Mülteci Sorunlarının Çözümünde Sosyal Girişimcilik

Sosyal girişimcilik, mülteci meselesinin odağındaki öznelerle yan yana geldiğinde ne tür imkanlar doğurabilir?

Can Pürüzsüz
imece
5 min readSep 2, 2019

--

ROOT ile tanışın!

Avrupa ülkelerine iltica etmek için, Ege Denizi ve Akdeniz’i geçmeye çalışan yüzlerce mülteci, bindikleri botların batması sonucu hayatlarını kaybediyor. 2 Eylül 2015'te Bodrum’da ölü bedeni kıyıya vuran 3 yaşındaki Suriyeli Aylan Kurdi, mültecilerin yaşadığı sorunları dünya kamuoyunda yeniden görünür kıldı, dünya devletlerinin mülteci politikalarını tartışmaya açtı; dünya kamuoyunun mülteci meselesini algılayışını değiştirdi.

Ancak Aylan (Alan) Kurdi’nin 4. ölüm yıl dönümünde, mülteci meselesine dair pek çok sorun hala çözüme ulaşmış değil. Mültecilerin karşı karşıya kaldıkları problemler her geçen gün artıyor, sınırlar üzerindeki göç dalgaları devam ediyor. Dahası, yakın gelecekte iklim değişikliği sebebiyle iklim mültecisi kavramının hayatımıza gireceği; göç etmek zorunda kalacak insanların sayısının, 2050 yılında 200 milyon kişiye varacağını öngörülüyor.

Sorunları Doğru Şekilde Görmek

Bugün karşı karşıya olduğumuz tablo ise şu şekilde: Dünya nüfusunun 25,4 milyonu mültecilerden oluşuyor; mültecilerin yarısından fazlası ise çocuk. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki, mültecilerin barınma, giyinme, beslenme gibi temel ihtiyaçların sağlanması; ekonomik olarak kendine yeten bireyler olabilmeleri için istihdama katılımları; sağlık hizmetleri, eğitim gibi haklara erişimi, psiko-sosyal olarak iyi olma halleri ve yüksek çatışma ortamından kaçtıkları için travmalarının rehabilitasyonu öncelikli ihtiyaçlar olarak öne çıkıyor.

Mültecileri kabul eden ülkelerin, bu yükü kaldıracak ekonomik güce sahip olması beklenebilir, fakat mültecilerin %85’i gelişmekte olan ülkelerde hayatlarına devam ediyorlar. Kayıtlı 3,9 milyon mülteci sayısıyla, dünyada en çok mülteciye ev sahipliği yapan ülke konumundaki Türkiye’de, bu yazın en çok konuşulan konularından birisi ülkede bulunan Suriyelilerdi. Yaygın mülteci algısına dair Bahçeşehir Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nilüfer Narlı’nın tespitleri şu şekilde:

“İstanbul, Gaziantep ve Şanlıurfa’da saha çalışmaları yapıyoruz, insanlarla konuştuğumuz zaman insanlar Suriyelileri sorun olarak görüyor. Önce misafir, din kardeşiydi; şimdi sorun olarak görüyorlar. Suriyelilerin birçok insanın işini elinden aldığını düşünüyorlar. Suriyelilerin vergiden muaf dükkan açtığını düşünüyorlar. Bunlara baktığımızda Suriyelilerle ilgili çok sayıda asılsız haber sosyal medyada dolaşıyor. Son 1 yılda Suriyelilerle ilgili asılsız, tehdit olarak gören haberlerin sosyal medyada daha fazla dolaştığını gördük. Suriyelilerle Türklerin karşı karşıya geldiği mahalle çatışmaları da arttı.”

Bu konuda öne çıkan bilgiler ve istatistikler(*) ise şöyle:

  • Suriyeli mültecilerin gelir dağılımlarına baktığımızda, 2017 yılı itibariyle 907 TL ve daha az kazanan kesim %32,10’luk bir dilimi, 908 TL ile 1818 TL arasında kazanan kesim %50,4’lük bir dilimi, 1819 TL ile 3639 TL arasında kazanan kesim %15,4’lük bir dilimi ve 3640 TL ve üzeri kazanan kesim %2,1’lik bir dilimi kaplamakta.
  • Mülteci Hayatlar Monitörü adlı çalışma, kayıt dışı çalışma oranının %98’den daha fazla olduğunu ifade ederken, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın verilerine göre Suriyeli mülteciler için alınmış olan toplam çalışma izni sayısı yalnızca 20.900.
  • 2011’den beri, Türkiye’de Suriyeliler tarafından 381 milyon dolardan fazla sermayeye sahip, 7000’in üzerinde işletme kurulmuş; bu işletmeler ortalama olarak 9,4 kişi istihdam ediyor, işletme sahiplerinin %39’u Türkiye’de bir iş daha kurmayı planlıyor ve %76’sı Suriye’de savaş bittikten sonra bile Türkiye’deki işlerini sürdürmeyi ve Suriye pazarına açılmayı hedefliyor.
  • Suriyeli mülteciler, geçici koruma statüsünün onlara sağladıkları eğitim, sağlık, iş piyasasına erişim ve diğer sosyal hizmetler gibi haklardan yalnızca kayıtlı bulundukları illerde yararlanabiliyorlar.
  • Bir milyondan fazla yararlanıcısı bulunan Kızılay Kart, aylık olarak, kişi başı 120 TL gibi bir tutar sağlıyor.
  • Okul çağında olan Suriyeli çocuk sayısı yaklaşık olarak 865.000 civarında ve 2018–2019 eğitim yılındaki tahmin edilen okullaşma oranı %65.
  • Türkiye’de yaşayan Suriyelilerin %47’si Türkçe’yi hiç konuşamadıklarını ifade ederken, %75’lik bir nüfus ise Türkçe okuma yazmayı bilmediğini belirtiyor.
  • Mülteciler arasında kendi işini kuran iş insanı ve girişimcilerin ihtiyaçlarının bilginin merkezileşmesi, seyahat engellerinin kalkması, yatırım desteğine ve kredilere erişmelerinin kolaylaşması, girişimlere yönelik hibe ve teşviklerin arttırılması gibi iş kolaylaştırıcı uygulamalar olduğu kaydediliyor.

