GÜÇLÜ OL ŞEMASI

Ayşe Yazgan
Lidersensin
4 min readMar 10, 2017

--

Telefonu çaldı Serra’nın. Zaten zamanla yarışıyor ve alacağı nefesi bile ekonomik kullanıyordu. Bunca işin arasında annesiyle sohbet edecek vakti yoktu. Ertesi gün yurtdışından yönetim kurulu kafilesi geliyordu; en ağır toplar hem de. 8 saat içerisinde sunumunu, kendisini, akşam yemeği organizasyonunu hazırlaması gerekiyordu. Yapacağı sunum, Türkiye’deki başarılarını globaldekilere göstermek için altın niteliğinde bir fırsattı. Her şeyi iyice planlamalıydı. Öncesinde de Genel Müdür ile birlikte programın üzerinden geçmeli, ona da onaylatmalıydı. Telefon ise ısrarla çalmaya devam ediyordu.

  • “Annecim, acil bir şey yetiştiriyorum, sonra arayacağım. Ne oldu? Her şey yolunda mı?”
  • “Baban…” dedi annesi titrek sesiyle ve gerisini getiremedi.
  • “N’oldu babama anne?”
  • “Fenalaştı.”
  • …..

Acil durum planı kafasında anında belirdi ve oldukça soğukkanlı bir sesle yanıtladı annesini:

- “Doktorunu ve abimi arayıp, yola çıkıyorum. Abim sizi hastaneye getirir, ben de sizinle orada buluşacağım. Sen derin bir nefes al anne. Ve hazırlanın hemen. Arayacağım tekrar, telefonun açık ve elinde olsun.” dedi ve kapattı telefonu. Suratı ifadesizdi, tek bir mimik bile kıpırdamıyordu. Savaş alanını başarıyla yöneten bir general gibi dimdikti. Hiçbir şey hissetmedi, hissetmediğini de hissetmedi.

3 dakika içerisinde abisine, doktora ve hastaneye haber vermişti. Genel Müdür’ün asistanıyla da yoldan konuşup, programın üzerinden geçecekti. Laptop çantasını toplarken kendi asistanına talimatları vermeye başladı:

  • “İyi misiniz Serra Hanım?” diye sordu asistanı.
  • “Babam her zamanki ataklarından geçirmiş, panik olacak bir şey yok. Genel Müdür asistanıyla yoldan görüşeceğim. Yemek organizasyonun planını ve sunum gündemini bana email atar mısın? Ona da yoldan bakacağım. 1 saate dönmüş olurum.”
  • “SİZ iyi misiniz?” diye yineledi asistanı.

Serra soruyu duymadı bile, duyduysa da yanıtlamaya değer bulmadı. Bunca işin arasında nasıl hissettiğini sorgulayacak vakti yoktu…

*******

Sizin de ama büyük ama küçük, bir kriz anında aklınıza ilk gelen her şeyi halletmek ise ve her şeyi halledebilecek güçte olan kişinin sadece siz olduğunuza inanıyorsanız GÜÇLÜ OL ŞEMASI size de tanıdık demektir.

Transaksiyonel Analiz’de Sürücü ( İngilizcesi Driver) olarak geçen 5 tane şemadan bahsedilir. Önümüzdeki 5 hafta bu şemalardan bahsedeceğiz. İlk şemamız da GÜÇLÜ OL şeması.

Önce kısaca Şema nedir onu açıklayayım.

ŞEMALAR: Bir insanı ev gibi düşünelim; bir çok odası olan bir ev. Şemalarımız da, evimizin odaları ve o odadan hayatı gördüğümüz pencerelerimizdir.

Hayatımızı kolaylaştırmak için beynimiz o pencereden gördüğümüz şeyleri, öğrendiğimiz bilgileri hafızada dosyalar, klasörlere koyar. Biz de böylece o klasörlere kısayollar geliştiririz. Zamanla o kısayollar da inançlarımız ve otomatik tepkilerimiz haline gelir.

