Küreselleşme ve Dönüşüm

esra salt
Küreselleşme ve Dönüşüm
2 min readNov 4, 2018

Küreselleşme temel olarak emek, bilgi ve sermayenin ulus ötesi akışkanlığı olarak tanımlanmak ile beraber ekolojik, ekonomik, sosyolojik, kültürel ve mekânsal birçok unsuru etkilemekte ve hızla dönüştürmektedir. Küresel finansman hareketliliği, post fordist üretim, az gelişmiş ülkelerin bağımlı ekonomileri küreselleşmeyi olanaklı kılan etmenlerden birkaçıdır. Bu dönemde artan sınır ötesi akışkanlık, uluslararası ticaret, sermayenin serbest dolaşımı gibi etkenler çeşitli ekonomik ve sosyal dönüşümleri de beraberinde getirmiştir. Fordist üretim biçiminin krize girmesiyle post fordist üretim biçimlerine geçilmiş ve stoksuz üretime (Just in case) başlanmıştır. Bunlara bağlı olarak ürün çeşitliliği artmış ve anında esnek üretim gelişmeye başlamıştır. Modernizmde var olan fordist toplum organizasyonu, üretim biçimlerinde var olan aşırı rasyonalizasyon, standardizasyon, bütünsellik nesnellik, dayanıklı tüketim mallarının üretilmesi süreci yerini post modernizme bağlı olarak post fordist toplum organizasyonuna, küreselleşmeyle beraber uluslararası mal akışının ve ürün çeşitliliğinin artmasına, arz ve talebe göre üretim yapılmasına bırakmıştır.

Artan ürün çeşitliliği toplumların farklı bakış açılarını ve zevklerini ortaya çıkarmıştır. Fakat uluslararası rekabetin artması, değişen zevkler, artan ürün çeşitliliği, modernizmde rasyonel düşündüğü var sayılan toplumun yapısını da dönüştürmüştür. Bu süreçte ürünlerin ve toplumun tercihleri de değişmiştir. Eskiden dayanıklı tüketim malları tercih edilirken günümüzde daha çok “Kullan At Toplumu” yaklaşımı ortaya çıkmıştır. Örneğin eskiden telefonların daha çok işlevine dikkat edilirken, günümüzde artan rekabet, sınırların ortadan kalkması, küreselleşmeyle ortaya çıkan farklı kültürel özellikler ve zevkler ürün çeşitlerinde ve ürünlerin dayanıklılığında bir dönüşüm yaratmıştır. Bu da sürekli olarak yeniden farklı türde, sayıda üretim yapılmasına ve kaynak tüketiminin artmasına neden olmaktadır. Bu durum kentsel mekânlar içinde geçerlidir. Dönüşüm, kentleri etkilemiştir ve etkilemeye de hala devam etmektedir. Geçmişte konut sadece kullanım değeriyle ön plandayken günümüzde bir prestij metası (kapalı siteler, modern gökdelenler) haline gelmiştir. Kullanım ömrünü tamamlamadan bu yapıların tekrar başka yapılara dönüştürülmesi çevresel, ekonomik ve sosyal birçok sorunu da beraberinde getirmektedir. İstanbul kenti, günümüzde kendini bu şekilde kentsel dönüşüm projeleriyle yeniden üretmektedir. Küreselleşme ile birlikte kentin yüksek rantlı yerlerinde bulunan, dayanıksız ve sağlıksız olarak gerekçelendirilen gecekondu bölgeleri kentsel dönüşüm projeleriyle dönüştürülmekte, yerel halk yerinden edilmekte ve ötekileştirilmektedir. Bu süreçte mahalle ölçeğinde de hızla dönüşümler yaşanmaktadır. Kendi oturduğum mahallede de evimizin karşısında bulunan 2–3 katlı yapılar toplu olarak yıkıldı ve yerine daha yüksek katlı bir site inşa edilecek. Bu örnek gibi devam eden küçük ölçekli dönüşümler de giderek mahalle kültürünü yok etmekte, kent planlamada arazi kullanımını ve yoğunlukları değiştirmekte ve genel itibariyle değerlendirildiğinde sosyal, ekonomik ve çevresel büyük etkiler yaratmaktadır.

Yukarıda bahsettiğim dönüşüm süreci sadece konut tiplerinin değişiminden ibaret değildir. İstanbul bağlamında ele alındığında küreselleşme süreciyle birlikte değişen ekonomik yapı ile beraber kent merkezinden desantralize edilen sanayi yapıları ve bu bölgelerin arkasında bıraktıkları etkiler de kent için önemli bir dönüşümdür. Kullanım ömrünü tamamlamadan ve kente maliyetlerinin ne olduğunun tam anlamıyla analiz edilmeden yaşanan bu dönüşüm sürecini günümüzde farklı şekillerde tekrar tekrar yaşıyoruz. Örneğin Atatürk Havalimanı’nın ilerleyen süreçlerde yaşayacağı dönüşüm de yine bu perspektifle değerlendirilebilir. Çevresinde birçok işlev barındıran ve havaalanı bölgesiyle etkileşim içerisinde olan bölgede yaşanacak olan dönüşümün yaratacağı sonuçların ne olacağı ise endişe vericidir. Bu bakımdan küreselleşmenin neden olduğu dönüşümler saptanırken çok boyutlu düşünmek, süreci etkileyen ve süreçten etkilenen unsurları değerlendirmek kavramı daha iyi anlamamız açısından önemlidir.

--

--