2 çalıştay katılımcımız, sunulara ara verdiğimiz sırada Google Cardboard’u kurmaya çalışırken…

UTAK 2016’dan satırbaşları: Habercilik ve VR konulu çalıştayımızdan neler öğrendik?

Hürriyet Ürün Ekibi
Hürriyet Ürün Ekibi
8 min readOct 27, 2016

--

Hani bir rivayet vardır; Yahya Kemal bir soru üzerine “Ben Ankara’nın en çok İstanbul’a dönüşünü severim” demiştir… Fakat biz Ankara’da katıldığımız UTAK2016 etkinliği sonrasında, tam tersi duygular içindeydik. 21–23 Eylül günlerinde Hürriyet Ürün Geliştirme Ekibi olarak katıldığımız ve ODTÜ’de yapılan 2. Ulusal Tasarım Konferansı’nda (UTAK 2016) o kadar mutlu olduk ve o kadar eğlendik ki, ünlü yazarımıza hiç hak veremedik. ODTÜ’nün yemyeşil kampüsünde dolu dolu geçen 3 günden sonra İstanbul’a dönmek çok zor oldu doğrusu. (Grup Müdürümüz bu kısmı çok kafaya takmaz diye umuyoruz…)

Etkinliğe Hürriyet’ten 4 kişi olarak katıldık:

Oldukça akademik geçen bu etkinliğe hem poster bildirimizle hem de son gün yaptığımız çalıştay ile katıldık. Poster bildirimizde, Hürriyet’in personaları ve onların günlük haber alma alışkanlıklarını anlattık.

Etkinliğin son gününde de “Dijital Ürün Tasarımı: Haber Etkileşiminde Sanal Gerçeklik Deneyimi” başlığıyla bir çalıştay yaptık. Amacımız katılımcıların sanal gerçeklikte (virtual reality, VR) deneyimlenen haberlerde ne tip etkileşimler yapılabilir diye düşünmesini ve bunları üretmesini sağlamaktı. Oldukça eğlenceli geçen çalıştay sonrasında ortaya yaratıcı fikirler çıktığını söyleyebiliriz.

Sayın Hürriyet, neden UTAK?

Cem Yılmaz’a sevgilerimizle…

ODTÜ’de 2 senede bir yapılan ve bu sene ikincisi gerçekleşen tasarım araştırmaları konferansını Endüstri Ürünleri Tasarımı bölümü düzenliyor. Konferansa da çoğunlukla farklı üniversitelerde bu bölümde okuyan, çalışan, doktora yapan kişiler katılıyor. Zaman zaman da farklı sektörlerden ilgili kişiler gelebiliyor. Ancak daha önce ne Hürriyet ne de başka bir haber sitesi veya gazete, bu etkinliğe ve muadillerine katılmamıştı. Öyleyse yaptığımız işle ilgisi yokmuş gibi görünen bu etkinliğe niçin katıldık?

Hürriyet’in dijital dünyası için yaptığımız tasarımları masa arkasında, kişisel beğenilerimize göre karar vererek değil, insanı (kullanıcıyı/okuyucuyu) odağa alarak, onun ihtiyaçlarına göre yapmaya çalışıyoruz. Aktif olarak kullanıcılarla bir araya geliyor, araştırmalar gerçekleştiriyor, buradan çıkan bulguları sayısal verilerle ve paydaş talepleri ile harmanlayıp, yeni ürün tasarımları ortaya çıkarmaya çalışıyoruz. Bu yüzden tasarımın odağına insanı koyan bu etkinliğe katılmak bizim için önemliydi.

Haberin geleceğinde VR var

Haberciliğin temel amaçlarından biri, toplumdaki belli bir sorunun çözülebilmesi için kamuoyu oluşturmaktır. Yapılan haberler sayesinde, sorunu yaşayan kişilerle ‘yeterince’ insanın empati kurması sağlanmaya çalışılır. Böylece oluşan kamuoyunun, bu sorunun çözülmesi için sorular soracağı, takipte kalacağı ve ilgili yerlerden taleplerde bulunacağı varsayılır.

VR deneyimleri ise, empati duygusunun hissedilmesinde önemli bir araç olarak karşımıza çıkıyor. Hem Hürriyet gazetecileri hem de Ürün Ekibi olarak bizler, haberciliğin geleceğinde VR’ın önemli bir yeri olacağını düşünüyoruz. Fakat şu ana kadar yaratılan bu deneyimler birkaç dakikadan uzun sürmüyor. Ayrıca gözlüğü takıp deneyimi yaşayan kişi, izledikleriyle çok sınırlı bir etkileşime geçebiliyor. Gözlüğü çıkardığı anda ise içerikle bağı tamamen kesiliyor. Yaptığımız çalıştayda, kişinin kendisini VR içeriğinin bir parçası gibi hissetmesi için etkileşimler üretmek, habere ait olma duygusunu artırmak istedik.

