Geleceğini Planlamadan Önce Mutlaka Sorman Gereken Soru

Ne İstiyorum?

Ümit Öner
#kariyerim321
5 min readJan 28, 2021

--

Geleceği planlamak sihirlidir.

Ama her sihirli şey gibi geleceğimizi planlarken hem heyecanlanır hem de tedirgin oluruz.

Üniversite yıllarımda, yapabileceğim şeyler hakkında heyecanım o kadar büyüktü ki, acaba ömrüm yeterli olacak mı diye düşünüyordum! Diğer taraftan bir çok şeyi yapabileceğime güvenim tam olduğu halde, acaba imkanlar buna elverecek mi diye endişelenmekten de geri duramıyordum.

Geleceğinle ilgili endişelerin heyecanı bastırması kadar normal bir şey yok. Hele ki pandemi endişelerimizin katlayarak artmasına neden oldu. Üstelik, bu beklenmedik olay yaptığımız bütün planları alt üst etti. Bırakın bir kaç sene sonrasını, bir gün sonrasını bile öngöremez hale geldik. Yani gelecekle ilgili endişelenmekte sonuna kadar haklısın!

Peki geleceğe dair heyecanımızı nasıl canlı tutabiliriz? Konu yine dönüp dolaşıp farkındalığa geliyor. Bir önceki yazımda etkili bir kariyer veya gelecek planlaması için önce elimizdeki bilgi, birikim ve tecrübelerin farkına varmamız gerektiğini belirtmiştim ( Neye sahibim?). Şimdi sırada ilerleme ve gelişim için motivasyonumuzu yüksek tutmamızı sağlayacak ikinci bir farkındalık evresi var: Ne İstiyorum?

Hayatta her an her şeye hazırlıklı olmak gerekiyor. İşler değişebilir, beklediğimiz gibi olmayabilir. (Tıpkı pandemide olduğu gibi) Sahip olduğumuz bilgi, birikim ve tecrübenin farkına varmak değişim karşısında manevra kabiliyetimizi arttırır.

İnsan çok zengin bir varlıktır.

Yaşadığı sürece sürekli bir şeyler deneyimleyip öğrenir. Fakat sadece farkında olan insanlar zenginliklerini ihtiyaç duyduklarında kullanabilirler. O nedenle sahip olduğumuz bilgi-tecrübe-görgü donanımlarımızı sürekli kontrol etmek hayatın süprizlerine hazırlıklı olmamızı sağlar.

Bir örnekle açıklayalım:

Pandemi ilk yayılmaya başladığında, bir çok iş kolu panikle eve kapandı ve faaliyetlerini durdurmak zorunda kaldı. Diğer taraftan insanlar ihtiyaçlarını tedarik etmeliydiler. Bu nedenle tedarik zincirleri minimum temasla çalışmak zorunda kaldı. Minimum temas, bugüne kadar çok da tercih edilmeyen temassız ödeme, e-ticaret, mobil bankacılık, ve online görüşme teknolojilerinin hızla yaygınlaşmasına neden oldu.

İşte tam bu noktada ilginç bir şey yaşandı. Bugüne kadar eski usül iletişim metodlarıyla işlerini gayet iyi yürüten profesyoneller, çok da alışkın olmadıkları bu dijital teknolojilere işlerini adapte etmekte zorlandılar. Temassız teknolojileri, online görüşmeleri iş kollarına nasıl uyarlayacaklarını bilemediler. Evden çalışmaya alışamadılar, verimlilikleri düştü, psikolojileri bozuldu. Halbuki tüm bu kişiler işlerinde gayet başarılı, temel yetkinliklere had safhada sahip profesyonellerdi. Fakat bir eksikleri vardı. Ceplerinde yeni trendlere uygun deneyim ve bilgi yoktu. Kendilerini güncelleme ihtiyacı hissetmemişlerdi. O güne kadar facebook ve instagramdan ibaret gördükleri dijital dünya pazarın ta kendisi oluverince bu abi ve ablalarımız bir anda çevrimdışı kalıverdiler!

Oysa tek yapmaları gereken, zaman zaman zihinsel alet çantalarını boşaltıp bilgi beceri ve deneyimlerinin gidişata uygun olup olmadığını kontrol etmek ve eksik varsa tamamlamaya çalışmaktı.

Bugün iş arayan arkadaşlarımızdan hep aynı soruyu duyuyorum. Pandemide nasıl iş bulabilirim? Aslında pandemi bile, kendi şartları doğrultusunda yeni iş fırsatları yarattı. Dolayısıyla doğru soru nasıl iş bulabilirim değil, varolan işler nedir ve ben bu işlere uygun donanıma sahip miyimdir. İşte bu farkındalığın birinci önemli adımıdır.

Farkındalık sorusu #2 : Ne İstiyorum?

Yeterince bilgili, becerikli, tecrübeli olabilirsin. Aradığın o iş için mükemmel bir adaysındır belki. Ama sana soruyorum? Sen o işi istiyor musun?

