Kullanılabilirlik için Sezgisel Analiz
Bir sistemin/uygulamanın/web sitesinin kullanılabilirliği özellikle günümüzde oldukça önem taşıyor. Arayüzlerde göze hitap eden grafik elementleri kullanılsa da kullanıcılar uygulamalar arası geçiş yaparken bir sistemin kullanımının ne kadar kolay olduğu ile daha çok ilgileniyor.
Sezgisel Analiz (Heuristic Evaluation) Nedir?
Kullanılabilirlik için Sezgisel Analiz maddeleri 1990 yılında Jakob Nielsen ve Rolf Molich tarafından bir makale ile yayınlandı. Arayüz tasarımında kullanılabilirlik açısından dikkat edilmesi gereken 10 temel prensipten bahsedildi ve günümüzde de hala evrensel olarak bu prensipler uygulanıyor.
Sezgisel Analiz ,diğer adıyla Uzman Analizi, bir grup UX uzmanı tarafından bir arayüzün kullanılabilirlik değerlendirilmesinin yapılması sürecini kapsar. Peki, Heuristic (Sezgisel) kavramı tam olarak ne demektir ve özellikleri nelerdir?
“Heuristic (Sezgisel/Deneyimsel) kavramı geçmiş deneyimlerden öğrenilen bilgileri kullanıp pratik yollarla problem çözmeyi anlatan bir yaklaşımı ifade eder.”
- 3- 4 kişilik bir uzman ekiple ve aynı zamanda bireysel olarak yapılabilen bir checklist’tir.
- Kesin ve garanti sonuçları vermez, sezgisel’dir. Kullanılabilirlik testi yapılamayan durumlarda faydalı olabilir.
- Kısa zamanda ve bütçe gerektirmeden hızlı sonuçlar elde edilebilir.
#1 Sistem Durumunun Görünürlüğü
Sistem, kullanıcılarını gerekli geri bildirimlerle daima bilgilendirmelidir. Kullanıcı sistemi kullanırken şu anda hangi aşamada olduğunu, neleri yapabileceği ve neleri yapamayacağı gibi sorularına en makul sürede yanıt alabilmelidir.
Sistem durumunu kullanıcılara şeffaf bir şekilde bildirmek ürünler ile kullanıcılar arasındaki iletişimi ve güveni canlı tutar, ürünü kullanırken öngörülebilir aksiyonlar alınmasını kolaylaştırır.
#2 Sistem ve Gerçek Dünya Arasında Eşleşme
Sistem, kullanıcıların günlük hayatta kullandıkları ve aşina oldukları terminolojileri içermelidir. Kelimeler, konseptler, renkler, sesler, ikonlar gibi etkileşimler kullanıcıların mental modellerindeki ve daha önceden kullandıkları sistemlerdeki gibi alışık oldukları biçimlerde kullanılmalıdır.
İş jargonlarının kullanıcılar tarafından her zaman anlaşılamayacağını unutmamak gerekir. Kullanıcı araştırması yaparak tasarımlar kullanıcıların terminolojisinde ve onların alışık oldukları mantıksal çerçevelerle kurgulanabilir.
#3 Kullanıcı Kontrolü ve Özgürlüğü
Kullanıcılar sistem üzerinde hatalı aksiyon alabilirler. Kontrolün onlarda olduğunu hissettirmek ve uygulama içinde özgürce hareket edebilmelerini sağlamak adına “acil çıkış kapısı” yaratmak gerekir. Böylece alınan bu aksiyonu geri/ileri alma (undo/redo), durdurma, vazgeçme, iptal etme gibi özellikler sunarak esnek bir kullanım sağlamış oluruz.
#4 Tutarlılık ve Standartlar
Sistemi tasarlarken var olan ürün ailesinin ya da aynı amaca hizmet eden diğer rakip ürünlerin koşulları göz ardı edilmemelidir. Tutarlılık kavramı iç ve dış olmak üzere ikiye ayrılır; İç tutarlılığı yakalamak için ürünlerin bir tasarım sistemi üzerinden oluşturulması ve eğer var ise diğer ürün ailelerine benzer olması öğrenilebilirlik ve tahmin edilebilirliği artırır. Örneğin bir ürünün tüm ekranlarında birincil aksiyon butonu açık mavi renginde ise hepsinde o renkte olmalıdır.
Dış tutarlılıkta ise var olan sektör standartlarına uyum önem kazanır. E-ticaret sitelerinde header alanında soldan sağa doğru; site ikonu, search bar, kullanıcı menüsü ve sepete ekleme butonlarının verilmesi buna örnek olarak gösterilebilir. Bu alışılagelmiş kalıpları uygulamadığımız zaman kullanıcıların bilişsel yükünü artırmış oluruz.
#5 Hata Önleme
Güzel hata mesajları tasarlamak bir yana, bir kullanıcının hata yapmasını önleyen bir sistem tasarlamak daha iyi bir kullanılabilirlik sağlar. Ürün tasarlanırken potansiyel hatalı ve riskli durumları göz önüne alarak yüksek riskliden düşüğe olacak şekilde bir analiz ile var olan olası durumlar önlenebilir.
