Kripto Paralar ve Değerlendirmek

Kripto paralar nedir, ne değildir, ne işe yarar?

Şerifhan Işıklı
lTunes Tribe
11 min readOct 4, 2019

--

Günümüzde global ekonominin hem mikro hem de makro düzeyde girdiği çıkmazlar sonucunda ülkelerden başlayarak şirketlere ve bireylere kadar inmiş ekonomik kaynak sıkıntısını aşmak için birtakım yollar deneniyor.

Ben bu anlatım tarzını ve videoları 4–5 aylık bir süreçte izledim ve bana çok faydalı oldu o yüzden herkese öneririm.

Bu yollara yenilikçi bir bakış açısı getirmeyi çok hızlı bir şekilde başaran Blockchain teknolojisi, kişilerin ‘madencilik’ ya da ‘musluk’ yapıları kullanarak kendi ihtiyaçlarını sıfırdan karşılayabilecekleri imkanlar sunarken; küçük, orta ve büyük ölçek ayrımı yapmaksızın her alandan şirkete ‘ICO ( initial coin offering)’ yaparak kaynak yaratma olanakları sunuyor. Bu güç, kimilerine göre mucize bir kurtuluşu getirirken kimilerine göre de devletlerin para basma gücünü ellerinden alıp otoritelerini zayıflatıp bankaların kredi verme yapılarını tıkayarak piyasaları daha büyük bir çöküntüye sürükleyebilir! Peki, gerçekte bu durum gerçekten böyle mi ? Bence ve kanımca bir çok ortak fikre göre işin gerçeği, iki görüşünde doğru olması! Ancak durum kaotik yada içinden çıkılmaz bir noktada değil. Bireyler bazında kabul görmüş ve şirketler düzeyinde kabul görmeye başlamış bir yapının belli bir doygunluğa ulaşınca devletler tarafında da kabul edileceğini düşünebiliriz. Bu süreç yavaş ilerleyen bir süreç olduğundan şimdilik kötü durum senaryoları ya da mutlak iyiye ulaşma ütopyalarını bir kenara bırakıp piyasanın yatayda ve dikeyde ilerleyişini izlememiz gerekiyor. Ancak kabul edelim benim araştırmalarıma göre 2009 ve 2012 yılları arasında blockchain ve kripto para dünyasına giren kişilerin %80 ‘ninden fazlası milyarder olarak bu süreçi bitirmeyi başardı. Evet, kripto paralar ( tabi ki de özellikle bitcoin) dünyamıza yeni milyarderler katmayı başardı. Üstelik bu milyarderler büyük girişimciler, prestijli üniversiteden mezun dahiler ya da çığır acan teknolojiler üreten kişiler değildi. Büyük çoğunluğu 20 yaş altındaydı ve inanmışlardı! Evet, Bitcoin’in internetin parası olduğuna inanmışlardı! Bu inançları sayesinde bilgisayarlarının kaynaklarını, harçlıklarından ayırdıkları birikimleri Bitcoin’e yatırıp musluk(Faucet) sitelerini bağımlılık derecesinde takip ederek binlerce Bitcoin’lik cüzdanlara sahip oldular. Bu insanları Bitcoin’e inandıran sebepleri bilme şansımız yok tabii, ama kültleşmiş bilim kurgu filmlerinin, bilgisayar oyunlarının ve fütüristik çizgi roman serilerinin etkisi olmadığını da söyleyemeyiz. Tüm bunlar bir yana, dünyada ardı ardına yaşanan global krizlerin insanları işsiz evsiz ve çaresiz bıraktığı karanlık bir dönemde Bitcoin gibi bir yapının karşılık bulup kaynak sıkıntısına çare oluşu göz ardı edilmemelidir.

Şimdi hep beraber bakalım, nedir bu kripto para dediğimiz olgu? Neyi Amaçlar? Ne vaat eder.

Kripto Paralar

2008 yılında, global krizin patlak vermesinden hemen önce, ABD ekonomisinin ve dünyanın en büyük finans kurumlarından biri olan Lehmen Brothers’in iflası dengeleri yerinden sarsmıştı. Üstelik bu, gölün durgun sularına atılan taşın çıkarttığı ilk dalgaydı.

