Medyanın Benmerkezciliği!
İnternet’i en çok ne için kullanıyorsunuz? Kişisel ihtiyaçlarınız için kullanıyor olabilirsiniz, çocuğunuz yeni okuluna kaydolacak adresini aratmış olabilirsiniz, geçen akşamın haberlerindeki çarpıcı başlıklar… Günlük hayatımızda İnternet’e erişmemizin beraberinde ihtiyaç kültürümüzün de değişimi söz konusu. Artık cevaplar için birçok seçenek mevcut.
Hızlı tüketilen bilgiler, gelişen okuryazarlıklar, girilen onca yazılar, aratılan sorular, bulunan cevaplar, daha hızlı internet, daha hızlı sonuç arayışı gerçekten durup biraz nefes alalım.
İnternet'te dolaşan insanların birçoğu bu görsel ve benzeriyle karşılaştı. 60 saniyede İnternet’te neler oluyor? Temel arayışımız veya temel ihtiyacımız gerçekten nedir?
Bu durumda uğramamız gereken yer Google Trends!
Bugün 4 Ağustos 2021 Çarşamba ve Google Trends günlük aramalarını gerçek zamanlı seçeneğiyle de filtreleyebiliyoruz. 2011–2021 aralığında olan yıllık popüler aramalar da mevcut.
Örneğin 2018 verilerinden Google Trends’in 2018 yılına dair çıkardığı özet. Yıl geçtikçe bilginin değeri azalırken kapsayıcılığı da bir o kadar etkileniyor. Aynı zamanda büyüyen bir çember mevcut, Veri Çemberi! Bu çembere maruz kalan ve maruz kalmaya devam eden insanlık hala daha farkında olmaksızın psikolojik gerçeklerle yüzleşmeye çalışıyor. Gerçekten bu kadar veriye karşılık nöronlarımızın derinlikleri anımsamalarımız bizlere ne söylüyordur?
Bu soruya karşılık olarak insan psikolojisi ve İnternet arasındaki ilişkiye bakmamız doğru olacaktır. Bir genç olarak İnternet’in bana doğurduğu duygulardan biri kendimi bir varlık olarak orada tanımlamak “ben buradayım!” dedirtebiliyor. Bir nevi benlik kanıtlama içgüdüsü diyebilirim. İnsanlara benliğimiz hakkında kolay ulaşılabilir bilgiler sağlayabilen bir güçtür İnternet. Günümüzde Stalker dediğimiz kavram aslında İnternet dedektifi olarak nitelendirebiliriz. Elindeki güncel bilgilerle İnternet’te aratıp kişi veya bir konu hakkında bilgilere ulaşması ve takipçi olmasıdır.
Bu yazıyı yazarken kaynak tararken Zeynep Selvili’nin Webrazzi de bir röportajına denk geldim. Kendisi İnternet ve psikoloji üzerine verdiği röportaj da ait olmanın temel bir ihtiyaç olduğunu söylüyor. Yabancılaşma ve soyutlanma insanlığın temelinde bir ruhsal hastalığa ve semptoma işaret ettiğini belirtmekte. Aslında psikolojimizi birçok şeye yansıttığımızı ve kendimiz hakkında ipuçları bıraktığımızı düşündüğümüzde hiç de haksız bir tespit değil.
Röportajın devamına ulaşmak isteyenler için:
Dijital kimliklerimiz bizleri yansıtsa da karanlık bir tarafı da kendimizi yetersizlikler havuzunda bırakmamız ile başlıyor. İnsan olarak belli dürtüler ortaya çıkıyor saldırgan bir tavır izleyerek yetersizliklerimizi ortaya başka bir formda ortaya çıkarıyoruz. Hayatta kıyaslandığımız bir yarışa ve ait olmadığımız bir gerçekliğe bürünüyoruz.
Bu durumda birçok bilginin mevcut olduğu İnternet’te gerçekten yerimiz nerede? Bu kadar kendimizi önemli bir varlık olarak görmeli miyiz?
Gelişen Teknoloji başlığında aslında müşteri odağında geliştirilen birçok hizmet modelinin benliğimize doğrudan dokunduğunu söyleyebiliriz. Bu dokunuşu medya sektöründe incelersek örneğin televizyonlarda belli bir saatte yayınlanan dizi, film veya bir TV şovunu beklemek eskisi gibi bizlere cazip gelmese de bekliyoruz. Ancak her yerde bir erişilebilirlik mevcut değil. İnternet’in varlığı ile mevcut olmayan halleri somutlaştırarak kendimize geniş bir zaman tanıyoruz. Eskiden bir programı beklerken bugün İnternet’e düşmesini bekliyoruz.
Korona Virüsü nedeniyle evlerimizde kalıp ekranlara bağlı kalmak bizleri canlı bir arada olma isteğini tetikleyici bir unsuru haline geldi. Bu sayede artık televizyon yayınlarında yapılan şovlardan öte online platformlarda yapılan şovları izlemek için bilet alan insan topluluğuna evrildik. Burada tek fark zamanın geniş bir bütüncüllük sağlamasıdır.
Öte yandan dijital dizi ve film sektörünün önde gelen platformlarının istediğimiz yerde dilediğimizi reklamsız bir şekilde izleyebilme olanağını sağlaması da bir o kadar karasal yayının geleceğini etkileyen unsurlardandır.
Zamanla gelişen, dijitalleşen medya sektörü bireyin kendi ihtiyaçları doğrultusundan hizmet almasına önem vererek geniş bir kütüphane sunabilmektedir. Bu kişisel olarak bir tatmin vermekte ve hedefe ulaşırmışçasına bir motivasyon sağlamaktadır. Günümüzdeki çatışmalardan biri de Netflix abonesi olan ve olmayan arasındaki farklar bile olabilir.
Tercihleri bireye bırakan ve buna göre şekillenen bir evirilmeden söz ediyoruz. Bu doğrultuda diğer dijital araçlarla beraber evrimleşmesi varsayım olarak görülmektedir.
Geçen zamanla beraber dijitalleşmenin bireyselleşmesine karşın kendi dijital ortamınızı oluşturmanızı diliyorum.
Teşekkürler
Ecem Şafak
