Lineer Ekonomiden Döngüsel Ekonomiye

“Doğal kaynaklar sınırsız değil, lineer ekonomi değişmek zorunda.”

imece
Published in
4 min readMar 1, 2021

--

Editör: Melike Kılıç

Yazar: İdil Lopez

Günümüzün sosyal ve çevresel problemlerini çözmeye yönelik uzun vadeli ve büyük çaplı dönüşüm stratejilerinin büyük bir kısmı ekonomik değişimlere dayanıyor. Döngüsel Ekonomi, Fayda Ekonomisi, Yeşil Ekonomi, Paylaşım Ekonomisi ve daha birçok model sürdürülebilirlik, eşitlik, adalet gibi kavramları ekonomik bir boyutta inceleyerek dönüşümü hızlandırmaya çalışıyor.

Bu sistemlerin ekonomik bir perspektif üzerinden oluşturulmasının ana sebebini anlayabilmek için ise ekonominin insani bir sistem olduğunu ve bu sebeple de aynı insanlar ve toplum gibi karmaşık ve birbirine bağımlı parçalardan oluştuğunu unutmamak gerekiyor.

Toplumların veya hükümetlerin mevcut kaynakları, hizmetleri ve malları bir coğrafi bölge veya ülke genelinde organize etmek ve dağıtmak için kullandığı araçlar olan ekonomide yaşanan değişimler insanları ve yapıları hızlı ve direkt olarak etkiliyor ve aynı şekilde insanlar da ekonomiyi değiştirerek geleneksel yöntemlere meydan okuyan yenilikleri hızlandırabiliyor.

Ekonominin hayatlarımızdaki etkisi ve kavramın tam olarak ne olduğu hakkındaki bu kısa videoyu izleyebilirsiniz:

Lineer Ekonomi (Doğrusal Ekonomi)

Günümüzde baskın olarak kullanılan ekonomik model lineer. Bu model ile doğal kaynaklar işlenerek ürünlere dönüştürülür, tüketilir ve elden çıkarılır. Lineer ekonomide genellikle kontrolsüz miktarlarda seri üretim ürünler ortaya çıkarken ürünlerin kullanım süresinin kısa olduğu, henüz sağlam iken “daha iyisini almak” amacı ile kullanım dışı bırakıldığı gözlemlenebiliyor.

Bu modelin sebep olduğu tüketim ve doğal kaynak kullanımı, içinde yaşadığımız gezegenin geleceğini tehlikeye düşürecek boyutlara ulaştı.

Birleşmiş Milletler Çevre Programı ve Ellen MacArthur Foundation tarafından yürütülen çalışmalarda doğal kaynaklara verdiğimiz tahribat aşağıdaki sayılar ile belirtiliyor:

  • Moda endüstrisi her yıl 93 milyar metreküp su tüketiyor — bu, beş milyon insanın tüketim ihtiyaçlarını karşılamaya yetecek kadar su anlamına geliyor.
  • Dünya çapında atık suyun yaklaşık %20'si kumaş boyama ve işlemeden geliyor.
  • Moda endüstrisi, tüm uluslararası uçuşlar ve deniz taşımacılığının toplamından daha fazla olarak, yıllık küresel karbon emisyonlarının % 10'undan sorumludur.
  • Her yıl 50 milyar plastik şişeye eşdeğer olan yarım milyon ton plastik mikrofiber okyanusa atılıyor.

Büyük endüstrilerin lineer ekonomiyle birlikte dünyada yarattıkları etki ortada. Ancak bizim de bireysel olarak döngüsel düşünmemiz gerekiyor.

Gezegende oluşturduğunuz bireysel ayak izini öğrenmek için, REC Türkiye karbon ayak izi hesaplama aracı ile karbon ayak izinizi hesaplayabilirsiniz:

Döngüsellik ve döngüsel ekonomi alanında 2010 yılından beri birçok program ve içeriğe öncülük yapan Ellen MacArthur Foundation lineer ekonominin ortaya çıkışını şu şekilde özetliyor:

“Daha önce bir dönüm noktasındaydık. 1684'te Thomas Savery buhar makinesini icat etti ve her şeyi değiştirdi. Bu buluş, bir şeyler yapma yeteneğimizi dönüştüren endüstriyel devrimi başlattı. Hammaddeler ve enerji görünüşte sonsuzdu ve işçilik kolayca elde edilebiliyordu. Tarihte ilk kez, ürünler seri üretildi.

Sanayi devriminden bu yana, teknolojik ilerlemenin hızlı temposu devam etti. Ortaya çıkan yenilikler sayesinde birçok insan artık dünyanın her yerinden ürünlere uygun fiyatlarla erişebiliyor. Bu ürünler ise bir çoğumuza önceki nesillerin hayal bile edemeyeceği düzeyde maddi rahatlık sağladı.”

Yukarıda da anlatıldığı gibi endüstriyel devrim her ne kadar insanların hayatında büyük bir rahatlığa ve hatta günümüzdeki çoğu teknolojik gelişmeye öncü olduysa da ortaya çıkan bu “al-yap-harca” düzeninde büyük bir sistemsel hata vardı: Doğal kaynaklar sınırsız değildir.

Yine Ellen MacArthur Foundation bu durumu şöyle açıklıyor:

“Lineer ekonomi değişmek zorunda.”

“Al-yap-harca” sisteminin tüm unsurlarını dönüştürmeliyiz; kaynakları nasıl yönetiriz, ürünleri nasıl üretiriz nasıl kullanırız ve sonrasında malzemelerle/ürünlerle ne yaparız? Ancak o zaman, gezegenimizin sınırları dahilindeki herkese fayda sağlayabilecek gelişen bir ekonomi yaratabiliriz.

Bu ekonomik düzeni yaratmak için öncelikle biraz durup aşağıdaki üç soru üzerine düşünelim.

  1. Atık ve kirliliği sistemlerimizin dışarısında bırakacak modelleri nasıl tasarlayabiliriz?
  2. Ürün ve materyallerin uzun vadeli kullanımlarını nasıl teşvik edebiliriz ve uzun vadeli kullanıma uygun süreçler nasıl oluşturabiliriz?
  3. Doğal sistemlerin uğradığı tahribatı nasıl en hızlı şekilde geri döndürebiliriz?

Bu soruların cevapları aslında tamamen doğanın kendisinde saklı. Cevapların ortaya çıkması için ise biraz döngüselliğe ihtiyacımız var.

imeceLAB olarak Coca-Cola İçecek ana partnerliğinde tüm Türkiye’deki gençleri, döngüsel ekonomi bakış açısıyla ambalaj atıklarının geri dönüşümü üzerine projeler geliştirmeye davet ediyoruz.

21 Mart 2021 tarihine kadar başvuruların açık olduğu sürece, tüm Türkiye’den lise, üniversite, yüksek lisans öğrencileri ve yeni mezunlar 2–5 kişilik takımlar halinde başvuru yapabilir.

Başvuru ve detaylar için TIKLAYINIZ

--

--

imece
Editor for

imece Medium yayınındaki en güncel içeriklerimize medium.com/imeceplatformu sayfasından ulaşabilirsiniz.