Özfarkındalığını Geliştirmek İçin Kendine Sorman Gereken İlk Soru

Neye sahibim?

Ümit Öner
#kariyerim321
4 min readJan 25, 2021

--

Geleceğimizi veya kariyerimizi planlarken hepimiz şu soruya cevap vermeye çalışırız:

10 yıl sonra kendimi nerede görüyorum?

Bu aşırı derecede klişe soruya takılıp kalmamızın nedeni, insan beyninin kontrolden çıktığında sürekli geçmişe veya geleceğe gidip gelen hareketli yapısıdır. Ne zaman ki beynimiz uğraşacak çok değerli bir şey bulamaz, işte o zaman geçmişi veya geleceği kurcalamaya başlar. Düşünecek başka bir şeyimiz olmadığında geçmişin pişmanlıklarının veya gelecek kaygılarının beynimize üşüşüp uykularımızı kaçırması bundan kaynaklanır.

Fakat iyi bir haberim var: Beyni kontrol etmek mümkün. Bunu yapabilmek için önce kendinizi içinde bulunduğunuz ana (yani bugüne veya şimdiye) odaklamayı başarmalısınız. Buna “farkındalık” diyoruz.

Merak etmeyin ilk karşılaşıldığında zor, karışık ve bazen de anlamsız görünebilen anda farkındalık ( mindfullness) uygulamalarından bahsetmiyorum. Anlatacağım yöntem çok daha basit. Beyninizi şimdi olan biteni sorgulamaya itecek birkaç temel soruyla onu geçmiş veya gelecek cenderesinden kurtarıp içinde bulunduğu ana odaklanmasını sağlayabilirsiniz.

İlk Soru : Neye Sahibim?

Farkındalığın bir çok tanımı olsa da aslında şu an olup bitene şahit olmak şeklinde özetlenebilir. Burada kastedilen, kendi durumuna, pozisyonuna ve bugüne kadarki yaşamın boyunca ceplerine neler doldurmuş olduğuna şahit olmaktır. Farkındalık bilinçli bir eylemdir, bu nedenle bahsettiğim bu durum kontrolü için de somut cevapları olan sorular sormak en doğrusudur.

Neye sahibim?

Sahip olduklarımızı okuduğumuz okul, iyi bir aile, para, güzel kıyafetler, araba, ev veya mutlu olduğun bir sevgili şeklinde tanımlamaya meyilliyizdir. Ama kariyerimiz için bahsettiğimiz sahiplik bunlar değil. Bugüne kadar geçirdiğin yaşam süren boyunca sende kalanlardan bahsediyoruz. Yani öğrendiklerin, deneyimlediklerin veya alışkanlığa dönüştürdüklerinden. Kariyerin ve geleceğin için her ne kadar maddi imkanlar bir başlangıç fırsatı oluştursa da asıl önemli olan öğrenme ve deneyimleme sonucu kazandıklarındır. Çünkü öğrenme ve deneyim, insana daha farklı şeyler yapmasını sağlayacak bilinç seviyesi ve yetkinlikler kazandırır. ( Yetkinlik konusuna ileriki yazılarda ayrıca değineceğim.) Daha farklı şeyler yapabilme imkanı ise iş görüşmelerinde seni diğer adaylar arasında ayrıştıracak ve İK uzmanlarının gözünde bir ışık yaktıracak en büyük silahın olacaktır.

Sahip olduklarını kolaylıkla güçlü yanların olarak da değerlendirebilirsin. Ama olayı güçlü veya zayıf olarak etiketlemen, seni yanlış yönlendirmekten başka bir işe yaramaz! Bu soruyla amaçladığımız, kendini güçlü ve kibirli(!) hissetmenden çok, sahip olduklarının bir envanterini çıkararak, neyi nerede kullanabileceğini daha iyi anlamandır. Yani kariyerinle ilgili takım çantasını yere döküp içinde “aa bu da varmış acaba nerede işime yarayabilir” sorusunu kendine sorabilmeni hedefliyoruz. Elindeki aletlerin ( bilgi, deneyim, katılım, tecrübe ve artık başka ne dersen) şaşırtıcı şekilde çok ve çeşitli olacak. Fakat tam olarak nelere sahip olduğunu kendine sormadan asla bilemezsin.

