Shakespeare

Ezgi Kavcıoğlu
İzole
Published in
2 min readApr 30, 2020

Sen bana kısaca Şeko de…

‘‘Neden herkes evde? Keşke gitseler rahatça yaramazlık yapsam.’’

Aksi ama bir o kadar sevgi dolu Şeko’ yu, 6 sene önce bu bahar zamanlarında sokakta ölmek üzereyken sahiplenmiştim.

Beraber büyürken üstüne titredim, yemedim yedirdim,içmedim içirdim. Fakat Korona’dan önce evimizde bu kadar birlikte vakit geçirmemiştik.

Kedimi yeniden tanıma fırsatım oldu.

Karantina günlerinde evcil dostumu gözlemleme fırsatı buldum. Bazen gizlice izledim onu bazen varlığımı hissettirdim.

Günlük ihtiyaçlarını veya düzenli yaptıklarını not aldım. Hava durumuna bile dikkat ettim çünkü insanlar için güneş, rüzgar ne kadar etkiliyse hayvanlar için de öyle.

Her hayvanın bizim gibi kişiliği olduğuna hep inanmışımdır. Fark ettim ki tanıdığımı sandığım kedim bambaşka bir kişiliğe sahipmiş. Asabi, biraz saldırgan olarak tanımladığım Şeko değilmiş.

Kendi kuralları var.

Sahip olarak bir çok görevim var. Onu beslemek, sağlıklı tutmak, kumunu temizlemek gibi ama asıl sahip ben değilim. O benim sahibim.

Kendi kişiliğine göre mama seçen, aileden en sevdiğine ve en az sevdiğine farklı davranan, kendi istediği zaman oyun oynayan bir kedim var.

Evde en sevdiği koltuğu başkasına kaptırmıyor. Hava kapalı olunca daha fazla yemek yiyor ve daha çok uyumayı tercih ediyor.

Hayvanlar Korona taşımıyor.

Korona insandan insana bulaşan bir virüs. Evcil ya da sokak hayvanları virüs taşımıyor.

--

--