Analiz ve Geliştirme Sancıları

İbrahim Çolak
hesapkurdu-development
8 min readAug 24, 2022

Bu makaleyi hazırlarken temel olarak kendi deneyimlerimden ve özellikle “kendime olan eleştirilerimden/serzenişlerimden” yola çıktım. Farklı kaynakları araştırıp dâhil etmedim. Bu sebeple bana ve bizim organizasyonumuza özel bir yazı oldu. Burada bahsettiğim fikirlerin hepsi size mantıklı gelmeyebilir. Kendi karakterinize, firmanıza ve koşullarınıza göre kendi yol ve yönteminizi belirlemeniz her zaman en iyi sonucu verecektir. Umarım burada bahsedeceğim kişisel deneyim ve fikirlerim size fayda sağlar.

Gayretli Kurbağa Olmak Bazen Tek Gereken

Kendimle de özdeşleştirdiğim şöyle bir hikâye duymuştum: “İki kurbağa ayran dolu bir fıçıya atlar ikisi de bir süre çabaladıktan sonra bir tanesi ölçer biçer (analizini eder) bu fıçıdan çıkmanın yolu yok der ve kendini bırakır yok olur gider. Diğer ise gücünün sonuna kadar çabalar ve sonunda o kadar çabalar ki ayran yağ tutmaya başlar ve gayretli kurbağa yağ tabakasının üzerine çıkar ve sıçrayıp fıçıdan kurtulur.” Kıssadan hisse bazen bazı işlerin çözülmesi için sadece eksik olan gayrettir. Peki analiz, yetenek, tecrübe iş sadece gayretse bunların bir önemi yok mu? Sonuçta yoğurt yağ bağlar, balçık değil. Alt yapınız ve planınız iyi olursa gayret sonuca erdirir.

Ha gayret

Yapalım ya da Yapmayalım

İş dünyası için iyi analizin (çözümlemenin) sonucu nettir, “yapalım” ya da “yapmayalım”. İyi bir analistten beklenen ise çoğu zaman bu iki karardan bir tanesi için net olarak teklifini/fikrini beyan etmesidir. Yapalım ya da yapmayalım kararı ise işin paydaşlarıyla birlikte verilmelidir. Ama bu sürecin sonuçlandırılmasının da yine analizin bir parçası ve analistin sorumluluğunda olduğu atlanmamalıdır. Önemli olan bir nokta da analizin sonucunda analistin teklifini tek başına sunabilmesidir, “analizi tek başına yapması” değil. Analist her işi bilmediğini bilmelidir, hangi kaynak veya kimlerden yararlanması gerektiğinin de analizin bir parçası olduğunu unutmamalıdır.

Matematik Zor Diyorsan, Eksik Çarpım Tablosunda

Bazen sadece bir sorunun cevabı analizi sonuçlandırırken, bazen 100’lerce sorunun cevabı analizi bir sonuca götüremez. Sonuca gitmeyen analizlerde her zaman en başa soruna veya fikre dönmek ve baştan başlamak gerekir. Matematiği anlamıyorum, matematik zor diyorsan genelde sorunun 4 işlem veya çarpım tablosundadır.

Analist: Açık Sözlü ve Net Ol

Analizin sonucunun net olması istenir hem analiz eden hem de muhatapları tarafından. Ancak bazen en başa da dönülse analiz sonuca ulaşmaz. Burada analist her zaman açık sözlü ve net olmalıdır. Neden ulaşılamadığı neyin eksik olduğunu net olarak dile getirmelidir. Çoğu zaman bu netlikte doğru kişilere aktarım yapıldığında analiz sonuca ulaşır. Analizin durdurulması veya bu kadarın yeterli olması da ideal olması da bazen iyi bir sonuçtur.