Biliyorum, bu kadar yıl öğrendiklerini tek tek listelemek kolay değil. Fakat örneğin son 5 yılını geriye sarman mümkün. Dolayısıyla, son beş seneyi değerlendirip sana kazandırdıklarının bir listesini kolayca yapabilirsin. 5 yıl gibi kısa görünen bir sürede ne kadar çok şey biriktirdiğini gördüğünde şaşıracaksın! Hatta bu uygulamayı son 1 yıl için bile yapabilirsin.

Üstelik bu soru sayesinde bugüne kadar zannettiğinden nasıl daha etkin ve verimli olduğunu göreceksin. Gerçek motivasyonun birinci kaynağı, yaptıkların veya başardıklarındır. Neleri başardığının bilincinde olan insanlar yeni mücadelelere girmekten korkmaz hatta bunlar için heveslenirler. Çünkü başarılı hissetmek özgüvene tavan yaptırır. Ve insan eğer eski deneyimlerinin farkındaysa, geçmişin hatalarından öğrendikleri ile yeni mücadelelerin getirecekleri için daha hazır durumdadır.

Yaptıklarım, yapacaklarımın garantisidir!

Özetle bugüne kadar öğrendiklerin, katıldığın etkinlikler, seminer ve kurslar, edindiğin alışkanlıklar, yaptığın spor(lar), sosyal faaliyetlerinden elde ettiğin birikim , görgü ve tecrübe, gezip gördüğün yerler, tanıdığın ve hayatında bir iz bırakan farklı insanlar, tüm bunlar senin sahip olduğun ve ceplerini dolduran gerçek hazinelerdir. Bunların bir listesini önüne koyduğunda genelde tüm insanlar şaşırır, çünkü hayatın akışı içerisinde ne olup bittiğinin farkında bile olmazlar. İşte bu yüzden bugüne dair elinde neler olduğunu kendine sorman, bilinçli bir farkındalığa sahip olmanı sağlar. Ve inan bana kendini çok iyi hissettirir.

Özfarkındalığı geliştirmek için kendine sorman gereken ilk soru “ben neye sahibim”dir. Bu soru seni geçmiş ve gelecek için duyduğun olumsuz duygulardan bugüne, tam da şu ana getirir ve elindekilerin farkına varmanı sağlar. Hayatının boşa gitmediğini, her yaşadığın şeyin sende bir şeyler bıraktığını, ve bu yaşananlar olumsuz bile olsa sana bir şeyler öğrettiğini farkedersin. Tüm bu olup bitenlerin tortusunu önünde gördüğünde yapman gereken ilk şey ise :

Kendini kocaman tebrik etmektir!

Evet, tüm bunları sen atlattın, sen başardın, sen tamamladın, sen yaşadın. Her şeyin sonunda geriye yaşadıklarıyla zenginleşmiş bir sen kaldı.

Ve şimdi senin önünde bir başka önemli soru var: Şimdi ne istiyorsun?

İkinci sorunun cevabı çok yakında…

#kariyerim321'i takip etmeye devam et.

Görüşmek üzere,

Ümit Öner

Kariyer ve gelecek planlama, hayatı zenginleştirme ve kişisel gelişim alanlarında koçluk ve mentorluk yapan ve aynı zamanda bir blog yazarı olan Ümit Öner’in diğer çalışmalarına Medium profilinden ve instagram hesabından ulaşabilirsin.

--

--

Ümit Öner
#kariyerim321

■ Yazar ■ Mentor ■ Serbest Düşünce Üreticisi ■