Raporlardan Özetlerle 6 Şubat Depremleri

Türkiye’de 11 ili ve ayrıca Suriye’nin kuzeyini etkileyen deprem felaketi sonrası yayınlanan raporlarda, yaşanan tabloya dair neler söyleniyor?

imece
imece
5 min readFeb 23, 2023

--

Ne Yaşandı?

6 Şubat 2023’te Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçelerinde sırasıyla 7,8 ve 7,7 büyüklüğünde oluşan şiddetli depremler Doğu Anadolu Fay Hattı üzerindeki 11 ili etkiledi. İlk yapısal hasar incelemelerinde, deprem bölgesindeki 263 binden fazla evin yıkıldığı, yıkılmak üzere olduğu ya da ağır hasarlı olduğu belirlendi. Hatay, Gaziantep ve Kahramanmaraş’ta arama kurtarma ve enkaz kaldırma işlemleri halihazırda devam etmekte. Bu yazı kaleme alındığı sırada, AFAD’a göre depremler nedeniyle 44.374 kişi yaşamını kaybetti ve 108.000'den fazla kişi yaralandı, etkilenen bölgelerden 430.000'den fazla kişi başka illere yerleştirildi. Ayrıca, İTÜ’nün hesaplamasına göre, toplam deprem atıkları miktarının ~50 milyon ton ile ~110 milyon ton aralığında olacağı öngörülüyor. Bunun en fazla olacağı beklenen iller de depremden en çok etkilenen iller arasıda: Hatay, Kahramanmaraş, Malatya, Gaziantep ve Adıyaman.

“Yıkılan binaların enkaz haline gelmesi hususunda birçok parametre etkin olmakla beraber binaların yaşı, temellerin oturduğu zeminlerin taşıma kapasitelerinin düşük olması, inşaatlarda kullanılan malzeme kalitesinin, kolonlar ve kirişlerin en kesit boyutlarının ve donatı miktarlarının yetersizliği, inşa edildiği yıllarda yürürlükte olan yönetmeliklere uygun olarak taşıyıcı sistem elemanlarının inşa edilmemiş olmaları, diğer yapım kusurları ile bitişik nizamda inşa edilen binaların kat seviyelerinin farklı olmaları gibi hususlar en belirgin yıkım nedenleri olarak görülmüştür. (…) Hatay-Antakya ve Adıyaman-Gölbaşı gibi bölgelerde zemin sıvılaşması etkisiyle binaların temel sistemi özelliklerine bağlı zemine batarak ya binanın tamamı yana yatarak ya da kısmen sıvılaşan zemine batarak eğik vaziyette göçtüğü de görülmüştür.” (Kaynak: İTÜ Deprem Ön İnceleme Raporu)

Ne Yapılıyor?

Güneydoğu Anadolu Depremlerinin meydana getirdiği yıkım, kamu kurumlarıyla yerel, ulusal ve uluslararası sivil toplum kuruluşlarının aldığı aksiyonlar aracılığıyla azaltılmaya çalışılıyor. Barınma, sağlık hizmetlerine erişim, ısınma, geçim kaynakları, sosyal koruma, geçici yerleşim, temiz su ve hijyen depremin yarattığı krizin devamında gelen acil çözülmesi gerekli problemleri oluşturdu.

Ne Bekleniyor?

IBC’ye göre özellikle önümüzdeki dönemde psikolojik destek ihtiyacının son derece yüksek olması bekleniyor. Save the Children haberine göre özellikle çocuklar risk altında.

Türkiye’de geçen hafta meydana gelen yıkıcı depremlerin ardından yedi milyon çocuğun ruh sağlığı ve esenliği önümüzdeki yıllarda risk altında. Psikologlar Save the Children’a bazılarının kabus görme, saldırganlık veya içine kapanma gibi şiddetli sıkıntı belirtileri gösterdiğini söylüyor. (Save the Children, Korku, Sıkıntı ve Keder başlıklı haberi)

Öte yandan, depremler, 2022'de tüm Türkiye ekonomisinin yaklaşık %10'una eşdeğer, tahmini 84 milyar dolarlık kayba neden oldu. Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu, yeniden inşa maliyetinin 10 ila 50 milyar USD arasında olacağını tahmin ediyor.