Bu iflasın ardından önce yıkılmaz diye tabir edilen bankalar, ardından uluslu şirketler ve sonrasın da ülkeler ciddi bir ekonomik krizin avucuna düştü. İşinden olan binlerce kişi yeni bir iş bulamadığından kredilerini ve ipoteklerini ödeyemez hale gelerek aileleriyle birlikte dipsiz bir kuyunun içerisine düşüverdiler. Bizim ülkemizde de sert bir şekilde bu kriz hissedildi. Mortgage krizi de denilen bu süreç insanların bankalara karşı tavır almasına neden oldu. Bu resimde her ne kadar bankalar insanları ve şirketleri batışa sürüklemiş gibi görünse de aslında onlar da batmamak için mudilerini ve kredi dağıttıkları şirketleri dibe çekmeye başlamışlardı. Bu zorlu sürecin ilk aşaması olan Lehman Brothers’in iflasını izleyen süreçte ortaya çıkan ve daha önce de yazılarımda değindiğim ve kripto para ile ilgilenen insanların da bildiği gibi kimliği hala gizliliğini koruyan Satoshi Nakamoto takma adlı kişi veya grubun yayınladığı ‘Bitcoin: Eşten Eşe Elektronik Nakit Ödeme Sistemi’ başlıklı teknik çalışma, her ne kadar bir dizi matematiksel ve teknolojik uygulamayı bizlere sunsa da aslında makalede verilen temel mesaj gayet insani ve basitti: aracıların olmadığı bir ekonomi yapısı kurmak!

Bu makalenin yayımlanmasının ardından Bitcoin her ne kadar 3 Ocak 2009 tarihinde hayatımıza girse de ilk kez 22 Mayıs 2010 tarihinde, Laszlo takma isimli bir kullanıcı tarafından 2 adet pizza satın almak için ‘para’ amaçlı kullanılmıştır. Bu büyük anı onurlandırmak için hatta dünyada bir çok yerde 22 Mayıs tarihi Laszlo’nun Pizza Günü olarak kutlanmaktadır.

Kripto paraların değeri, diğer her türlü mal, ürün ve parada olduğu gibi talep ve arzın dengelendiği noktada oluşur. Bir kripto paranın değeri, coğrafi olarak uygunluğu, yaygınlığı kabul edilirliği, yatırımcının ona olan güveni, gerçek hayatta ödeme aracı olabilmesi ve pazarın o anki duyarlılığı ile doğrudan ilişkilidir. 2011 yılından beri kripto para derken Bitcoin’in yanı sıra altcoin adını verdiğimiz diğer kripto paralardan da bahsetmeye başladık. Günümüze gelene kadar sayısı 3000'e yaklaşan altcoinlerin birlikte kripto para piyasası oldukça büyümüş durumdadır.

Yukarıdaki grafik için : coinmarketcap.com/charts

Yukarıdaki grafikte 2016 yılından hızlı bir şekilde artmaya başlayan piyasa hacminin, 2017 yılı sonunda 820 milyar ABD doları seviyesine aştığını görebilirsiniz. Ancak sonrasında 2018 yılı ilk çeyreğinde düşüşe geçerek 300 milyar ABD doları seviyesine kadar gerilemiştir.

2013 yılından itibaren piyasaya bakacak olursak, 2017 yılına kadar Bitcoin egemenliğinde bir hacim görüyoruz. Ancak 2017 sonu ve 2018 ilk çeyreği aralığında piyasadaki Bitcoin egemenliğinin yüzde 45 seviyesinin de altına doğru gerileyerek egemenliğini altcoin’lere terk etiğini söyleyebiliriz. 2019 yılına gelindiğinde bir daha bitcoinin atağa geçtiğini söyleyebiliriz. Bu tespiti daha net anlayabilmek için hemen aşağıya bir grafik daha koyacağım.

Grafik için : coinmarketcap.com/charts ‘ en alttaki grafik’

Peki bitcoin neden bu dalgalanmaları yaşıyor, neden geriliyor? Neden altcoinlere yatırımcılar yönelmeye başlıyor? Bu yazı içerisinde bunları cevaplıcaz ama bu soruyu cevaplamak için ilk önce uzun suren araştırmalar sonunda edindiğim ve emin olduğum kripto paraların artıları ve eksileri adlı alt başlıkları incelememiz gerekiyor.

