Fernando Jose bir sabah uyandığında
artık vegandı ve olaylar gelişti…
Vegan, vejeteryan artık her ne boksa. Açık konuşayım mı? Aradaki farkı bilmeyen bir cahilim. Belki de et yemekten beynim erimiştir. Ali Nazik, iskender, beyti, adana… Of! At getirin bana, at kafası yemek istiyorum!
Adını söyleyebilene çok kültürlü bir bey denilen ülkede aydın olmak için atılması gereken ilk adımlardan biri vegan olmak, ardından ise eşcinsel olmak. Heteroseksüel olduğunuzda maalesef çağdışı oluyorsunuz. Gidiyorsunuz taaaa II. Meşrutiyete, oluyorsunuz Sait Halim Paşa.
Nasıl vegan olunur?
Tamamen neticemle varsayımlar üzerine konuşuyorum. Onu diyeyim de ben. Muhtemelen eş dost vasıtasıyla olunuyor. Türkiye’de her şey gibi bu veganlık müessesesi de eş dost vasıtası ile yürüyor yani… Önce dışlanıyorsunuz, affedersin konser olur sizi çağırmazlar. Cadde’de bi’ kafede selfie çekinirler, siz yoksunuzdur. Bir süre sonra bu dışlanmışlık canınıza tak eder ve vegan olursunuz.
Fakat bunun bir federasyonu, kurumu yok. Dilekçe vermekle de olmuyor. Efendim bunu deklare edeceksiniz. Onu siz düşünün. Sabah akşam sosyal medyada, bire birde, outdoorda, TVC’de bir şekilde yapmanız icap ediyor. Kimsenin bilmediği bir veganlık, veganlık değildir. Yani evde kendi kendine veganlık bir boka yaramaz. Birileri bilecek, like’layacak ki veganlığın şanı yürüsün.
Faydaları nelerdir?
- Size iş paslarlar. Hedö hödö tasarımcısı iseniz, o iş size gelir. Çünkü vegansınız. Zaten başka ne işiniz olacak, vegan taksici var mı memlekette?
- Ortamlarda adınızın başına Vegan gelir. Vegan Fernando Jose Jr.
- Hayatta hiç bir bok olamadıysanız, vegan olabilirsiniz. Nitekim diğerleri de öyle… Tek değilsiniz.
- Çekingen bir tipseniz, insanlarla dialog kurmakta zorlanıyorsanız. Tanışırken “Selams ben veganım” demeniz size tüm kapıları açacaktır.
- Beyninizi kullanmanız icap etmez. Idle modunda takılırsınız. Temiz.
- Linkedin profilinize Vegan yazabilirsiniz.
- Artık aktivist sayılırsınız.
- Tebrikler, bonus olarak artık yoga yapabilir ruhsatı aldınız.
Zararları nelerdir?
Protein almadığınız süre boyunca evrim basamaklarında geri geri gitmeye başlarsınız. Önce dandik bir primat, ardından sölenter en nihayetinden deniz anası olursunuz.
Cebe zarar, eskiden 1 kilo kıymaya pahalı derken şimdi vegan ürünlerine (Nedir onlar? Kinoa, soya şeysi geri kalanı bilemedim) eşşek yüküyle para vermeniz icap eder ama sıkıntı yok. Hayvanlar ölmeyecek artık. Evet, god damn right!
Hayvanları yemeyin!
Hayvanlar bizi yese hoş olur mu? E olmaz tabii yalan söyleyecek halim yok. Fakat gidipte deniz hıyarı yemiyoruz zati. Ya da yaban çakalı.
Sistemdeki açıklar
Her sistemde olduğu gibi (kapitalizm, sosyalizm, maoizm, izmir, izmit) veganizmde de açıklar var. O popülerlikten bir tık ben emikleyeyim arkadaş deyip, vegan oldunuz diyelim. Güzel, en doğrusunu yaptınız. Fakat canınız adana istiyor, Dürümce’ye gitmek istiyorsunuz. Bunları yapamazsınız kural böyle zaten ama “aha haaha ben sadece balık felan yyrm şekerim” diyip o “falan” kısmına istediğiniz et ürününü sokuşturabilirsiniz. Sonuçta “falan” . Ne olduğu belli olmayan, genel bir vaziyet. “Falan yaaa” “Balık falan” Balık yemeseniz de olur zaten. Önemli olan “falan” kısmı…
Heee ama 100% vegan kadar forsunuz olmaz. Onu da diyeyim. Hor görülebilir, acınacak kişi konumuna düşebilirsiniz.
Ve ödüller İbriğe geliyor
3 paragrafta toplam 543 kez vegan kelimesini geçirdiğim için Caddebostan ablalarını geçmişim ve böylece 3 ayrı dalda en iyi, en çok ve en seksi vegan ödülünü aldık ibrik yayınları olarak, layık olmaya çalışacağız efendim.
Siz de cemiyet hayatında, ortamında sık sık vegan deyin ya da misal lafı oraya getirin “Artık hayatım çok güzel, nefes alabiliyorum et yemeyi bıraktığımdan beri” deyin. Belki siz de ödül alabilirsiniz. Kıskanmayın lan!
Sonuç
Sonuç… Sonuç ne olacak? Migros’a karşı vegan kedi maması satsın diye chance.org’ta kampanya başlattılar. Bundan daha başka ne sonuç olsun. Allah o change.org’un da belasını versin.
