Samet Ekin
Kitap Ayracı
Published in
2 min readApr 30, 2020

--

Sahnelerin tozunda boğulmadan önce…

Herkesin kendi derdine düştüğü bugünlerde belki de en çok unutulanlar onlar…

Bir bilet alırsınız… bir kapıdan içeri girip hayatınıza renk katmak, dertlerinizi unutmak, kendinizi daha iyi hissetmek istersiniz. Perde aralanır; sanatçı, müzisyen, tiyatro grubu ya da bir dans grubu yerini alır sahnede … Önce ses gelir, sonra da hayatın gerçekleri sanat olup dal dal dökülür tepenizden. Binbir hikâyeniz olur o kapıdan çıkarken. Ona hayat deriz biz, yaşamak deriz, anılar ise çıkmaz aklımızdan…

İşte şimdi o belleğimizde ‘unutulmaz’ diye yer tutan sahneler, mekânlar, festival alanları bomboş. Bir süre de boş olacak gibi görünüyor. Kostümlerin içi boş, mikrofonlar kutularında, dekorlar ise toz tutmuş çoktan. 1–2 saatlik eğlence diye anılan performanslar için günlerini gecelerine katanlar, yeniden üretecekleri günlerin özlemiyle evlerinde bekliyor. İstinasız, toplumsal her grubun ve bireyin farklı sebeplerle etkilendiği Koronavirüs salgınının, -ülkemizin ekonomik şartları göz önüne alındığında- psikolojik olarak ne denli yıkıcı bir etki bırakacağı malumumuz. Bu zamanlarda en çok ihtiyaç duyulan dayanışma duygusu ise toplulumuzun karşılaştığı her meselede olduğu gibi yine yerini bencilliğe bırakıyor. Pandemi döneminde gördüğümüz tabloda ise en hızlı unutulanlar’ kültür-sanat ve eğlence sektörü emekçileri oldu.

Her sanatçının, her tiyatro grubunun milyonları cebine indirdiğini düşünerek dayanışmayı tırmalamaya çalışanların sayısı azımsanmayacak kadar çok. Oysa sahnede dahi göremediğimiz onbinlerce kültür-sanat, eğlence ve etkinlik sektörü emekçisi bu önyargıların gölgesinde ne yapacağını düşünür halde bekliyor.

Bir etkinlik mekanında ya da bir festival alanında kapıdan girdiğiniz andan itibaren sizlere en iyiyi sunmak için koşturanların sayısı o kadar çok ki! Bilet kesen öğrencisinden güvenlik görevlisine, yeme-içme standında çalışanlardan temizlik görevlilerine, gecelerce prova alan ses-ışık teknisyenlerinden dekorculara, tasarımcılarından nakliyecilere, her şeyin mükemmel geçmesi için sahada koşturan organizatöre, metin yazarından kostümcüsüne… Her etkinlikte, her konserde, her tiyatro oyununda, her müzikalde aynı heyecanla çalışan görünmez sanatçılar şimdi kendi hikâyelerinin sonunu merak ediyor.

Salgının ilk dalgasında devrilen bu hayatlar yaklaşık 3 aydır geliri olmadan hayata tutunmaya çalışıyor. Karantina süreçlerinin en sert sosyolojik yıkıntısı bu grupların üzerinde iz bırakıyor. Devletin desteğinden çok engelinden nasiplenen festival-konser organizatörleri, alternatif tiyatro ve dans grupları, sanatçılar ve sektörde görev yapan binlerce insan kendi kaderine terk edilmiş vaziyette.

Birlikte olduğumuz alanları çokça özlediğimiz bugünlerde, bizleri bir araya getiren sanatın ve etkinliklerin gücüne güç katmanın, sahnedekilerle ve perde ardındakilerle dayanışmanın tam zamanıdır. 1 Mayıs İşçi ve Emekçi Bayramı özelinde tüm kültür-sanat, etkinlik ve eğlence sektörü emekçilerine selam olsun….

--

--

Samet Ekin
Kitap Ayracı

İstanbul'da müştemilat, Anadolu'da dilaltı hapı. Çok düşünür, az dökülür. Editör/Etkinlik Tasarlayıcısı/İletişimci