Evdeki hesap, çalıştaya uymadı

Çalıştaya 24 kişi kayıt yaptırdı, 19 kişi katıldı. Bu kişileri çalıştaydan birkaç gün önce 4 gruba ayırdık ve her gruba birer içerik ödevi verdik.

Gruplara göre içeriklerin dağılımı şöyleydi:

Damak grubu: New York Times’ın The Displaced haberi, bu haber için hazırlanan video ve VR içeriği

Gofret grubu: Washington Post’un Mars haberi, videosu ve VR içeriği

Karam grubu: Guardian’ın 6x9 haberi, videosu ve VR içeriği

Milkinis grubu: Hürriyet’in Kilis hakkında bir haberi ile video ve VR içerikleri

Grup üyelerine e-posta göndererek hangi içerikleri incelemeleri gerektiğini bildirdik. Ayrıca standımıza uğrayarak, Google Cardboard ve Hürriyet baskılı defter ve kalemden oluşan kitlerini alabileceklerini, hatta VR içerikleri deneyimleyebilecekleri bilgisini de verdik.

Aslında standı kurma amacımız, çalıştay katılımcılarının VR deneyimini yaşamalarını sağlamaktı. Böylece hem sunuda anlattıklarımız daha iyi anlaşılacak hem de çalıştay öncesinde içerikler deneyimlenmiş olacağı için, zaman kazanmış olacaktık. Ancak bu planımız tahmin ettiğimiz gibi sonuçlanmadı. Birçok katılımcımız standa uğramadı ve gözlükleri teslim almadı. Cardboard’u çalıştay esnasında teslim alanlar, bunları sunularımız başladıktan sonra kurmaya çalıştı. Bu da hem bizim için, hem de onlar için çok fazla dikkat dağıtıcı bir durum yarattı.

Çalıştay sonrasında öğrendik ki, ödevleri anlattığımız e-postaya katılımcılarımızın yalnızca 11 tanesi bakmıştı. Üstelik bu kişiler e-postadaki içeriklere baktıklarını söyleseler de, VR içerikler denenmemiş olunca, bazı noktalar havada kaldı. Bu yüzden çalıştay akışında değişiklik yapmak ve planlanan bazı adımları çıkarmak zorunda kaldık.

Çalıştay planı

1.Önce biraz bu işi anlatalım…

Çalıştay katılımcıları daha önce VR veya haber alanında çalışmadığı için, çalıştaya başlamadan önce hap sunumlar yaparak onları habere ve VR’a alıştırmak istedik.

Haber herkesin hayatında bir şekilde yer alsa da, aslında haberin nasıl üretildiği, hangi duyguların devrede olduğu gibi konular havada kalıyor. Bu yüzden çalıştayımıza bu konuyla başlamak istedik. Öncelikle haberin Türkiye’de nasıl algılandığı ve tüketildiğinden bahsettik. Sonra da zengin içerik üretmenin, söz gelimi 360 derecelik videolar çekmenin haber siteleri için önemine değindik. Buradan hareketle, bugüne dek VR’da tüketilmek üzere hazırlanan haberleri, VR’ın başka hangi sektörlerde kullanıldığını, geleceğinde nelerin yattığı üzerine yapılan tahminleri katılımcılara anlattık.

VR teknolojisi her ne kadar heyecan verici olsa da, herkese aynı keyfi veremeyebiliyor. Bu yüzden VR’ın kullanıcılar üzerinde nasıl etkileri olduğu ve bunların nasıl araştırıldığı konusuna da değindik. VR cihazlarının sebep olduğu rahatsızlığa (VR sickness) değindik. Bunun sebeplerini açıkladıktan sonra, bugüne dek bulunan çözümleri sıraladık. Konunun uzmanlarının VR’ın etkileri ve kullanımı hakkında yaptığı araştırmalarda yaşadığı zorlukları ve bunlara nasıl çözümler bulduğunu anlattık.

Son olarak sıra, VR içeriklerin nasıl tasarlandığına geldi. Her ne kadar biz bir kürenin içindeymişiz gibi hissetsek de, bu içerikler aslında bir küp şeklinde hazırlanıyordu ve rahatça kullanılabilmesi için belli standartlara uymak zorundaydı. Bu standartlara da değindikten sonra sıra Icebreaking çalışmasına geldi.

2. Kırılsın buzlar!

İdeal bir workshop’a dair okuyacağınız tüm yazılarda, Icebreaking çalışmasının en başta yapılması gerektiğine dair tavsiyeler göreceksiniz. Biz de bu ayrıntının farkında olsak da, Icebreaking’i biraz daha ileriye atmaya karar verdik. Çünkü çalıştayı sabah saatlerinde yapıyorduk ve herkesin başlama saatinde orada bulunmayacağının farkındaydık. Aklımızda minimum bir sayı belirledik ve yeterince katılımcı geldikten sonra Icebreaking’e geçmeye karar verdik.