Kripto Paraların Artıları

Kripto para ağı merkezi değildir; herhangi bir aracı, yönetici, denetleyici yoktur, uçtan uça birbirine bağlı, gönüllü katılım sağlayan cüzdanlardan oluşur. Cüzdanlar, bir bilgisayarda kullanılabileceği gibi cep telefonu ya da tablet gibi mobil cihazlarda da kullanılabilir. Bağlı tüm bilgisayarlar(düğümler), açık kaynak kodlu aynı programı çalıştırırlar. Hepsi tüm işlemleri görür, hepsi tüm işlem geçmişini isterse tutabilir, istedikleri an diğer uçlardan işlem geçmişlerini alabilirler.

Dijital itibari paraların işlemlerinde, güvenilen bir aracıya ihtiyaç duyulurken kripto paralarda aracıya ve güvene ihtiyaç yoktur. Aracılık sisteminin maliyetleri yüksektir ve güvenlik açıklarına gebedir. Kripto paraların omurgasını oluşturan Blockchain teknolojisi güven katmanını üstlenir.

Kripto paralar borç değil, değer taşıyıcıdır. Banka hesaplarındaki paralar, bir tür borç senedidir. Bir hesap, bir bankanın müşterisine olan borcunu temsil eder. Kripto paralar bir borcu temsil etmez. Banka ve hükümetlerin, banka hesapları üzerindeki kontrol güçleri, kripto paralarda yoktur.

Devletler para arzıyla ve kısıtlamasıyla bankadaki paranın değerini etkileyecek mali kararlar alabilirler. Oysa kripto paraların arzı üzerinde banka ve devletlerin etkisi yoktur. Sisteme dışarıdan para arzı yapılamaz, dolayısıyla enflasyon oluşmaz. Para arzı, başarılı blok oluşturan madencilere verilen ödüller şeklindedir ya da madenciliği önceden yapılmış şekilde direkt olarak piyasaya arz edilebilirler.

İşlemler anonim olup takma adlarla yapılır. İşlemlerin gerçek kişilerle, kuruluşlarla, banka hesaplarıyla bağlantısı yoktur. İşlemler kripto para adresleri arasında gerçekleşir. Kripto para adresleri dijital rumuzlardır ve her tahsilat sonrası otomatik olarak değişirler. Böylece hesap adresleri üzerinden de takip yapılması mümkün olamaz. Ancak eski adresler silinemediklerinden, bu adreslere ödeme yollanması halinde tahsil ederek bakiyeyi cüzdanına eklerler.

İşlemler şeffaf, hızlı ve küreseldir. 2009 yılındaki ilk Bitcoin arzından bu yana, tüm işlemler, isteyen herkes tarafından görülebilir. Yapılan işlemler, neredeyse anında tüm dünyadaki kripto para ağına dağıtabilir, makul bir süre içerisinde de onaylanır.

İtibari fiziksel parada işlemlerin hafızası yoktur. Kripto para işlem hafızası ise küresel hesap defteri olan Blockchain veritabanlarında tutulur. Kripto para kullanacak birisinin o kripto paranın sahibi olup olmadığına daha önceki kayıtlarına bakılarak karar verilir.

İşlemler geri alınamaz. Hiçbir otorite, devlet, kişi, bilgisayar programcısı, hatta sistemi tasarlayanlar dahil, madencinin biri tarafından onaylanıp diğerlerince de kabul edilmiş ve Blockchain ağına yazılmış bir işlemi değiştiremez ya da geri alamaz. Kripto para kullanmak, cüzdan açmak, madencilik yapmak ya da kendi paranızı geliştirmek için bir otoriteden izin almanız gerekmez. Ayrıca hiç kimse ya da hiçbir kurum veya otorite, işlem yapılmasına engel olamaz. Sistem güvenlidir. Güvenlik matematiksel olarak güvenilirliği, ispatlanmış, kriptografik dijital imzalama metotları kullanılarak gerçekleştirilir. Kötü niyetli kişilerin veriler üzerinde manipülasyon yapması, gizli/açık anahtar şifreleme yöntemi kullanılması sebebiyle mümkün değildir.

