Evde Bile Kurumsal !
Bazen alıştığımız eğitimin, iş hayatının ve rekabetin,
kişiliklerimizi ve hatta toplumsal köklerimizi yıprattığı hissene kapılıyorum.
Rekabetin fazla keskin olmasından mı yoksa beyaz yakalı hayatın bir zamanlar fazlaca parlatılmasından mı bilinmez
herkes fazlaca bir kurumsal !
Uzun ama sonu bağlanamayan cümleler,
“… yapalım, … edelim”li kibar görünümlü iş buyurmalar,
üst yöneticiyi bilgiye eklemeli mailler,
stratejiler, misyonlar, hedefler, kurumsal uyumlar, ekip olmalar,
iyi niyeti kendinden menkul toplantılar,
rekabetler, en gülen haller ile çatışmalar,
vs vs …
Sanırsın evde bile kurumsal !
Gerçi kendini, üstlendiği yada öykündüğü role kaptırıp sosyal hayında dahi içsel tiyatrosuna devam eden öyle yoğun bir kitle var ki
şaşırmamak ve yıpranmışlık hissine kapılmamak mümkün değil.
Evet evet,
komşularla iletişimden akrabalar yada aile büyükleri ile yaşama,
çocuğun okulundan öğretmeni ile durum değerlendirmelerine,
gelecek planlarından üçüncü çoğul şahıslı sohbetlere,
yaşam alanındaki en ufak bir problemde güvenliğinden yönetimine yetkili bir merci aramaktan gerçek iletişimi unutmalara…
gerçekten “kurumsal!” bir nesil yetişti.
Yakında evindeki üçlü koltukta pijaması ile otururup yetenek yarışması seyrederken,
“az yağlı orta boy bir mocha rica ediyorum, soya sütlü yapalım lütfen” diyen bir grup ile karşılaşmamız çok muhtemel.
Evdeki CEO’lara kendi beyaz yakalarında başarılar diliyor ve insani değerlere yada iletişime geri dönüleceği günlerin gelmesini
sabırsızlıkla umut ediyorum.
ŞahapT.