Tek bir odada yani şemanın etkisi altında kaldığımızda ise, bakış açımız ve görüşümüz sınırlı kalır, tek bir seçeneğimiz varmış gibi gelir.

Yukarıdaki hikayedeki kahramanımızın şeması ise GÜÇLÜ OL. Güçlü ol Şemasını yaşarken, içeride ne yaşarsak yaşayalım, dışarıya güçlü görünür, duygularımızı genelde bastırır, dolayısıyla da ifade edemeyiz.

İYİ HABER: Şemalar hayatımızı düzenlemek ve kolaylaştırmak için varlar. Kendi şemalarımızı yani içinde bulunduğumuz kafaları tanırsak, getirisinden çok götürüsü olduğunda fark eder ve önlem alabiliriz. Yani bu kafalar asla kurtulması gereken “tü kaka” kalıplar değiller. Nerede, ne zaman, ne kadar işimize yaradıklarını bilirsek bilinçli olarak seçtiğimizde gayet de işimize yarıyorlar.

Örneğin GÜÇLÜ OL şeması en çok kriz anlarında, zor durumlarda işe yarar.

KÖTÜ HABER: Her şeyde olduğu gibi şemaları da dengede tutmadığımızda, bize hizmet etmekten çıkıp, ayağımıza takılan engeller olarak çıkarlar karşımıza. Güçlü ol şemasındayken tek seçeneğimiz soğukkanlı ve metanetli olmak gibi gelir. GÜÇLÜ OL ŞEMASI:

  • İnsanı çok yorar. Kriz anlarında çözüm arayan size koşar. Her şeyi aynı anda halledebilirken iyidir de, gün gelip de o gücü kendimizde bulamadığımız bir anda “neden benden bir tane daha yok çevremde?” diye sorgulatır.
  • Alabileceğiniz desteği de görmenizi engeller: Tıpkı GÜÇLÜ OL’cuların yaptığı gibi daha siz söylemeden ailenizin, çalışma arkadaşlarınızın şıp diye gözünüzden anlamalarını ve aklınızı okumalarını bekleyebilirsiniz. Oysa çoğu zaman beklediğiniz olmaz. Çünkü herkes “nasıl olsa o halleder” der ve kimse size yardım teklif etmez.
  • Dertlerinizi anlatan değil, başkalarının dertlerini dinleyen taraf olursunuz.
  • İtinayla bastırdığınız duygularınız birden olur olmadık bir yerde karşınıza çıktığında şaşkına dönersiniz.

PEKİ NE YAPACAĞIZ?

❖ YARDIM İSTE! Yardım istemek son derece normaldir. Üstelik “yardıma ihtiyacım yok, her şeyi kendim yaparım” kafası sizi insanlardan uzaklaştırır. İnsanlar birbirlerine destek oldukça daha derin bağlantı kurarlar.

❖ Duygularını ifade et; göster. Kırılganlığını göstermekten çekinme. Sandığımızın aksine duygularımızı konuşabildikçe zayıflamayız, güçleniriz; karşımızdakiyle ilişkimiz de daha güçlenir.

❖ Kendi ihtiyaçlarını dile getir. Tabii önce “Şu anda neye ihtiyacım var?” sorusunu kendine sormalısın. Unutma, ihtiyacını karşılamaktan tabii ki sen sorumlusun. İhtiyacını net olarak tespit ettiğinde karşılamak için onlarca yöntem bulabildiğine şaşıracaksın.

Şemanız ne olursa olsun, diğer odalardan da bakmayı unutmayın, manzaranız hep geniş olsun :)

Güçlü Ol şeması size ne kadar tanıdık geldi? Yukarıdaki listeden bugün bir tanesini uygulayacak olsanız hangisini seçerdiniz? Bizimle de paylaşmayı unutmayın.

İyi haftasonları

Ayşe Yazgan

10 Mart 2017

--

--

Ayşe Yazgan
Lidersensin

Executive Coach I Trainer I Co-Founder of Lider Sensin! Coaching & Training