Her Şey Çok Net, Analiz Yorum Değil

Analizin çıktıları yani analiz süreci, yararlanılan kaynakları, sonucu ve uygulama adımları net olmalı. Her çıktı için geri bildirim alınabilir, çıktılar değiştirilebilir bunlar ayrı konular, her çıktı analizde net olmalıdır. Yoruma dayalı çıktılar herkesin farklı anlamasına veya işine geldiği gibi yorumlamasına neden olabilir. Geliştirme sürecinde yoruma dayalı analizler hep yanlış anlaşılır. Belki tecrübeli veya iş bilen bir geliştirici süreci ilerletiyorsa sizi uyarır yoksa siz analizin sonucunda çıktı olarak bebek olmasını isterseniz, sonucu kas yığını bir adam veya bastonla yürüyen biri çıkabilir. Bunun için çıktıları net olmayan bir analiz kesinlikle tamamlanmamıştır.

Analist Bilgisizdir, Çok Soru Sorar

Analistin ekmeği bir yerde soru sormak. “bilen birine soruyu sor cevabına al ve devam et.” Öyle bir dünya yok. Analist öncelikle soruları kendine sorar, sonra bunun için kaynakları inceler ve bu çıktılar üzerinden varsa diğer analistler, işin sahipleri veya yöneticisiyle değerlendirme yapar. Yani analist kendine soru sorarak sürecini başlatır ve en sonunda da çıktılardan öncelikle kendi tatmin olması gerekir. Biraz şizofrenik bir durumdur sürekli düşünmek ve sorulara cevap bulmaya çalışmak. Bir de soru sormak için de belirli bir bilgi seviyesi gerekli. Bunun için analist ürün sahibi kadar olmasa da (bence iyi bir analiz için ürünü sahibinden daha iyi bilmeli) ürünü bilmelidir.

Bilgisiz: Aymaz.

Yaptığın İki İşten Birisi Çöp

Ne kadar veriye dayalı bir analiz yapılırsa yapılsın analizin içerisinde tecrübe, öngörü ve inanç vardır. Yani işin özü yanılma payı vardır. Zaten %100 kesinse ayır kaynağı, gelsin paralar. Sadece ayıracağın kaynaktan daha fazla para kazanıyor olman yeter. Tabi ki böyle bir dünya yok. En iyi ihtimalle yapılan analizlerin yarısı çöp, diğer yarısının bir kısmında ise istenildiği gibi sonuçlar gelmeyecek. Ama istisna da olsa bazen istenilenden bile iyi sonuçlar gelebilir. Zaten şirketler de yol haritasını bu iyi sonuçlara göre revize eder. Yani analist ya tutmazsa diye inandığı işlerde süreci ilerletmekten çekinmemeli ya tutarsa diye işlerini satmalı ve böyle inanmalı.

Her Doğum Sancılıdır, Her Çocuk Bir Avazda Doğmaz

Bir analizi bir çocuğun doğum sürecine benzetmek, teşbihte hata olmaz hesabı çok yanlış değildir. Yani neredeyse her analizin veya geliştirmenin sancıları var. Ama bazıları vardır ki bırak bir avazda doğmayı, analistin yeniden doğmasına neden olur. Bu tarz zor analizlerde parçala, böl ve ilerle süreci genelde işe yarar. Bunun yanında bazen ilerlenen yerde bırakıp, farklı işlere bakma ve sonra dönerim bu işe yaklaşımı da modu sıfırlamak adına faydalı olabilir. Ama ne olursa olsun bu tarz zor analizler üst üste alınmamaya dikkat edilmelidir. Yoksa tükenmişlik sendromu hakkında makaleleri okurken veya bunun hakkında makale yazmayı düşünürken bulabilir analist kendini.

Sonuçta yumurtadan çıkmıyor.

Parçala, Böl, İlerle

Bütüne bakmak ve buna göre analiz etmek genelde çok mümkün ve ilerlenebilir bir yöntem değildir. Basit analizler için uygulanabilir ama basitlik kavramının da nereden baktığına bağlı olarak değişeceği de gözden kaçırılmamalıdır. İşin özü her analiz değerli ve her analiz önemlidir. Zaten önüne gelen analiz için böyle düşünmüyorsan analiz etme o da ayrı. Bunun için her analizde öncelikle bütünü parçalamak ve hatta parçaladığın bütünü bölerek ilerlemek analizi basitleştirmek ve doğru çıktılar için önemlidir. “Her iş parçalanabilir mi” nasıl parçalayabileceğini de analiz edersen “evet her iş parçalanabilir.” Atom parçalanmış iş mi parçalanmayacak.

