Japonca Öğrenme Yolculuğum 1

Seda Nur Ataman
Kablosuz Beyin
Published in
3 min readApr 15, 2022

Hayatımda çıkmaza girip oyalanacak yeni öğrenim alanları aradığım zamanlardan birinde karşıma yeni bir dil öğrenme fikri çıktığında dilimize en yakın dilleri araştırmaya başladım. Bu araştırmanın sonucunda elimde iki dil kalmıştı: Fince ve Japonca.

Photo by Towfiqu barbhuiya on Unsplash

Ural dil ailesi kolunda yer alan Fince benim için Japonca’dan daha zor geldiği için -bizimle aynı ailede olan- Altay dil ailesinde yer alan Japonca’yı tercih etmek istedim.

Daha sonra karşıma ilk adımda öğrenmem gereken 2 alfabe çıktı. Kana olarak adlandırılan bu alfabelerle işimiz vardı.

Genelde insanlar duyarak Japonca öğreniyor daha sonra “Kana ve Kanji nedir?” diye bakıyor. Bende bu tam tersi oldu.

Hiragana adı verilen Kana’nın ilk adımı ile Japon alfabesini öğrendim. Aslında bunlar bizim alışkın olduğumuz alfabe gibi değil biraz açıklamam gerek. Harfler yerine her biri bir heceyi temsil eden sesler mevcut.

HİRAGANA

Hiragana ve Katakana, Japonca’da kullanılan iki temel sembol sistemi aslında. Her biri 50 sembol içerir ve bu iki sistem arasındaki ilişki telaffuzun bire bir eşlemesidir. Katakana genellikle yabancı kelimeler için kullanılır. Onu sonraki yazılarımda daha detaylı açıklayacağım.

Şimdi Hiragana’yı nasıl öğrendiğime gelelim.

Araştırmalara göre insanlar okudukları şeyleri kısa süreli bir hafızayı kullanarak on beş ya da yirmi kez gördükten sonra uzun süreli bir hafızaya koyabilirler.

Photo by Jamie Street on Unsplash

Bunun için mobil uygulamalara başvurmanızı çokça tavsiye ederim. İlk öğrendiğim zamanlarda Memrise uygulaması ile bolca tekrar edip elimle kağıtlara yazarak Hiragana’yı taze tutmaya çalışmıştım.

2016 yılında büyük bir istekle başladığım Japonca öğrenim sürecini daha profesyonel konuma getirmek için yaklaşık 1 ay önce Japonca kursuna başladım.

Tekrar etmediğim için Hiragana’yı neredeyse unutmuştum. Sıfırdan öğrenmek gibi oldu. Bir uygulama indirdim.

Hiragana Pro isimli olan bu uygulama ile birkaç günde açığı kapadım ve tekrar Japonca öğrenmenin heyecanıyla her gün tekrar edip dile tekrar aşina olmaya çalıştım.

Oldukça eğlenceli olan bu şarkıyı da defalarca dinledim.

Tekrar için ise aklımda çok şirin bir şekilde kalan Hiragana’yı bu video ile pekiştirdim:

Ka ki ku ke koo!

Kursta hikayeler okuyarak hiraganayı iyice kavramaya devam ettim. İlk okuduğumuz hikaye Issun-bōshi’ydi. Hikayeler hakkında da anlatacak çok şeyim var. Bir sonraki yazımda bunlardan bahsedeceğim.

Şimdilik hoşça kalın.

Pandemi sürecinin olumsuz etkilerinden biri de sosyalleşmenin minimuma inmiş olması. Bu olumsuzluğu fark edip en aza indirgemek amacıyla kurulan sosyalleşme ve yardımlaşma platformu Kablosuz Beyin Topluluğu’na göz atabilirsin.

Discord üzerinde aktif birçok kategori ile keyifli vakit geçirebileceğin ve aynı zamanda öğrenebileceğin topluluğa şu ana kadar 6000'e yakın insan katıldı. Sen de topluluğun bir parçası olmak istersen, aşağıdaki görsele tıklayarak bize ulaşabilirsin.

--

--