Kariyer hayatının başındaki bir çok adayı etkileyen asıl sorun, yüreklerinin değil, akıntının götürdüğü yere doğru sürüklenmeleridir. Bu macera da bir kaç istisna dışında sabahları yataktan kalkmak istemeyen, işe giderken adımları geri geri giden, ofiste bütün gün oflayıp puflayan ve iple çektikleri haftasonlarında bile kendilerini memnun hissetmeyen profesyoneller olarak sonuçlanır!

Ne oldu? Çok mu karamsar geldi?

Merak etme. Ne bugünkü düşüncelerinde, ne de geleceğinde karamsar olmamak çok basit. Tek bir soruya bakıyor: Ben ne istiyorum?

Ben ne istiyorum sorusuna para diye cevap verdiyseniz yanılıyorsunuz. Doğru, para hepimizin çalışma amacıdır. Ama asla bir mutluluk kaynağı değildir. Mutlu olabilmeniz için para veya elinizdeki diğer şeylerle hayatınızı ve ruhunuzu zenginleştirebilecek şeyler yapabilmeniz gerekir. O nedenle işinde başarılı insanların sırları arasında genellikle canlı bir sosyal ve aile yaşamı, işinde başarılı hissetmesini sağlayan ( yani ruhunu ve beynini besleyen ) birilerine veya birşeylere faydalı olma tatmini, rutin iş yaşamı dışında ilgileniler alışkanlıklar veya aktiviteler mutlaka vardır.

Özetle ne istiyorum sorusunun cevabını ararken şu alt soruları sormakta fayda vardır:

  1. Nereye ulaşmak istiyorum?
  2. Neye katkı sağlamak istiyorum?
  3. Ne yaparken kendimden memnun hissediyorum?
  4. Büyük bir şevkle yaptığım bir şey varsa nedir?
  5. Benim için hangisi önemli: masa başında datalara gömülü olmak mı, yoksa insanların içinde sosyal bir kelebek gibi gezinmek mi? ( belki de ikisi birdendir?)

(…)

Bu sorular istenildiği kadar çoğaltılabilir.

Soru sormak kolaydır, ama cevaplamak zordur.

Fakat bu soruların cevaplarını bulmak da bir o kadar basit:

  1. Tek yapman gereken bugünkü hayatını düşünmek. ( Gördüğünüz gibi yine bu ana yani farkındalık konusuna geri döndük).
  2. Bugünkü yaşamında yaptığın, ilgilendiğin, uğraştığın her şeyi hoşuna gidenler ve gitmeyenler olarak ikiye ayır.
  3. Hoşuna gidenleri en çoktan en aza doğru sırala. Örneğin problem çözmek veya matematik hoşuna gidenler arasında mı? O zaman sen analitik işlerde kendini mutsuz hissetmeyeceksin demektir. Veya senin favorin bir kafede takılmak mı? O zaman muhtemelen satış — pazarlama gibi sürekli insanları gözlemlemen ve iletişim kurman gereken işler sana daha uygundur.

İşte bu kadar basit!

Bu yapacağın çalışmayı iyi bir kariyer mentoru ile tartıştığında sana en uygun işi bulman o kadar kolay olacak ki şaşıracaksın!

Tabi ki bazen istekler ve hoşa gidenler karmaşıklaşabilir. Veya örneğin okumuş olduğun bölümden çok farklı isteklerin olabilir ( örnek şarkıcılık yapan doktorlar!) Böyle durumlarda ikinci veya üçüncü sıradaki isteklerinin karşılanıp karşılanmadığına odaklanabilirsin. (Örneğin toplum içinde saygı görmek senin hoşa gidenlerin arasında ise okumuş olduğun bölüm ile bu isteğini nasıl karşılayabileceğini düşünebilirsin).

Eğer yapacağın iş tamamen hoşuna gitmeyenler listenden ibaret ise bu durum cesur kararlar gerektirir ki bu konuyu ilerleyen günlerde işleyeceğim.

Sonuç olarak bugün, tam da şu anda ne istediğini tanımlaman mümkün.

Bugünkü deneyimin, yaşadıkların, hissettiklerin, arzuladığın ve merak ettiğin şeyler sana doğru cevabı zaten veriyor. Onları iyi dinlemelisin. Sesleri kısık geliyorsa yüksek sesle sormalısın.

Ve unutma , sadece içindeki sesi dinlemelisin. Başkalarının sözlerine göre yapılan gelecek planları ancak başkalarının isteklerinin hayata geçmesini sağlar, senin ne istediğinin değil!

Soru basit: Ben ne istiyorum? Ve bu sorunun cevabını yine sen verebilirsin.

Ardından, harekete geçeceksin: neyi daha iyi yapabilirim( yapmalıyım)? Bu da bir sonraki yazımın konusu olacak.

Görüşmek üzere,

Ümit Öner

Kariyer , gelecek planlama, hayatı zenginleştirme ve kişisel gelişim alanlarında koçluk ve mentorluk yapan ve aynı zamanda bir blog yazarı olan Ümit Öner’in diğer çalışmalarına Medium profilinden ve instagram hesabından ulaşabilirsin.

--

--

Ümit Öner
#kariyerim321

■ Yazar ■ Mentor ■ Serbest Düşünce Üreticisi ■