{ printf(“C öğreniyorum;)\n”); }

Didem Sönmez Ekin
Kodluyoruz
Published in
5 min readSep 21, 2020

“ Ve şüphesiz, ilk tecrübe edeceğiniz şeyler arasında hayal kırıklığı var. O salak noktalı virgülü ya da parantezlerin nereye gittiğini unutacaksınız. Ve tekrar koda bakmak zorunda kalacaksınız. Ama aklınızda tutun, o şeylerin hiçbiri önemli değil. Başlangıçta kesinlikle sinir bozucu, ama en önemli şey fikirlerden ve dürüst olmak gerekirse, sizden önceki tüm CS50 çalışanları gibi, aslında kendinize ait bir şeyler inşa ederken ve yaratırken hissettiğiniz memnuniyet duygusudur.”

- David J. Malan

0. Haftanın dersleri ne kadar güzel geçmişti. Tahmin ettiğim kadar zor değildi, demekki zorluk derecesi açısından bu eğitimi gözümde fazla büyütmüştüm. Konular bu kadar basitse ne vardıki canım bunlarda, bir şekilde halledilirdi.

C’ ye başlıyoruz

Kaynak : https://wmaraci.com/nedir/c-dili

Yüklenmişti işte 1. haftanın dersleri. C dilini öğretiyordu bu sefer Malan. C’ yi çokça duymama rağmen daha önce hiç çalışmamıştım, sadece biraz Python biliyordum. Belki biraz zor olabilirdi ama üstesinden gelebilirdim. Ne de olsa 0. haftanın ders ve ödevlerini görmüştüm, ne kadar zorlayabilirlerdi ki?

Dersleri çok güzel anlatıyordu Malan. Artık konuşması eskisi kadar hızlı da gelmiyordu. Yine kafama takılan, anlamadığım noktalar oluyordu ama videoyu durdurup Google’ layınca zaten sıkıntı kalmıyordu. Beni tek düşündürten bu kursa istediğim vakti ayıramamaktı. Çünkü bir taraftan da yapmam gereken x,y,z,t,w gibi sorumluluklarım vardı. Ve onları da yapmayı cidden istiyordum, sonuçta “beni” oluşturan aslında sorumluluklarımın bütünüydü. Bazen CS50’ye, bazen x’ e bazen de y’ ye ya da diğerlerine öncelik veriyordum. Bu biraz stres oluşturuyordu evet, bazen de yetememe hissi. Ama olsundu, bu zamanlar da geçecekti. Şu 1. Haftanın derslerini bir tamamlayayım, ödevleri zaten yapardım, 2. haftanın derslerine de hemen geçerdim. ( Bu arada 2. haftanın dersleri yüklenmişti bile.)

1.Haftanın dersini bitirirken Malan yine dikkatimi çokça çeken sözler söylemişti: “ Ve şüphesiz, ilk tecrübe edeceğiniz şeyler arasında hayal kırıklığı var. O salak noktalı virgülü ya da parantezlerin nereye gittiğini unutacaksınız. Ve tekrar koda bakmak zorunda kalacaksınız. Ama aklınızda tutun, o şeylerin hiçbiri önemli değil. Başlangıçta kesinlikle sinir bozucu, ama en önemli şey fikirlerden ve dürüst olmak gerekirse, sizden önceki tüm CS50 çalışanları gibi, aslında kendinize ait bir şeyler inşa ederken ve yaratırken hissettiğiniz memnuniyet duygusudur.”

Neden böyle demişti acaba Malan? Anlattıkları hiç de zor gibi durmuyordu. Videoda anlattıklarını kolayca kendim de uygulayabiliyordum. Tamam unuttuğum noktalı virgül, parantez oluyordu ama öyle hayal kırıklığı gibi bir durum falan da yoktu.

Veeee gelsin hayal kırıklıkları!

Kaynak : https://ahmedsyam.com/hello-world/

En sonunda dersi bitirip ödevlere geçebilmiştim. İlk ödev kullanıcıya soru sorup, aldığın cevabı kullanmak ile ilgiliydi. Keyfim iyice yerine gelmişti. Şu ödevleri kolaylıkla yapabilecektim. Hemen kodu yazıp ödevi göndermiştim. Ve bingo! İlk reddimi yedim!! Nasıl olabilirdi ki?! Herhalde sistemde bir yanlışlık vardı. Gayet güzel kodumu yazabiliyordum! Hem zaten bunu yazmaya ne vardı ki?! Hemen aynı ödevi bir daha gönderdim. Hayır, sistem yine ödevimi kabul etmiyordu, yanlış diyordu ödevime! Basit bir ödevi dahi yapamamıştım :( Bu nasıl olabilirdi? Bunu dahi yazamıyorsam, arkama bakmadan çıkmalıydım bu kurstan. Canım sıkılmıştı… “Bi’ dur,” dedim kendime, “ Bi’ sakin düşün.” Tekrar baktım ekrana. Meğer ben ödevi tam okumamışım. Dolayısıyla kodu eksik yazıyormuşum :D “Ahh” dedim, “Ahh, iyi ki o ekrana tekrar bakmışım!”