İlerle.

Yanlış Kaynaktan Doğru Bilgi Çıkmaz

Analizde hangi kaynaklar veya kimlerin bilgisinden yararlanılacağı, analizin sağlık ilerlemesi ve sonuçlanması için hayatidir. Yanlış kaynakla ilerlemek, kaynağın yanlış olduğunu anlayabildiysen sadece vakit kaybı ve can sıkıntısına neden olur. Ama kaynağın yanlış olduğunu anlayamıyorsan bir analistin başına gelebilecek en kötü şey olan analizin çöp ve çıktılarının da facia olmasına neden olabilir. Bunun için bir analist kaynağın doğruluğunu yararlanmadan önce yine analiz etmeli.

Sorunu Tanımla ki Cevabın Net Olsun

Sorun, fikir veya çözümlenecek konu bulut halinde yani sonu, başı ve içeriği net olmadan gelebilir. Bu durumda tanımlamak güzel ve pratik bir yoldur. Bazen gelen bulutta birden fazla analiz veya gereksiz birçok nokta olabilir. Bunun için işin neden yapıldığı anlamak, hangi soruna veya geliştirmeye sebep olacağını sorgulamak ve kök nedene inmek çoğunlukla tanımlamak için yeterlidir. Kök nedene inmek için de “neden” sorusunun birden fazla kez sorulması tek başına genelde yeterlidir.

Veri de dokunabilir.

Yanlış Yolda Yürü, Yeter ki Bekleme

Bir şeylerin olgunlaşmasını beklemek genelde bir analistin yaptığı temel hatalardan sayılabilir. Bazen kolay olanı budur, bazen insanlarla, öncelikler veya işleyişle uğraşmak zor gelir. Ancak şu tecrübeyle sabit bir gerçektir ki bir şey analistin önüne sürekli geliyorsa, o şeyin olgunlaşması için analize başlanması çoğu zaman tek gerekendir. Sonucu yapmayalım olsa da aslında o da bir analiz çıktısı ve sorunun çözümüdür.

İnatçılık Analistin Huyu Değil ama Karakteridir

İyi bir analist inatçı olmadır. Bilgiye ulaşmada, sorusuna cevap almada ve sonuca ulaşmaya kadar tüm süreçlerde analist inatçı olmalı ve sebep ne olursa olsun sonucuna inandığı bir analizde vazgeçmemelidir. Ancak mizacı, tabiatı yani huyu inatçı değil; ayırt edici niteliği, karakteri inatçı olmadır. İkisinin arasında fark şöyle bir şey olabiliyor; birinde sadece huyu inatçı olduğu için her şeyde inat ediyor, birinde ise sadece inandığı, tecrübe edindiği ve önsezisi güçlü olduğu için inat ediyor. Bu durum iş dünyası için şu şekilde de tanımlanabilir, analiz karşı hipotez kadar güçlü değil veya o hipoteze bir cevap vermiyor ve bu hipoteze cevap bulmak yerine inat ediliyorsa, işte bu huyu inatçı olan ve iki tarafından gereksiz yorulduğu bir kısır döngüdür.

Patronun Yerine de Düşün

Analiz çıktılarının bir sorunu çözmesi veya şirkete katkı sağlaması gerekir. Bu analiz güzel de ne işimize yarayacak bize ne kazandıracak sorusuna net bir cevap yoksa aslında o analiz bir yerde çöptür. Baştan katkısının ne olacağının da analiz edilmesi ve analizi tanımlamak irili ufaklı her analiz için gereklidir. Bu durumda analiz çıktıları çok güzel olsa dahi şirketin önceliklendirmediği bir konuda yapılırsa, süreçleri doğru işleyen bir şirkette rafa kaldırılması aslında kaçınılmazdır.