Kripto Paraların Eksileri

Kripto paralar Blockchain teknolojisi sayesinde merkezi bir yapı sunmazlar. Bu durum gerekli hallerde işlemlere müdahale şansı tanımaz. Dolayısıyla yanlış meblağlar da veya hatalı adreslere yapılan ödemeler geri alınamaz.

Kripto paralar tamamen anonim yapıda çalışmaktadır. Kullanılan adresler ödeme aldığı an cüzdan tarafından otomatik olarak değiştirilerek kullanıcının anonim kalmasını sağlar. Bu da kimin kime ödeme yaptığının anlaşılamamasına neden olur ki ticarette böylesi bir duruma yer yoktur.

Kripto paralar madencilik ile arz edildiklerinden çok fazla donanım ve kaynak tüketimine neden olurlar. Bu kaynak tüketiminin temel nedeni kullanılan algoritmaların çözülmesindeki zorluk yapılarıdır. Kripto paralarla yapılan işlemler riskleri bakımından değerlendirildiğinde ticarette gerçek bir para olarak kullanılamamaktadır.

Kripto paralarla yapılan ticaretin vergilendirilmesi güç olduğundan bazı devletlerin gözünde kayıt dışı ekonomi olarak değerlendirilir. Regülasyonların ve yasal temellerin eksikliği kripto para piyasasının büyümesinde engel teşkil etmektedir.

Kripto paraların artı ve eksi yönlerine baktığımızda resmin sadece tek bir perspektifini anlayabiliriz. Oysa fiyat paraların ve bankacılık sisteminin de artılarıyla eksilerine bakmamız gerekiyor. Ancak bu şekilde resmin tamamına bakabilir ve yeni ekonomiyle yeni ticaretin ihtiyaçları doğrultusunda hibrit bir model ortaya konabilir.

İLK KRİPTO PARA BİTCOİN Mİ?

Bitcoin Maliyeti

Kripto paraların hayatımıza girmesinin ardından bir terimle daha tanışıldı: mikro ödemeler. Mikro ödemeler sayesinde günümüz fiyat paralarıyla ödeyemeyeceğimiz kadar küçük değerleri kripto paralar ile ödeyebiliyoruz. Bu tarz ödemeleri, mesela bahşiş, teşvik ya da bağış yaparken kullanabiliriz. Bir örnek vermek gerekirse internette bir makaleyi çok beğendiğinizde o makalenin yazarına bir sonraki makalelerinde şevk vermesi açısından karşınıza çıkan çok hoş bir fotoğraf için çeken kişiye minnetinizi küçük bir teşekkür ödemesiyle yapabiliriz. Mikro ödemelerin kullanım alanlarına çok daha farklı örneklemeler yapılabilir.

Bu tarz ödemeleri fiyat kurlarla yapamıyoruz, çünkü günümüz fiyat kurları 100 eşit parçadan oluşurlar. Bu parçaların her birine mesela Türk Lirası için kuruş adını veriyoruz. Bugün bir blog yazarına yazısını beğendiğinizi göstermek için Clap atarsınız :) :) . Neyse bu clap atma işini 2–3 kuruş para olarak düşünelim. Siz bu kuruşları göndermek için şu an göndermek istediğiniz para miktarından, ufak miktarlar özellikle, daha fazla gönderim ücreti ödemek zorunda kalırsınız. Bu durum tabii ki araçlar ve piyasa yapıcıların komisyon oranlarından hariçtir. Onları da devreye alırsak gönderim ücretiniz oldukça yükselecektir.

Kripto paralarda ise durum farklıdır. 1 kripto para , ortalama 100 milyon eşit parçadan oluşur ve güzel tarafı şudur ki; her bir parçasını tekil olarak harcayabilirsiniz. Bu noktada kripto para hakkında bilgili olan okurların aklına Bitcoin ve Litecoin gibi kripto paraların gönderim ücretleri gelebilir. Evet bazı durumlarda Bitcoin’in 100 milyonda 1'ini harcamak size çok maliyetli olabilir. Ancak, bunun için bir protokol oluşturursanız, bu protokole dahil olan madenciler gönderim sırasında işlem ücretinden muaf olarak onaylayabilirler. Hatta mikro ödeme gerektiren uygulamaları, işlem ücreti olmayan ağlardan birinde de yapabilirsiniz.