Kullanıcılar dikkatsizlikten ötürü ya da zihinlerindeki konsept ile sistemin eşleşmediği durumlarda hata yapmaya meyillidirler. Bu nedenle bir aksiyonu almadan önce onay ekranı göstermek, geri alabilmek ve hatırlatmalar yapmak hata durumlarını önleyebilir.
#6 Hatırlama Yerine Tanıma
Tasarlanan sistemler kullanıcıların bilgileri hatırlaması üzerine kurulu olursa kullanılabilirliği zayıf bir sistemden bahsediyor oluruz. İnsanların kısa süreli ve limitli hafızaları bulunduğundan dolayı bilgileri hatırlatan sistemler tasarlamak kullanıcıların bilişsel yükünü minimuma indirecektir.
Uygulamaları indirdikten sonra kullanımına dair uzun tutorial videoları göstermek sonradan kullanıcıların sistemi rahat kullanmaları için bir gerçekçi bir yöntem olmayacaktır. Bağlama göre anlık yardım ve yönlendirmeler yapmak kullanıcıların bilgileri tanıyarak sistemde rahatça ilerlemesini sağlayacaktır.
#7 Kullanım Esnekliği ve Verimliliği
Bir sistemin tasarımının esnek ve verimli olmasını istiyorsak kullanıcılara yapacakları bir görevi birden fazla yol ile yapılabileceğini gösterebilmek gerekir. Böylece sistemi sık ya da daha az kullanan kullanıcılar kendileri için en uygun yolu seçebilir. Ayrıca kısa yollar ve hızlandırıcılar yaratarak daha verimli bir kullanım sağlanabilir, kullanılan arayüz kullanıcıların isteğine göre kişiselleştirilebilir.
Kullanıcıların aksiyonunu ve isteklerini tahmin edecek şekilde kısa yollar sunmak sistemin kullanıcılar tarafından “akıllı” algınlanmasını sağlayabilir. Örneğin; Navigasyon uygulaması kullanırken bir kullanıcıya daha kestirme bir yol bulundu, buradan gitmek ister misiniz şeklinde bir öneri yöneltmek esnek bir kullanım yaratabilir.
#8 Estetik ve Minimalist Tasarım
Arayüzler tasarlanırken sade ve anlaşılır bir görsel dil kullanılmalıdır. Aynı zamanda kullanılan içeriğin/bilginin sistem için gerekli olması, fazla verilen her türlü bilgi parçasının gerekli olan diğer bilgilerle yarışacağından dolayı kullanıcıların bilişsel yükünü ve etkileşim maliyetini artıracağını unutmamak gerekir.
Estetik odaklı ilk izlenimin oluşması kullanıcıların arayüzü görüntüledikten 50 milisaniye sonrasında gerçekleşir. İlk izlenimin görsel açıdan tatmin edici olması sistemin kullanılabilirlik hissiyatını artırmaktadır. Minimalist bir yaklaşım sadece flat design kullanmak ya da beyaz alanı çok kullanmak değil, sistem için en gerekli bilgilerin kullanılarak kalan fazlalıkların elimine edilmesi ile kurgulanabilir.
#9 Kullanıcıların Hataları Tanımasına, Teşhis Etmesine ve Düzeltmesine Yardım
Kullanıcıların gerçekleştirdiği ya da sistemde açığa çıkan olası hata durumlarında neyin, nasıl ters gittiğini ve hangi çözüm ile bu durumdan kurtulunabileceğini arayüzlerde göstermek önemlidir.
Hata kodları gibi teknik jargonlardan kaçınarak hatanın sade bir dil ile tam olarak ne olduğunu sistemin kullanıcıya göstermesi gerekir. Bunu yaparken geleneksel görsel değişikliklerden faydalanılabilir, bunlar; kırmızı renk, kalın yazı tipli karakterler ve ünlem ikonları kullanımı olabilir.
#10 Yardım ve Dokümantasyon
Herhangi bir açıklama/kılavuz olmadan bir arayüzün kullanılması en ideali olurdu. Ancak kullanıcıların arayüzdeki görevlerini tamamlamaları için doğru yardımı sağlamak gerekli olabilir.
Arayüzlerde yardım iki şekilde olur; proaktif ve reaktif yardım. Proaktif yardım kullanıcıyı arayüze alıştırmak ve tanıtmak için kullanıcı yardım istemeden önce gerçekleşir. Bilgilendirici pop-up’lar, tool tip’ler, tutorial’lar ve onboarding’ler buna örnek olabilir. Reaktif yardım ise kullanıcıların sorusuna cevap alabilmesini ve problemi var ise çözebilmesine yardım eder. Sıkça sorulan sorular, teknik dokümantasyonlar ve tutorial’lar reaktif yardıma örnek olarak gösterilebilir.
Sonuç olarak, sezgisel analiz değerlendirmesi kullanılabilirlik problemlerinin pratik yollardan çözülebilmesine imkan tanıyan buluşsal ve deneyimsel bir yöntemdir. Az maliyetli olarak hızlı aksiyon alınmasını sağlayabilir. Ancak tasarlanan arayüzlerin gerçek kullanıcıları ile beraber test edilmesinin sağladığı faydanın önüne geçemez çünkü gerçek kullanıcıların ürününüz ile ilgili vereceği geri bildirimler ürünü geliştirmenizde sizi çok daha ileriye taşıyacaktır.