ŞİDDETSİZ İLETİŞİM III

Ayşe Yazgan
Lidersensin

--

KARŞIMDAKİNE EMPATİ

******

Kan beynine sıçradı Yeşim’in dün akşam 17:59’da gelen e-maili görünce! Son projede altı aydır ortak çalıştıkları İrem, kendisini cc’ye koymadan, ama bugüne kadar bir kez olsun toplantıya katılmış kimseyi de ihmal etmeden tüm gruba email atmıştı. Yine projede yer alan, “alakasız” kategorisindeki arkadaşlarından biri forwardlamıştı müjdeli (!) haberi.

Subject: Bilgi

Mail Body: “Yok artık! Kızım n’apmaya çalışıyor bu kız? Sen neden yoksun bu mail loopta? Proje asıl senin projen diil miydi yav???”

İyice dolduruşa geldi Yeşim. Haberi adeta zevkle anında uçuran Yonca’yla uğraşacak vakti yoktu şimdi.

İrem’in ağzının payı verilmeliydi, bu payı vermek de Yeşim’in yöneticisi olarak Berkan’a düşerdi elbet. Hadi İrem toy diyelim, hadi İrem kötü niyetli diyelim. Diyelim de, Berkan böyle bir şeye nasıl izin verirdi? Ama Berkan da yönetici olarak toydu Yeşim’e göre. İyiydi hoştu da, profesyonel değildi. Adil bulmuyordu Berkan’ı bir kere. Kimseyle kötü olmamak uğruna politik davranır, kesin bir şey demezdi İrem’e ya da onun yöneticisine. Güvenmiyordu düpedüz Berkan’a. Oysa Yeşim yönetici olduğunda öyle yapmayacaktı. Kendisiyle çalışanlara kol kanat gerekecek, ölümüne sathı müdafaa yapacaktı. Berkan ise korkaktı, ve yöneticilik konusunda kesinlikle beceriksizdi!

Tüm hıncını Berkan’a yönelttikten sonra, bu işi onun halledemeyeceği konusunda kesin kararını vermişti Yeşim. Kendi işini kendi görecekti. Hışımla masasından fırladı. İrem’in ağzının payını vermek üzere sert ve seri adımlarla arşınlamaya başladı koridoru…

******

Şiddetsiz İletişim yazı dizisinin ilk bölümünde belirttiğimiz gibi; herhangi bir aksilik ya da olumsuzluk durumunda 4 seçeneğimiz var:

🔷 1- Kendini suçlamak,

🔷 2- Başkasını suçlamak,

🔷 3- Kendine empatik yaklaşmak,

🔷 4- Karşındakine empatik yaklaşmak.

Kahramanımız Yeşim, kendi kafasının içindeki diyalogta tam anlamıyla şiddetli bir iletişim içerisinde. 2. maddeye yani başkasını suçlamak seçeneğine başvuruyor. Davranışından dolayı çalışma arkadaşı İrem’e kızgınken, kendisini korumayacağını DÜŞÜNDÜĞÜ için, yöneticisi Berkan’a yöneltmiş durumda tüm öfkesini. Ne demiştik? “Yargınız ne kadar güçlüyse, karşılanmayan ihtiyacınız o kadar büyüktür.”

3. maddede Yeşim kendisine empati verecek olursa; yöneticisine güvenmek, desteklenmek, korunmak gibi ihtiyaçları olabilir. O da ikinci bölümdeki kendine empati yazısının konusu idi. Bu haftaki konumuz ise 4. madde : KARŞINDAKİNE EMPATİ. Yeşim adına yöneticisi Berkan’a empati vermeden önce, karşımdakine empati vermenin amacı ve faydasından bahsedeceğim.

KARŞINDAKİNE EMPATİNİN AMACI VE FAYDALARI:

İster kendimize olsun, ister karşımızdakine empatinin bana göre tek bir amacı var: Şefkatli iletişimde bulunarak, dünyadaki şiddete katkıda bulunmamak.

Her türlü yargımız — evet içimizden dahi olsa- dünyadaki şiddete bir pinçik tuz eklemekle eş değer.

Yukarıdaki kahramanımız Yeşim, kafasındaki Berkan’a karşı yargılarıyla gidip ondan İrem’e karşı destek istese dahi duyulma imkanı çok düşük. “Yöneticim yeteri kadar iyi, deneyimli ve profesyonel değil. Hem korkak, hem de yöneticilik konusunda beceriksiz. Ben daha doğrusunu biliyorum, kendim yönetici olduğumda da onun gibi olmayacağım.” gibi bir tutumla yaklaşırsa, Berkan da onun ihtiyaçlarını karşılamakta büyük ihtimalle gönülsüz olacaktır.

1- Dolayısıyla karşımdakine empatinin bir numaralı faydası DUYULMAK: Karşımızdakinin, bizim için önemli olanları ve ihtiyaçlarımızı duyabilmesi için önce bizim onlarla empati kurmamız gerekir. Çevremizdekileri ve ilişkilerimizi nasıl bulmak istiyorsak lütfen öyle bırakalım ;)

2- ŞEFKATİ GELİŞTİRMEK: Karşımızdakine empatiyle yaklaşmak, yargılarımıza kulak vermek yerine karşımızdaki insanın içindeki güzelliği ve onun ihtiyaçlarını görmemizi sağlar. Böylece de doğal olarak kalbimiz barışa gelir, şiddet yerine şefkati büyütmüş oluruz.

3- GÜVENLİ VE DERİN — GERÇEK İLİŞKİ KURMAK: Karşımızdaki ile empati kurmak, her ikimizin de ihtiyaçlarının karşılanmasını mümkün kılacak bir diyalog ve güven dolu bir bağ yaratmak için harika bir fırsattır.

Peki kahramanımız Yeşim, yönetici Berkan’ı suçlamak yerine ona empatik yaklaşsaydı nasıl olurdu?

Yeşim’in Yöneticisi Berkan’a (Karşındakine) Empati Diyalogu:

Berkan’ın kendisiyle birlikte çalışan Yeşim’den başka birçok çalışanı var. Her birinin “hakkını savunacak” vakti ise muhtemelen yok. Üstelik haklılık ve adalet oldukça göreceli kavramlar. Berkan kendisine göre oldukça adil davrandığını düşünüyor olabilir. Çalışanlarının daha pozitif bir tutumda ve anlayışlı olmalarına ihtiyacı olabilir. Her çalışanı hak savunmak yerine çözüm önerileriyle birlikte kapısını çalsalar, muhtemelen Berkan için yöneticilik ve dolayısıyla hayat çok daha kolay olurdu :)

KARŞINDAKİNE EMPATİ İÇİN İPUCU: Öfkemin ya da hayal kırıklığımın nedeninin diğer kişinin ne yaptığı değil, kendi kafamdaki düşünceler ve yorumlar olduğunu fark etmek.

🔷ÖNEMLİ VE ŞEFKATLİ YAZAR NOTU: Fark ettikleriniz canınızı acıttığında suçlamak ve şiddete katkıda bulunmak yerine, lütfen şefkate başvurup kendinize ve karşınızdakilere iyi davranın :)

Salı şefkatle sallansın!

Ayşe Yazgan

2 Mayıs 2017

--

--

Ayşe Yazgan
Lidersensin

Executive Coach I Trainer I Co-Founder of Lider Sensin! Coaching & Training