Sanatın Zarafetini Konuşmalarımıza Yansıtmak
Bazı sanat eserlerine baktığımızda, yalnızca sessiz bir şekilde izlemek ve o anın büyüsünü içimizde hapsetmek isteriz. Onları izlerken tek bildiğimiz; sadece izleyerek muhteşem bir yere götürüldüğümüzdür. Raffaele Monti’nin Örtülü Heykelleri, tam olarak böyle hissettiğim sanat eserlerinden biri. Titizlikle işlenerek ortaya çıkarılmış bu zarif sadelik, günümüzün kalabalık ve gürültülü dünyasında adeta bir vaha.
Bir süredir zarafet ve sadeliğin dilimize de yansımasını düşünüyorum.
İnsanlarla iletişimin zorlu yanlarından biri anlayamamak ve anlaşılamamak. Anlaşıldığımızdan emin olmak veya bazen ortamdaki en bilgili kişi olduğumuzu ispat edebilmek gayretiyle çokça konuşabiliyoruz. Karşımızdaki kişinin bizi anlamadığını varsaydığımızda ise aynı cümleleri, aynı kelimelerle tekrar tekrar kurarak anlaşılmayı ümit ediyoruz. Halbuki anlaşılmayı; önce susarak, dinleyerek ve cümlelerimizi kısa ve net tutarak yapabilmeyi denesek daha başarılı olabiliriz.
Kısa, öz ama etkili konuşmanın mümkün olduğunu gösteren en iyi örneklerden biri sanırım TED konuşmaları. TED konferanslarının önemli bir özelliği sunumların 18 dakikayla sınırlı olması. Dünyayı değiştirecek fikirlerin bile ifade edildiği bu platformda; binlerce insan, düşüncelerini 18 dakikada anlatabildi. Konuşmadan önce eminim tüm konuşmacılar sayısız kez hazırlık yaptı ve bu nihai konuşma büyük bir bilgi birikimi ve titiz bir hazırlığın sonucu.
Tıpkı Rafaaele Monti’nin uzun uğraşlar sonucu ortaya çıkardığı sade güzelliği hayranlıkla izlediğimiz gibi bazı TED konuşmalarını da soluksuz seyrediyoruz. Bizlerin dinlerken bu ölçüde keyif almamızın bir nedeninin de konuşmacıların bu bilgi birikimlerini kısa ve öz olarak anlatmak için harcadıkları bu yoğun emek olduğunu düşünüyorum.
Şu an profesyonel iş hayatımı çevik koç olarak sürdürüyorum. Birlikte çalıştığım takımlara, iş arkadaşlarıma mevcut iş yapış şekillerinin yerine yenilerini yapmayı öneriyor ve onlarla birlikte bu değişimde adım adım ilerliyorum. Alışkanlıkları ve mevcut süreçleri değiştirmek her zaman kolay olmuyor ve zaman zaman yapmaya çalıştığımız bir değişikliği yapamadığımızda; istediğimiz bir adımı atamadığımızda bazen kendimi aynı cümleleri tekrarlarken buluyorum. Ve o an aklıma zarafet ve sadelik vurgusunu getirerek nefes alıp düşünmeye çalışıyorum. Aynı cümlelerle konuşmak yerine daha iyi hazırlanıp kısa ve öz cümleler kurmanın önemini hatırlıyorum.
“Çok konuşmak, insanın gözden düşmesi için en kısa ve en emin yoldur” der Jean La Bruyere. Eğer dinlenebilmek ve sözlerimle insanlara yararlı olabilmek istiyorsam başucu maddeleri yapmaya çalıştığım maddeleri paylaşmak istiyorum.
- İsraftan uzak dur; uzun konuşmak hem kendimizin hem de karşımızdakinin zamanı için bir israftır.
- Konuşacağın konuyu çok iyi bilene kadar çalış. Yeterince hazırlanmadığın bir konuda sözlerini dinletmeye, insanları etkilemeye çalışma
- Hitap etmeye başlamadan önce dur, dinle ve ihtiyacı anlamaya çalış
- Kendini gereğinden fazla önemseme, tüm konuların en doğrusunu bilmen mümkün değil
- Neyi, neden konuştuğunu düşün; sessiz boşlukları doldurmak için veya sadece ortamda olduğunu belirtmek için konuşma.
Özellikle her türlü iletişim kanalı ve bildirimlerle yoğunlaşan günümüzde insanın kendisini etkili ve yalın bir şekilde ifade edebilmesi çok önemli bir meziyet. Bunu yapmak söylemek kadar kolay değil elbette ama farkında olmak dahi önemli bir adım. Hayatımızın her alanında yalınlık ve zarafetin hakim olduğu günlere…
Referans:
· https://artsandculture.google.com/entity/raffaelle-monti/m0fcryk?categoryid=artist
· http://www.crystalpalacefoundation.org.uk/history/raffaele-monti-sculpture-archive-2