ÇMO’nun raporuna göre deprem sonrası atık yönetimi de bir diğer önemli konu.

Doğru atık yönetiminin ilk adımı atıkların kaynağında ayrı toplanmasıdır. Ayrı toplanan atık türleri özelliklerine göre geri kazanım veya bertaraf proseslerine dâhil edilmelidir. Yaşanan felaket neticesinde oluşan en yoğun atık türü yıkılan binaların oluşturduğu inşaat ve yıkıntı atıklarıdır. Depremin yaşandığı bölgede kişi başına 8–16 ton/kişi arasında inşaat ve yıkıntı atığı (İYA) oluştuğu kabulüyle iyi niyetli bir tahminle deprem neticesinde 104 milyon ton gibi devasa bir İYA oluşumu beklenmektedir. Depremin hemen ardından arabalarda, çadırlarda, ateş başında sokakta konaklamak zorunda kalan ve sonrasında çadır kentlerin oluşmaya başlamasıyla yavaş yavaş buralara taşınan insanların oluşturduğu evsel nitelikli katı atıklar (organik atıklar, ambalaj atıkları tehlikesiz atıklar vb.) düzenli olarak toplanamamaktadır. Bu durum insan ve çevre sağlığını tehdit eder boyuta ulaşmıştır.

Neye İhtiyaç Var? Bundan Sonra Ne Yapılmalı?

Koordinasyon, Koordinasyon, Koordinasyon

Gerek bölgedeki kişi ve kurumlardan gelen gözlemler, gerekse de İTÜ Deprem Ön İnceleme Raporu etkin koordinasyona işaret ediyor: “Merkezi
yönetimlerin taşra teşkilatları, yerel yönetimler, AFAD, Kızılay, afet yardım kuruluşları ve STK’lar arasında sıkı bir işbirliği… (…) Çok aktörlü işbirliğinin diğer önemli boyutları ise şeffaflık, hesap/cevap verebilirlik, etkinlik, risk azaltımı, projelerin sürdürülebilirliği, ölçme ve değerlendirme, hızlı ve doğru veri paylaşımı ve iletişimi, aktörlerin karar alma ve uygulama süreçlerine dengeli katılımı, güven tesisi ve halk katılımı olarak benimsenmelidir.”

  • Kriz Yönetimi

Kriz anında yapılan müdahalenin boyuta ve mekana bağlı ihtiyaçlara göre belirlenmesi gerekiyor. Bu ihtiyaçlar kriz öncesinde senaryolar oluşturularak planlanmalı. Birimler arası delegasyon yapılmalı ve koordinasyon tüm aşamalarıyla merkezi ve yerel inisiyatiflere de alan açarak oluşturulmalı.

  • Desteğin ve Yardımın Dağılımı

Hassas ve kırılgan grupları da gözeterek yürütülmesi gereken destek çalışmalarının kent ve kır ayrımında da dağılımının dengeli olması önemli. Bu belirli bir bölgede yığılmaların oluşmasını ve bazı bölgelere ve ihtiyaç sahibi kişilere ulaştırılmasının önüne geçer.

  • Kurumlar Arası İşbirliği

Kamu kurumları ve bölgede faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşları arasındaki iş birliğinin çerçevesinin çok net çizilmesi gerekli. İş birliği, afet durumların olası tüm krizlerin “birlikte ve koordineli” bir biçimde çözülmesinde kritik öneme sahip.

  • İletişimi Korumak

Medya ve kamu kurumlarının itibarlarını korumak amacıyla gerçekleri yansıtmaktan geri durması, haber alma özgürlüğüne yönelik bir müdahale. Bireyler sosyal medya kanalları üzerinden teyit edilmemiş veya zamanı geçmiş bilgileri paylaşırken daha dikkatli olmalı.