Mülteci Meselesine Girişimcilik Perspektifinden Çözüm Yaklaşımları

Tüm bu sorunlar ve sayılar, aynı zamanda odağında sosyal, kültürel, çevresel problemlere çözüm üretmek ve toplumsal fayda sağlamak olan girişimlerin de gündeminde. Sosyal girişimlerin bu alanda neler yaptığına bakmak, böylesi büyük sorunlarının nasıl çözülebileceğini düşünürken umut veriyor.

Olumlu sonuçların gözlendiği alanlardan biri, yemek üzerinden geliştirilen proje ve uygulamalar. Birlikte yemek yapmak, farklı toplulukların birbirlerinin kültürlerini paylaşmalarını ve birbirinden öğrenme pratiklerinin gelişmesini sağlıyor. Kadın Kadına Mülteci Mutfağı, bunlardan birisi. (Plaftorm hakkında çıkan haberler: 12345)

imece 3. Destek Programı girişimlerinden ROOT ise, 11–17 yaş arasındaki mülteci ve yerli çocukların birbirlerini daha yakından tanımalarını sağlayan Birlikte isminde bir kutu oyunu geliştiriyor. Arapça ve Türkçe tasarlanan oyun, çocukların birbirlerini ve kültürlerini daha yakından tanıyarak kaynaşmalarını, empati ve diyalog kurmalarını ve sosyal yönlerinin güçlenmesini sağlıyor. Birleşmiş Milletler tarafından sürdürülebilir kalkınma için ilan edilen 17 Küresel Hedeften “Eşitsizliklerin Azaltılması” ve “Nitelikli Eğitim” hedefleri doğrultusunda çalışmalar yürütüyor. ROOT’un yaklaşımı, çocuklara, travmalarını aşmak, sosyal bağlantı, birbirlerinden öğrenmek, soru sormak, yaşadıkları çevreye adapte olmak, inisiyatif almayı öğrenmek gibi gelişimler sağlarken; günümüz eğitim sistemi içinde de bu tarz fiziksel aktivitelerin nasıl tamamlayıcı rol üstlenebileceğine dair yeni kazanımlar ortaya koyuyor. (ROOT üzerine çıkan yazılar ve röportajlar: 12345)

Bir diğer örnek, giyim ürünleri aracılığıyla sosyal sorunlar ve insanlar arasında bağ kuran reflect. Girişim, ilk koleksiyonu Solidarity’de mülteci çocuklarla düzenlenen sanat terapilerindeki kanvasları el çantalarına dönüştürerek bu süreçte de Suriyeli kadınlarla çalıştı.

3. Destek Programı’nda ön kabul alan sosyal girişimlerden Business For Social Cohesion (B4SC) ise, girişimcilere gelecekteki işletmeleri için doğru danışmanlarla tanışma fırsatı veriyor. Mültecilere, kurdukları ya da kuracakları girişimlerin alanı hakkında yeterli bilgiyi sağlamak ve mültecilerin bu alanda doğru bir şekilde mentor desteği almalarını amaçlıyor. Mülteci sorununun sosyo-ekonomik boyutuna odaklanan platform, mülteci girişimcilerin Türkiye’deki özel sektörle buluşmasını hedefliyor. Birleşmiş Milletler tarafından sürdürülebilir kalkınma için ilan edilen 17 Küresel Hedeften “Eşitsizliklerin Azaltılması” ve “İnsana Yakışır İş ve Ekonomik Büyüme” hedefleri doğrultusunda çalışmalar yürütüyor.

Her geçen gün büyüyerek devam eden mülteci sorunlarına çözüm yaklaşımı olabilecek yöntemler, uzağımızda değil; kendi içimizden, çocukluğumuzdan, giyimimizden, mutfağımızdan, eğitim süreçlerimizden geçiyor.

(*)Bu yazıdaki bilgilerin kaynağı, S360 tarafından Eşitsizliklerin Azaltılması temalı imece 3. Destek Programı için hazırlanan araştırma raporudur.

İklim Değişikliğinin Etkilerine Karşı Sosyal Girişimler Neler yapabilir?

Eşitsizlikleri Azaltmak İçin Yeni Yaklaşımlar Benimsemek

imece 3. Destek Programı

--

--