Angular ile ikinci bahar
Beni tanıyanlar bilir, AngularJS ile Sahibinden yıllarımdan başlayan uzun süreli bir ilişkimiz mevcut. AngularJS hakkında Türkiye’de bir çok etkinlikte konuşmalar yaptım, yazılar yazdım. Hala AngularJS ile geliştirmeye devam ettiğim projelerim mevcut.
Angular ekibi bir yeniden yazma çalışması olan 2.0 versiyonunu duyurduğundan beri de Angular’ı takip ediyor ve arada bir de denemeler yapıyordum. Hatta bu konuda 2 sene kadar önce bir yazı da yazmış ve özetle “Angular henüz olmadı” demiştim:
Yeri gelmişken bir not: Angular 1 ve Angular 2+ versiyonlarının isimlendirme karmaşasına çözüm olarak genel kabul 1.X versiyonlarına AngularJS, 2+ versiyonlara da sadece Angular demek şeklinde oldu. Ben de bu isimlendirmeyi kullanıyorum. Yani AngularJS diyorsam Angular 1.X versiyonlarını, Angular diyorsam 2 ve sonrası versiyonları kastediyorum.
Ancak Angular ekibi geliştirmeye devam etmekte duraksamadı ve geçtiğimiz aylarda 6. versiyona ulaştık. Bu arada ben de 2017 Şubatında Philips Lighting’de çalışmaya başladım ve burada da ekip AngularJS projelerini Angular’a geçirme arefesindeydi. Dolayısıyla biraz Angular tarafındaki iyileşmeler biraz da iş ortamımın beni zorlamasıyla Angular’la mesaim başlamış oldu.
Dürüst olacağım; 2017 sonbaharında başladığımız Angular’a geçiş aşamasında çok sıkıntılar çektik. Sıkıntılarımız temelde Angular’ın kütüphane yapısından çok geliştirme/build ve test ortamından kaynaklı problemlerdi. TypeScript’in kendine has build problemleri, AoT ile çalışabilir hale gelene kadar çektiklerimiz, Webpack konfigürasyonunun elimizde olmaması, bir Angular kütüphanesi yazıp yayınlamanın zorluğu gibi sorunlar, bizi gerçekten zaman zaman geliştiricilikten soğuttu. Hatta bir dönem “yol yakınken VueJS mi denesek” tartışması da yaptık ancak ekipte benden başka bu maceraya girmeye hevesli kimse çıkmayınca, gönüllü işkencemiz başladı.
Ancak geçen süre içerisinde hem biz yaşadığımız problemler mücadele etmesini öğrendik, hem de Angular topluluğu bu sorunlara daha kalıcı ve temiz çözümler üretmeye başladı. Öyle ki, artık 6. sürüme geldiğimizde, Angular’ın resmi komut satırı uygulaması(angular-cli) bağımsız kütüphane üretme ve yayınlama desteği, PWA, Server-side Rendering gibi hazır paketleriyle gelince, içimize su serpilmeye başladı. Bunun yanında -çalıştığında- sistemin sonuçlarının da oldukça tatmin edici olduğunu görüp motive olduk.
Tabii bu süreçte, Angular, mevcut önyüz kütüphaneleri arasında öğrenme eğrisi en dik seçeneklerden biri haline geldi. Bir çok kişi daha pratik mikro kütüphanelere yöneldi(VueJS, React). Ancak kendimce haklı sebeplerle ben alternatiflere de yönelemedim. Ve şu anki durumda temel önyüz geliştirme ortamımı Angular olarak belirlemiş durumdayım.
Angular ile gelen bu kompleksiteden olsa gerek, Angular’a ilginin oldukça azaldığını gözlemiyorum. Özellikle Angular’la ilgili Türkçe kaynak da çok bulunmamaya başladı. Bununla birlikte, özellikle Avrupa’da Angular kullanan oldukça fazla da firma var ve dolayısıyla iş imkanları da oldukça geniş. Bu yüzden, bir dizi yazı ve video ile, Angular hakkında bilgi ve tecrübelerimi aktarmaya niyetlendim. Bu da bu konuda bir giriş makalesi olsun. Ne dersiniz? Sizce Angular’dan ümit var mı? :)
Takipte kalın.
Medium: Murat Çorlu
Twitter: https://twitter.com/muratcorlu
Youtube: https://www.youtube.com/c/muratcorlu