Burada önemli olan nokta, mikro ödeme mantığının doğuş anı. Tabii ki bu durum Blockchain ve kripto paralar teknolojisiyle doğmamıştır. Şunuda söylemem gerekiyor kripto para öncesi yapılan mikro ödeme çalışmaları bitcoin’e ilham veren konulardan biridir.

Kripto Paraları Değerlendirmek

2016 ile 2018 yılı arasında kripto para piyasasının fazla bir şekilde büyüdüğünü grafikte de göstermiştik. 2017 yılı için milyarderler yılı olduğunu da söyleyebiliriz. Buna canlı bir şekilde tanıklık etmiş birileri olarak :) Daha sonrasında bitcoin 2017 kasım ayında 20 bin USD dolarına ulaşmıştı. Sanki hiç bitmeyecekmiş gibi geliyor :)

Bu düşüş 6 ay boyunca devam etti. Fiyat, Bitcoin’in arz maliyet rakamına ulaşınca dondu ve boğa piyasası yerini ayı piyasasına bıraktı.

Boğa piyasası (bullish market), piyasanın yükseliş trendinde olduğu yani fiyatların gelecekte iyimser bir ortamda seyredeceği ve yatırımcıların alıma geçeceği dönemdir. … Ayı piyasasında ise durum boğa piyasasındakinin tam tersidir. Yani piyasa aşağı yönlü düşüş trendindedir ve piyasada kötümser bir hava hâkimdir. ( ALINTIDIR — QNB Finans)

Birçok ekonomist kripto paraların balon olduğunu savunmaya başladı. Verilen örnekler yatırımcıların unutmaya çalıştığı ‘.com balonu’ dönemi atıfta bulunuyorlardı.

Dot-com balonu 2000 yılının Mart ayında teknoloji firmalarını yer aldığı borsa endeksi olan NASDAQ’daki senetlerin büyük değer kaybı yaşamasıyla sönen ekonomik balon ( ALINTIDIR — Açılması beklenen site olan Vikipedi )

Tüm bunlar yaşanırken bir kesim vardı ki Bitcoin’in sert bir şekilde değer kaybetmesinden ve ayı piyasasına girmesinden hiç endişe duymuyordu. Bunun nedeni, paranın evrimine olan inançları ve kripto paraların değer sahibi olmasındaki etkenleri iyi bilmiyor olmalarıydı. Şimdi gelin sizlerle bu rahatlatıcı bilgiyi paylaşayım.

Kripto paraların değeri, diğer her türlü mal, ürün ve para kurunda olduğu gibi , talep ile arzın dengelediği noktada oluşur. Bir kripto paranın değeri, coğrafi olarak uygunluğu, yaygınlığı, kabul edilirliği, yatırımcının ona olan güveni, gerçek hayatta ödeme aracı olabilmesi ve pazarın o anki duyarlılığı ile doğrudan ilişkilidir. Ancak kabul edilemeyen bir gerçeklik de madenciliği olan kripto paraların arz maliyetidir.

Bitcoin, Litecoin, Ethereum ve Dogecoin gibi arzı madencilikle yapılan kripto paralarda madenciler donanım, elektrik ve internet harcamaları sonucunda harcama, ağdaki madenci sayısı artışıyla doğru orantılı şekilde büyür. Çünkü, madenci sayısı arttıkça ağın hashrate değeri yükselir.

Hashrate ise madencilik cihazları ile ilgili bir değerlendirme ölçüsüdür. Cihazların hashrate değeri, gücü konusunda ve cihazın madencilik hesaplamalarının hızına ilişkin ayrıntıları ver (ALINTIDIR. kriptom.com)

Bitcoin’in USD karşılığı değeri arttıkçai ağzı sulanan girişimciler hemen madenciliğe soyunduğundan ağdaki madenci sayısı artmaya devam eder ve ağın hashrate değeri daha da artar. Bu kısır döngü, madencilerin kazançlarının maliyetlerinden düşük hale geldiği doyma noktasına ulaşıncaya kadar devam eder. Doyma noktasına ulaşmaktaki temel kurguyu Blockchain ağının kendisi yaratır.

