Tutkun İçin Neleri Feda Edebilirsin?

Mecnun
Katma Değer Bilgi
Published in
3 min readMay 30, 2023

--

Hepimizin vardır bir tutkusu hayatta. Uğrunda koştuğu, gece rüyalarına giren bir meftuniyetten bahsediyorum. İnsanı da işte bu gönül verme hali ateşler, harekete geçirir. Ve bazense metfun olduğun şey uğrunda bir şeyleri feda etmek gerekir. En zoru da budur. Yiğit dediğin de o zaman belli olur.

İki yakın dost olan İsmet Özel ve Ataol Behramoğlu arasında, bir olay cereyan eder. 70'li yılların sonlarında meydana gelen bu hadise, bizim meramımızı tam anlamıyla ifade eder. Öyleyse ne duruyoruz. Önce kıssayı anlatalım. Sonrasında bize düşen hisseyi almaya bakalım.

‘Yıkılma Sakın’ Şiirinin Hikayesi

Yıl 1969. İsmet Özel seslendirdiği şiirlerine yazdığı yılı zikrederek başlar. Biz de onun bu geleneğine uyalım. Ataol Behramoğlu, Trabzon’dan Malazgirt’e sürgün edilir. Haliyle zor zamanlar geçirmektedir. O süreçte Yıkılma Sakın şiirini yazar. Behramoğlu, şiirini İsmet Özel’e nasıl gönderdiğini şöyle anlatır;

Oda hapsi sırasında ziyaretime gelerek o sırada Muş’ta (Yılmaz Güney ve Demir Özlü’yle) er olarak askerliğini yapmakta olan ortak arkadaşımız İsmet Özel’den selam getiren Zülküf Şahin’le bu şiiri İsmet’e gönderdim… Çok geçmeden de İsmet’in harika “Yıkılma Sakın”ı ulaştı bana…

Ataol Behramoğlu’nun şiiri, İsmet Özel’e ulaşır. Özel bu mektuba yine bir şiirle cevap vermek arzusundadır. Ne kadar istese de askerde bunun için vakit ve fırsat bulamaz. İsterseniz bu çaresizlik karşısındaki gösterilen azmi, İsmet Özel’in kendi ağzından öğrenelim:

“O sırada Ataol Trabzon’dan Malazgirt’e sürgün ve hapis gitmişti. Ve elden bana Yıkılma Sakın adlı şiirini göndermişti. Askerdi, yedek subay. Bir subaya karşı gelmekten hapsedilmişti. Muş’a gelen Malazgirt’li Orhan adlı bir çocuk, Ataol’un şiirini getirdi bana bende ona bir şiirle cevap vereyim dedim. Ama nasıl yapacağım? Hem askerlik hem şiir olmuyor. Hemen bir formül buldum. Diş çektirene üç gün istirahat veriyorlardı. Ağzımda da diş kökleri vardı. Dişçiye çıktım üç diş kökü aldırdım ve üç gün istirahat aldım. Üç gün uğraştım didindim, ama şiir bitmedi. Bitmeyince gene dişçiye çıktım, dedim ki ‘Şu dişleri çek.’ Çürük olan ama tedaviyle kurtarılabilecek olan iki dişimi çektirdim. Dolayısıyla üç gün daha dinlenme imkanı doğdu ve altı günde şiiri bitirdim.”

İsmet Özel ve Ataol Behramoğlu Dosluğu: Yıkılma Sakın
İsmet Özel ve Mektuba Düştüğü Manidar Not

Özel, yazabilmek için iki dişini feda ettiği aynı isimli (Yıkılma Sakın) şiirini, şu mektupla beraber yollar: “Niyetim, bu ikisini aynı sayıda ardarda basılmak üzere Memet Fuat”a göndermek. Buna itirazın olacağını sanmıyorum. Dileğim bu iki devrimci şairin, İstanbul dünyasını biraz yerinden etmesidir.” (Genç Bir Şairden Genç Bir Şaire Mektuplar, Oğlak Yayınları, Nisan 1995, sayfa 86)

İsmet Özel ve Ataol Behramoğlu Fedakârlığının Tutkusu Olanlara Ders

İki şairin dostluğundan damıtılarak meydana gelen bu iki şiir Yeni Dergi’nin 57. sayısında, Haziran 1969'da yayınlanır. Bu iki isim ve aralarındaki dostluk ayrıca incelemeyi hak ettiğini düşünmekteyim. Nedeniyse ne İsmet Özel’i ne de Ataol Behramoğlu’nu anlatmaya kalkışsak bitmeyecek bir destana başlamış oluruz. Dostlukları da cabası…

Ataol Behramoğlu Genlik Çağıdayken

Mevzumuza dönmek gerekirse işte onun cevabını da yine İsmet Özel verir. Behramoğlu şiirinin nasıl bir keyfiyette yazıldığından haberi yoktur ve bunu Özel’le beraber katıldıkları bir programda onun ağzından herkesle beraber öğrenir:

Bir televizyon mülakatında mektuplarımız kitap olarak yayınlandığı sırada Doğan Hızlan’ın programında bunu anlattım. Ataol hayretler içinde kaldı. Çünkü ona Fazıl Hüsnü Dağlarca “Şiir için ne feda edebilirsin, mesela kolunu kesebilir misin?” diye sormuş. Ataol, “Fazıl Hüsnü’nün sorusuna cevap olabilecek bir şey bu” dedi.

Evet, bu cevap bizim sorumuza da gayet yakışır. Ey okuyucu, sesli bir şekilde söyle “Sen neye meftunsun şu hayatta?”. Sonra itiraf et kendine yüksek bir sesle

Peki sen, tutkun için neleri feda edebilirsin?

Kendini sığaya çektikten sonra dinlersin diye söz konusu şiirin seslendirmesini buraya bırakıyorum. YIKILMA SAKIN!

--

--

Mecnun
Katma Değer Bilgi

Nihayetsiz ilim sahrasında sefere çıkmış bir ‘mecnun’