  • Belgeleme Çalışmaları

İstanbul Barosu’nun yayınladığı Deprem Hukuku Rehberi’ne göre, deprem sonrası yıkıntılardan kaynaklı hukuki sorumluluğu olan kişi ve kurumları doğru şekilde tespit edebilmek amacıyla fotoğraflama/video çekimi çalışmalarının yapılması gerekiyor. Bu çalışmaların binaya ilişkin video çekimi (genel enkaz görüntüsü); mümkünse detayların çekimi (kolon, kiriş döşeme ve temel), her cepheden genel enkaz görüntülerinin fotoğraflanması ve yine kolon, kiriş, döşeme, temel fotoğraflamaları olması gerekiyor.

İTÜ Deprem Ön İnceleme Raporu’nda da aktarıldığı üzere, “Deprem atıklarının geçici depolama alanlarına taşınması, burada atıkların içerisindeki malzemelerin ayrılarak büyük oranda yeniden kullanım, geridönüşüm/gerikazanımının sağlanması, kalan atıkların ise tehlikelilik seviyesine göre ilgili yönetmeliklerde belirtilen hükümler çerçevesinde bertarafının yapılması gerekmektedir.”

  • Geleceği Doğru Planlama Bilinci

İTÜ Deprem Ön İnceleme Raporu’nda da vurgulandığı gibi, “Bilimsel temele dayanmayan imar affı, imar barışı gibi mühendislik hizmeti almamış, sağlıksız ve güvensiz yapı stokunu yasallaştıran düzenlemelere son verilmeli; doğal eşikler yeniden yapılanma sürecinde esas alınmalı, yeni planlama sürecinde kültür varlıkları hariç bu alanlarda yapılaşmalara izin verilmemelidir. (…) Kentlerin imar planları bilimsel temellere dayanan, yerel yönetimleri, üniversiteleri ve STK’ları dahil eden, katılımcı ve şeffaf süreçler içinde yeniden ele alınmalıdır.”

  • Artan Eşitsizlik ve Dezavantajlarla Mücadele

İTÜ Deprem Ön İnceleme Raporu’nda da belirtildiği şekilde, “konut ve donatı alanlarının zarar görmesi ile dezavantajlı grupların toplumdaki
diğer bireylere göre konuta erişim konusunda ekonomik durumları (yoksulluk) daha da hassaslaşmıştır. Toplumsal bir gerçek olan dezavantajlılık ile ilgili yerel ve ulusal düzeyde kamu politikaları geliştirilmelidir.”

Afet Bilinci Konulu Yayınımız

imece’nin desteğiyle düzenlenen codeway cares Mission Talks etkinliğinde Nasuh Mahruki ile bir araya gelerek “Afet Bilinci” üzerine konuştuk! 6 Şubat depremlerinin ardından afet ve krizlere yönelik yaklaşımların bir kez daha önem kazanmasıyla, Nasuh Mahruki’nin hayatından ve Türkiye’nin geçmişinden örneklerle konuyu değerlendirdik.

Benzer İçerikler

Afet Teknolojileri Odaklı Hackathon Etkinliğinin Duyuru Sayfası Üzerinden Ulaşabileceğiniz Yazılar

2020 Elazığ Depremi’nin Ardından imece platformu Medium Yayını’ndaki Yazımız

2020 İzmir Depremi’nin ve 2021 Orman Yangınlarının Ardından Yürütülen Koordinasyon Temelli Çalışmaları Konu Alan ReFi Türkiye Podcast Bölümümüz

6 Şubat Depremleri Sonrası Kriz ve Afet Durumunu İyileştirmeye Yönelik Uyarı, Duyuru ve Çağrıları Derlediğimiz Instagram Rehberi İçeriğimiz

--

--

imece
imece

imece Medium yayınındaki en güncel içeriklerimize medium.com/imeceplatformu sayfasından ulaşabilirsiniz.