya’daki hükümetlerin sosyo-politik ve ekonomik ilişkilerinin nasıl şekilleneceği ise hala bir bilmece. Umuyoruz ki zaman bölgedeki potansiyeli açığa çıkaracak süper gücün kim olacağını bizlere gösterecektir.

Kaynakça

Abou Zahr, K. (2020, Aralık 17). Central Asia could be a testing ground for regional stability. Arab News: https://www.arabnews.com/node/1779001 adresinden alındı

Aliyev, N. (2019, Aralık 19). China’s Soft Power in Central Asia. The Central Asia-Caucasus Analyst: http://www.cacianalyst.org/publications/analytical-articles/item/13599-chinas-soft-power-in-central-asia.html adresinden alındı

Laruelle, M. (2009). “Russia in Central Asia: Old History, New Challenges?,” EUCAM Policy Papers, №3, September..

Odgaard, L. (2017). Beijing’s Quest for Stability in its Neighborhood: China’s Relations with Russia in Central Asia. Asian Security, 13(1), s. 41- 58. DOI: 10.1080/14799855.2017.1287697

Rutland, P. & Kazantsev, P. (2016). The limits of Russia’s ‘soft power’. Journal of Political Power, 9(3), pp. 395–413. DOI: 10.1080/2158379X.2016.1232287

Zeng, J. (2017). Does Europe Matter? The Role of Europe in Chinese Narratives of ‘One Belt One Road’ and ‘New Type of Great Power Relations’. JCMS: Journal of Common Market Studies, 55, s. 1162– 1176. DOI: 10.1111/jcms.12535.

--

--

ODTÜ DPUİT
Hariciye

ODTÜ Dış Politika ve Uluslararası İlişkiler Topluluğu