Katılımcıların birbirini daha iyi tanıyabilmesi ve bizim de hitap ettiğimiz kitleyle ilgili fikir edinebilmemiz açısından, bu tanışma aşamasına önem veriyorduk. Bu yüzden aşağıdaki diyagramı hazırladık.

Bu diyagramları tek tek herkese dağıttık. 2’li olarak eşleşmelerini, eşlerine sorular sorarak doldurmalarını istedik. Herkesin kağıdı dolduktan sonra ise, çiftler gruplara birbirlerini tanıttı. En sonunda bir grup sözcüsü seçildi ve bu kişi de gruplarının kimlerden oluştuğunu, grup üyelerinin ortaklaşan ve farklılaşan noktalarını kısaca tüm katılımcılara anlattı.

Bu çalışma sonrasında katılımcılarımızla ilgili şu bilgileri edinmiş olduk:

19 katılımcımızın 14’ü Endüstri Ürünleri Tasarımı okumuş ya da okuyan kişilerdi. Diğerleri ise Mimarlık, Pazarlama İletişimi, Sosyoloji ve İç Mimarlık bölümlerinden geliyorlardı.
Katılımcılarımız ağırlıkla ODTÜ öğrencilerinden oluşuyordu.
Katılımcılarımızdan 5’i profesyonel olarak çalışıyordu. Üniversite görevlilerinin dışında otomotiv sektöründen ve elektronik sektöründen de katılımcılarımız vardı.
Katılımcılarımızdan 11 tanesi gönderdiğimiz e-postayı incelemiş, içeriklere göz atmıştı. 4 kişi ise bu e-postayı incelemediğini belirtmişti. Geri kalan 4 kişi bu kısmı boş bırakmıştı ama, biz onların da incelememiş olduklarını varsayabiliriz.
Katılımcılarımızın büyük çoğunluğu, haberleri web’den okumayı tercih ettiklerini belirtiyordu. Onu Mobil ve Facebook’tan haber takip edenler izliyordu.
“Haberin geleceğinde ne görüyorsun?” diye sorduğumuz katılımcılar, “yazılı basın bitecek”, “dijital tüketim artacak” ve “bireysel, deneyime dayalı habercilik modelleri olacak” şeklinde cevaplar verdiler.

Standımıza uğrayıp VR cihazları deneyen kişilere ve çalıştay katılımcılarına, VR deneyimi esnasında ne hissettiklerini sormuştuk. Birçoğu gördüklerinden etkilendiklerini ve heyecan duyduklarını belirtirken, bazıları da başlarının döndüğünü, rahatsızlık hissettiklerini, kendilerini güvende hissetmediklerini söylemişti. Ice breaking kağıdında bu alanı doldurarak hislerini belirten herkes, her ne kadar midelerinin bulandığını ve başlarının ağrıdığını belirtmişlerse de, bir kez daha kullanmak isteyeceklerini belirtmişler. Bu teknolojinin insanı hem heyecanlandırdığını, hem de rahatsızlık hissettirdiğini söylemek yanlış olmaz yani.

3. Üretim aşaması

Milkinis grubu, Hürriyet’in Kilis içeriğini yorumlarken…

Katılımcılara yaptırdığımız çalışma 2 aşamadan oluşuyordu.

a. İçerik bazlı düşünme

Katılımcılara önceden göndermiş olduğumuz makalelerin çıktılarını verdik. Makale sayfasını inceleyerek okunabilirlik, metin yerleşimi, görsel kullanımı, sayfa tasarımı gibi konularda parçalarına ayırmalarını, haberi bu şekilde vermenin nasıl avantaj ve dezavantajları olacağını düşünmelerini istedik. Daha sonra da bir içeriği makale, video, 360 derece video olarak hazırlamanın avantajları-dezavantajları ve riskleri üzerine düşünmelerini istedik.

b. 360 derece içerikler için fonksiyon üretme

Yine önceden göndermiş olduğumuz 360 derecelik video içeriklerini ve bu konuda hazırlanmış olan diğer içerikleri düşünerek, kullanıcıların içeriklerle etkileşime geçebilmesi için fonksiyon üretmelerini istedik. Burada özellikle içerik bazlı düşünmemelerini, yalnızca etkileşim ve fonksiyon bazlı düşünmeleri gerektiğini vurguladık. (Gerçi çıkan sonuçlara bakılırsa, bu vurgumuz tam olarak anlaşılmamış olabilir.) Aynı zamanda katılımcılara fikir üretirken gelecekte bu teknolojinin gideceği noktaları da düşünmelerini, fikir üretirken de kendilerini sınırlamamalarını söyledik.