İçeriği Bilmeyen Anca Pakete Yorum Yapar

Ürünün içeriğini bilmek, fikir sunmak veya analiz yapmak için gereklidir. Aksi durumda gözünün gördüğü kadarına güzel dersin. Bu ürün kime hitap ediyor, kapsamı nedir, piyasada karşılanmayan hangi sorunu karşılıyor veya rakiplerden nasıl ayrışıyor bilmek, pakete değil ürüne yorum yapmak için çoğu zaman gereklidir. Bunları “ürünü geliştiren veya sahibi bilmeli, her şeyi de ben bilemem ya” her detayını olmasa da temel ürünleri ve bu ürünlerin müşterilerini tüm şirket çalışanları bilmeli. Hele bir analist bu temel ürünleri sahibi kadar (hatta daha iyi) bilmeli.

Kodlama Bilmesen de Olur, Önden Uygula

Analizin çıktıları mümkün olduğunca uygulama aşamasındaki son haline getirilmeli. Hatta mümkünse çeşitli araçlar sayesinde demolar yapılmalı ve müşterinin önüne çıkacak son hali analizin bir parçası olmalı. Ayrıca analizin sunumunda maddeler şeklinde anlatmak yerine demolar ve görseller kullanmak analizin çıktılarının çok daha net olmasını ve daha doğru geri bildirimlerin gelmesini sağlar. Özellikle kapsamı büyük işlerde ön denemeler yapıp sonuçların da analize dâhil edilmesi hem analist için hem de önceliklendirme için referans noktası olur.

Analiz Kolay Diyorsan, Otur Kendin Yap

Analistlik bir iş koludur. İş yerinde yaptığı işin ismi faklı olsa da sürekli analiz yapmak zorunda kalan bir kişi aslında bir analisttir. Hatta çok uzun zaman analiz yapan kişilerin özel hayatları da bundan birçok meslekte olduğu gibi nasibini alır. Her şey analiz edilmeye çalışılır, yola gitmeden önce yol kafada gidilir. Analistlerin genelde en zorlandıkları durum analizlerini birçok insana anlatma gerekliliğidir. Bunların birçoğu da kendisinden üst mevki de insanlar olunca terletilmek genelde kaçınılmaz olur. Bu işin doğasında vardır ve olması gerekendir. Eğer üst mevki de olanlar sizin kadar işi üstleniyor, emeğe saygı duyuyorsa ne kadar terlesiniz de aslında emeğinizin karşılığını aldığınız ve haz duyduğunuz anlar bunlardır. Ancak aksi durumda güzel bir analiz olsa da analiz dışı konular, nereden çıktığını anlaşılmayan hipotezler, analistin işten soğumasına ve üst yönetim ne istiyorsa sadece onu yapan bir role dönmesine neden olabilir. Bu durumlar yaşanıyorsa çok net ve açık dille geri bildirim vermek, işe ve kendine olan saygının da gereğidir. “Onlar yöneticim bunları nasıl söylerim, nasıl geri bildirim veririm?” Eğer hiç bu geri bildirimi vermeden bunu söylüyorsanız, eksiklik siz de. Eğer bunu sürekli söylemenize rağmen bir düzelme olmuyorsa yine eksiklik siz de. Analize saygı duyulmayan bir şirket kültüründe analizin yeri yok, analiste ekmek de yok!

Bence Güzel ve Özümsenecek Bir Söz

Prof. Dr. Aziz Sancar’a ithaf edilen şu sözle bitirelim: “Başarı, zekâ kadar çalışmakla elde edilir. Sebat lazım, inat etmek lazım ve çalışmak lazım. Üzerinde çalışacağınız bir konu belirleyin, literatür de okuyun, gerektiği kadar öğrenin. Okumanın yanı sıra düşünmek için de kendinize zaman ayırın.”

--

--