Birinci ödevi tamamlayıp hemen bir heves Mario ödevine geçmiştim. Ve ta ta ta taaammm!! Ikinci ödevi de yapamıyordum:D Benim için çok zordu. Malan’ın anlattıklarından çözümü nasıl çıkaracaktım ki? Bu Harvard da ödevlerde çok zorluyordu, olacak iş miydi? “Cık cık cık” dedim içimden. Tekrar ve tekrar ve tekrar denedim ama olmuyordu işte. Yapamıyordum. Malan’ın bahsettiği hayal kırıklığının dibini yaşıyordum. Zaten ben kimdim, kod yazmak kimdi? Bu yaştan sonra öğrenilecek şey miydi? Kapat dedim içimden, kapat o ekranı. Bu kurstan çık ve bildiğin şeyleri yapmaya devam et! Kapatamadım. Bunu kendime yapamadım. Yeni düzende var olabilmek için kendime yeni şeyler katmam gerektiğinin farkındaydım. Şu an, bu şekilde bırakıp gidemezdim. Bir sorunum varsa çözümü de olmalıydı. Şimdiye kadar hep böyle olmamış mıydı?

Çooook derin bir nefes aldım. Tekrar ekrana baktım. Ne yapabilirim dedim. Mevcut bilgim ile bunu yapamıyorum, o zaman yeni şeyler öğrenmem lazım. Önce sistemdeki şu kısa videoları izledim. Bazı yerleri tekrar oldu, bazıları ise benim için çok bilgilendirici oldu. Tekrar ödevi yapmaya çalıştım. Yine yapamadım. Tekrar tekrar denedim, olmuyordu. Bu sefer Google’layayım dedim. Belki bir şeyler bulurum. Açıkcası buldum da. Ama bulduklarım hep sadece o ödeve ilişkin çözümü yani kodları belirtiyordu. İyi de anlamıyordum ki. Neden o kodu öyle yazıyorlardı? Sabırla araştırmaya devam ettikçe okuduğum yorumlardan fark ettimki benim gibi dünyaaa kadar öğrenci kursun daha bu aşamasında ödevini yapamadığı için kursu bırakmayı düşünmüş, ödeve günlerce emek vermişler ama olmamış bir şekilde. “ Aaaa” dedim içimden, “Ben yalnız değilim! Ben normalim, yaşadığım bu süreç de normal! O yüzden Malan dersin sonunda yaşayacağımız hayal kırıklığından ve bizden önceki diğer CS50 öğrencilerden bahsetmişti.” Bir kere daha anlamıştım, Malan bu işi biliyordu :D

Düğüm çözülüyor

Kaynak: https://co.pinterest.com/pin/737745982679963987/

Sonra Mario’nun ilk ödevini mantığıyla detaylı olarak anlatan bir video gördüm. Düşünce yapımın eksik olduğunu fark ettim. Yapmam gerekenin en yalın şekilde düşünmek ve bunu doğru kodlarla ifade etmek olduğunu anladım. Mario’ ya ait ilk ödevim için internetten destek almıştım evet ama yaptığım basit bir kopyala yapıştır değildi. Ben o anlatımı anladığım için kendim yazmıştım ödevimi, kopyala yapıştır yapmamıştım. Zaten bu yüzden de Mario’nun ikinci ödevini büyük ölçüde kendim yapabilmiştim. Bir iki yerde küçük hatalarım olmuştu ama o zaman da imdadıma Discord grubundan fellow “Aysuno” yetişmişti. ( İtiraf etmek gerekirse Whats App grubumuzdan ya da Discord’ dan soru sormaya çekiniyordum. Zaten çok geride kalmıştım. ( Bu yazıyı yazdığım sıralarda 3. Hafta dersleri çoktan yüklenmiş, 4. Haftanın derslerinin yüklenmesine iki gün kalmıştı.) Olur muydu ki soru sormak, sanki olmasa daha iyiydi. Sonra baktım ki benim gibi geriden gelip soru soranlar var, bana da bir cesaret geldi ve sordum. İyi ki de sormuşum, çekinecek hiç bir şey yokmuş aslında, ben yine kafamda kurmuşum:) )

Merak etmeyin diğer kalan ödevlerde ne yaptığımla sizi boğmayacağım:D

Bunları neden sizinle paylaşmak istedim?

Bu yazıyı yazmak ve paylaşmak isteme sebebim ödevleri yaparken kursu bırakmayı düşünecek kadar zorlanmam ve benim gibi zorlanan insanlar varsa onlara yalnız olmadıklarını fark ettirmek istemem.

İnternette benim gibi insanların çokça olduğunu yorumlardan okumasaydım, kendimi çok kötü hissedecektim. Ve muhtemelen kafamın içinde “Bir ben miyiiim perişaaannnn” (Erkin Koray- Yalnızlar Rıhtımı şarkısı) dizelerini mırıldanıp moral bozacaktım :D İstedim ki benim gibi zorlanan insanlar varsa bilsinler ki yalnız değiller. Bu yaşadığımız şey aslında bir öğrenme süreci ve çok kıymetli. Çünkü pes etmiyoruz.

Düşünsenize öğrendiğiniz hangi şeyi kolay öğrendiniz? Ben ne bisiklete binmeyi 1 günde öğrendim, ne de araba kullanmayı 1 haftada. İngilizce’ye senelerdir vakit ve emek harcıyorum ve hala öğreniyorum!

Bulunduğum noktada anladımki yine zorlanacağım ödevlerde. Yine yapamıyorum diyeceğim. Yine üzüleceğim. Yine internette çooook araştıracağım. Araştırdıkça da öğreneceğim ve aslında bu da eğitimin bir parçası olacak. Bileceğim ki yalnız değilim, olması gerekeni yaşıyorum ve ancak pes etmediğimde başaranlardan olacağım.

Peki ya siz?

Sevgiler,

Didem

--

--