Çalıştaydan nasıl sonuçlar çıktı?

Çalıştayın son bölümünde katılımcılar, hazırladıkları projeleri 5’er dakikalık sunumlar halinde bizimle paylaştılar. Sonuçlar bizi oldukça mutlu etti. Katılımcılar da hem çok eğlendiklerini, hem de bu konuda bilgilendiklerini ifade ettiler.

Çalıştaydan çıkan fikirler şunlar oldu:

  • Tıpkı Periscope adlı canlı yayın uygulamasında olduğu gibi, kullanıcılar içeriği izlerken bıraktıkları yorumlar anlık olarak görünür olacak. Birkaç saniyeliğine ekranda çıkacak, ardından kaybolacak. Yorum yazma alanı sesli komutla açılacak. Sesli olarak bırakılan yorumlar yazıya dönüşecek ve VR içeriğinde yazılı olarak bırakılacak.
  • Özellikle Cardboard üzerinden VR kullanılırken, ekranda bildirimler görünüyor. Bu da deneyimin bölünmesine sebep oluyor. Telefonlarda uçak modu gibi ‘VR modu’ bulunarak bu sorun çözülebilir. VR’ı kullanırken hiç bildirim gözükmeyecek ya da kenardan, 3 saniye gözüküp kaybolacak. Ya da titreşimle bildirim gelecek, bildirimler de yarı şeffaf gözükecek.
  • Diyelim ki VR içeriği bir odada geçiyor ve siz de arkanıza dönmeksizin, sağa sola bakarak keşfediyorsunuz içeriği. Bu esnada arkanızda bulunan yazıyı kaçırabiliyorsunuz. Buna çözüm olarak, sabitlenmiş mesaj ve bildirimlerin varlığına dair bir uyarı konulacak.
  • 360 derece içeriklerde en az görülen yerler, en üst ve en alt noktalar. Bu yüzden videoyu durdurma, ileri alma vb fonksiyonların tamamı bu alana konulacak.
  • Haber yoldaşı: VR’ı taktıktan sonra, bizi bir ‘yoldaş’ avatarı karşılıyor. Avatar bizimle beraber geziyor ve önemli olayları bize anlatıyor.
  • Sonraki kullanıcılar için not bırakma: I was here (Ben buradaydım). Bu kullanım bağış toplama yöntemine de dönüşebilir.
  • İçeriğin içinde gördüğümüz bir kişiyle gidip konuşabiliriz. Hikayesini ondan dinleriz. (MMORPG oyunlarındaki gibi.)
  • Kullanıcı haber içeriğinde gezerken (örneğin bir kaza sahnesi gibi), belli noktaları aktif edebilecek. Bu noktalara temas ettiği zaman da, o alanda mini bilgi balonları açılacak ve içerikle ilgili bilgiler verilecek.

Son söz

UTAK logosunda da yer verilen, ODTÜ Mimarlık Fakültesi duvarındaki süsleme.

Hürriyet olarak bizler, haberin geleceğinde teknolojinin, bireysel tüketimin ve dolayısıyla VR’ın büyük bir yer tutacağını düşünüyoruz. Çalıştayı yaptırma amacımız da zaten buydu. Sonuçlar bizi oldukça mutlu etti. Sanıyoruz katılımcılar da ortaya çıkardıkları sonuçtan mutlu oldular.

VR büyük oyuncuların göz diktiği, geleceğinde büyük şeyler olan bir teknoloji. Hemen hemen her gün yeni bir uygulama, cihaz ve kullanım tipinin çıktığını da hatırlamak ve bu konuyu takipte kalmak gerekiyor. Bizler de zaman zaman VR-habercilik ilişkisi hakkında araştırmalar yaparak, bunların sonuçlarını Medium sayfamızda sizlerle paylaşacağız.

Bu etkinliği düzenleyen UTAK 2016 ekibine, her adımda bize yardımcı olan Naz Börekçi’ye ve Aslı Günay’a, etkinliğe gitmemizi mümkün kılan Grup Müdürümüz Ömür Bali’ye ve Hürriyet İnsan Kaynakları’na teşekkürü bir borç biliriz. Aynı zamanda çalışmalarımızı hazırlarken bize fikir ve yönlendirmeleriyle destek olan Ürün Geliştirme Takım Lideri Bahadır Ersin’e de çok teşekkürler.

--

--

Hürriyet Ürün Ekibi
Hürriyet Ürün Ekibi

Hürriyet Ürün Ekibi’nin tecrübelerini ve tasarım süreçlerini paylaştığı resmi Medium hesabıdır. *Official Medium Profile of Hürriyet Product Dev. Team’s*