Ağdaki madenci sayısı arttıkça Blockchain ağının kurgusundaki adilane dağıtım yapısı, hemen blok çözümlemek için yapılan hesaplamalarda ihtiyaç duyulan zorluk derecesini arttırır. yani madenciler daha fazla sistem kaynağı harcamak zorunda kalır. Bu da madencilerin temel harcamalarının artması demektir. Sonrada youtube’a çıkıyorlar :) :) :) ..Madencilerin oluşturduğu bu değişken temel harcamalar, madenciliği yapılan kripto paranın piyasa değerindeki taban fiyatını oluşturur. Kripto paranın piyasa değeri, bu taban fiyata ulaşırsa madenciler kar edemez hale gelirler. Eğer arz maliyetinin altında bir fiyat oluşursa o zaman madenciler zarar edeceğinden madenciliği sonlandırırlar. Yani ağdan ayrılırlar.

Bu senaryo, kripto paranın sonu gibi gelebilir; sonuçta madenciler olmazsa hem yeni arz olmayacak hem de işlemler onaylanmayacağından para trafiği duracaktır. Yani ağ çökecektir. Ancak Blockchain ağı öyle adilane kurulmuştur ki ağdaki madenciler azaldıkça zorluk derecesi otomatik olarak düşmeye başlar. Zorluk derecesi düştükçe ağda kalan madenciler daha çabuk blok çözecek ve birim zamanda daha çok ödül coin kazanacaklardır. İşlemleri onaylayacak daha az madenci olacağından işlem onay ücretleri de madencileri doyuracak, hatta karlılığa geçirecek durumu gelir. Buna ek olarak zorluk derecesinin düşmesi, madencinin arz için harcaması gereken temel maliyeti de düşürür. Daha az işlemci gücü dolayısıyla daha az elektirik harcanmış olur. Gelir artarken gider de düşer ve karlılık maksimum değere çıkar. Bu noktada madencilik yeniden karlı bir iş olur ve ağ kendi kendini kurtarır.

Kripto paraların arz maliyetleri aynı zamanda piyasaya sürülebilecek en düşük fiyat olarak karşımıza çıkar. Bir örnek vermek gerekirse madencinin bir adet bloğu çözme maliyeti 50 bin USD olsun. Bir blok çözüldüğünde içerisindeki ödül miltadır. 2019 yılı için 12.5 dir. Madenci 1 adat BTC maliyetini hesaplarken 50.000 / 12.5 = 4.000 USD işlemini yapar ve basit usulde 1 BTC’nin maliyetini bulmuş olur. Kötü durum senaryosunda madenciler belli bir miktardaki BTC’yi 4.000 USD’nin altına inemez. Ancak bu durum hep böyle sürmez. Belli bir blok sayısına ulaşıldığında otomatik olarak blok başı ödül sayısı yarıya iner. Buna halving denir. Halving gerçekleştiğinde zorluk derecesi aynı kaldığından maliyet düşmez ancak ödül miktarı yarıya indiğinden 1 BTC’nin maliyeti otomatik olarak ikiye katlanır. Yukarıda verdiğim örnek de blok çözme maliyeti 50 bin USD olmaya devam ederken blok başı kazancı 6.25 BTC miktarına düşeceğinden, artık 1 BTC’yi 7200 USD harcayarak mal etmiş olacak. Bu da halving sonrası piyasadaki fiyatın ikiye katlanacağını gösterir.

Bu teknik bilgilere baktığımızda her halving sürecinde BTC değerinin ikiye katlanacağını söyleyebiliriz artık. Bu bilgileri doğru analiz edip BTC fiyatının öngörüsünü yapmak zor olmasa gerek :)

Takip ederek daha fazlasına ulaşabilirsiniz → https://medium.com/ltunes

Teşekkürler..

Ethereum & Solidity | Akıllı kontrat Yazma konusu makalesi bitmek üzeredir. Bu makale ile birlikte size orta seviye bir kontrat yazmayı öğreteceğim. En kapsamlı eğitimi planlıyorum. ( Tabii Türkçe kategorisinde :) )

--

--

Şerifhan Işıklı
lTunes Tribe

Senior Software Engineer @Dogus Teknoloji. (Fitness & cycling)