Otomotiv Sektörü ve Mobilite Trendleri

2019’un son çeyreğindeyiz, yeni yıla yaklaşırken önümüzdeki yıla ışık tutacak bazı trendleri derlemek istedim.

Ismail KIRTILLI
lTunes Tribe
9 min readOct 8, 2019

--

Son günlerde otomotiv denilince akıllara ekonomik darboğaz ve Volkswagen’in Manisa’da açmayı planladığı fabrika gele dursun, yeni yıla yaklaşırken dünyada önümüzdeki yıla ışık tutacak bazı trendleri dünya örneklerini de paylaşarak kısaca yazmak istedim.

Mobilite Hizmetler Platformu

Bundan 3–5 yıl önce aracın en değerli parçası denince akla motoru gelirdi, bugün ve gelecekte bunun yerini bağlanabilirlik, bağlantılı olma alacak. Bu da doğal olarak data-driven iş modellerinin bir rekabet unsuru olarak öne çıkmasını sağlıyor.

“The overall revenue pool from car data monetization at a global scale might add up to USD 450–750 billion by 2030.»

- McKinsey, Monetizing Car Data

Bugün dört büyük trend, entegre mobilite ekosistemlerine dönüşümü zorunlu kılıyor:

Paylaşım Ekonomisi:

  • Araç sahipliği ihtiyaçlarının değişmesiyle araç satışlarının düşme potansiyeli
  • Araç kullanıcılarının (sahiplerinin değil) «on-demand» mobilite ihtiyaçları

Bağlanabilirlik:

  • Kullanıcıların dijital yaşamlarının tamamında kesintisiz bir deneyim beklemesi
  • Araçların telefon, bilgisayar gibi “bir diğer cihaz” haline gelmesi
  • 5G veri toplama hızını ve miktarını olduğu kadar kullanılan teknolojilerin stabilitesini de olumlu yönde etkileyecek olması

E-Mobilite:

  • Araç üretimine giriş maliyetlerinin düşmesi
  • Artan rekabet, otomotiv geçmişi olmayan yeni oyuncuların gelişi
  • Servis sonrası hizmetler (SSH) gelirlerinin azalması

Otonom Sürüş:

  • Araçlarla etkileşimimiz ve kullanım yöntemlerimiz için yeni yöntemler sunması
  • İş geliştirme ve pazarlama için işbirlikleri ve sektörler arası birlikte çalışma ihtiyacı

Otomotiv sektöründe bugün nakit akışı çoğunlukla ürünün ilk satışında gerçekleşiyor, gelecekte nakit akışı hizmetler, uygulama-içi satışlar ve mobil hizmetler satışından gerçekleşecek.

Volkswagen bunu Avrupa’da “We” adını verdiği hizmetler ile veriyor. Diğer otomotiv üreticilerinin tamamının benzer çözümleri var: Mercedes mbrace, Porsche Connect, BMW ConnectedDrive gibi…

«The car is the ultimate mobile device»

– Jeff Williams, Senior Vice President of Operations, Apple

Bu alan o kadar değerli ki, varolan araç parklarının bile “retro-fitting” çözümlerle bağlantılı hale getirilmesi çözümlerinin popülerleşmesini sağlıyor. Türkiye’de Comodif, Turkcell Kopilot, Ottoo bu amaca hizmet etmek için kurulmuş ve teknoloji olarak obdii portuna dongle takılmasıyla çalışan çözümler …

Sadakat programı olarak davranış tasarımı

Yıkıcı dönüşümlerde iş modelleri için en zorlayıcı konulardan birisi insanların eski alışkanlıklarını değiştirerek yeni alışkanlar edinmelerini sağlamak. Bu noktada teknoloji ve davranış değişikliği birbirini etkileyerek döngüsel olarak ilerliyor. Bugün şehirli bir kişinin tek başına arabasıyla yola çıkması, trafikte saatlerce beklemesi, otopark araması vb. alışkanlıkları normal kabul ediliyor.

Mobilite hizmetlerinin değer teklifi ise “bu acı noktaları aslında kaderiniz değil, başka çözüm var” şeklinde…

Firmalar bu değişikliği sağlamak ve aynı zamanda sadakati temin etmek için ilk etapta daha cazip teklifler ve imkanlar sunmak zorundalar.

Türkiye’de moov by Garenta ya da zipcar gibi firmalar başlangıçta zararına dahi olsa insanları arabalarını kullanmamaya alıştırmak için çok cazip saatlik, dakikalık kiralama modelleri sunuyor, sitelerin otoparklarında mümkün olduğunca yaygınlaşmaya çalışıyor, MARTI gibi firmalar Bağdat caddesi gibi trafiğin ve park sorununun yüksek olduğu yerlerde mikro mobilite hizmeti veriyor.

Yüksek kişiselleştirme ve “segment-of-one”

İnsanoğlunun doğasında farklı olma, farklılaşma isteği var.

Sadece otomotiv sektörü değil tüm sektörlerde yıllardır pazarlamacılar, temel demografik veriler üzerine inşa edilmiş segmentasyon modellerini kullandılar. Oysa yaş, gelir, eğitim gibi basitleştirilmiş demografik veriler gerçek müşteri davranışlarını tahmin etmede çok yetersizler. Özellikle otomotiv sektöründeki müşteri kavramı zaten oldukça sorunlu çünkü araç sahiplerine araç satışı, servis kullanımı gibi alanlar dışında temas etme frekansı dijital kanallar var olduğu durumlarda bile sınırlı. Bugün şirketlerin, müşterilerinin ihtiyaç ve isteklerini anlamak için daha çok veriyi kaldıraç olarak kullanarak müşteri isteklerini tahmin eden yöntemler bulmaları gerekiyor. Nihai hedef müşteri için “segment-of-one”, ona özel olmalı….

“Segment-of-one”’a özel kişisel bir deneyim sunmak, veriden gelen içgörüleri kaldıraç olarak kullanıp eşsiz bir arayüz tasarımı ve müşteriyle ilgili içerik ile değer ve sadakat sağlayacak bir dijital ekosistem ile mümkün olur. (ilk başlıktan hatırladık mı? 😀)

Her geçen gün daha çok müşterinin kanallar arası pürüzsüz ve kişiselleştirilmiş deneyim arzuladığı bu dönemde, otomotiv firmaları için bunu yapmak bir zorunluluk. Bugün müşterilerin çoğu ya Gen Y yada teknoloji konusunda bilgili müşteriler ve bekledikleri müşteri deneyimi sağlanmadığında markayla bağlarını değiştirmeye gidecek kadar bu konuya önem veriyorlar.

Mercedes mbrace

Yeni teknolojilerle bu aracın görünümünden, aracın davranışlarına (yazılımsal) kadar özelleştirilebilir durumda, bu trend daha da devam edecek.

Diğer yandan, bağlanabilirlik sayesinde müşterisini daha iyi tanıyan araç üreticileri, müşterisine “segment-of-one” şeklinde davranabilecek, ona özel hizmetleri pazarlama ve satışta daha hedefli şekilde sunabilecek.

Bugün Mercedes mbrace, Porsche Connect, BMW ConnectedDrive ile bunu en iyi yapanlardan…

Blockchain

Blockchain internetin yıllar önce yaptığı gibi, dünyamızı değiştiriyor.

Özellikle çevresel endişeler sebebiyle tedarik zincirinin şeffaflığı her geçen gün daha da önem kazanıyor. Blockchain, tedarik zincirinin uçtan uca şeffaflığının artırılmasına, SSI (self sovereign identity) ile kişilerin verilerini kontrol altında tutmasına (GDPR-KVKK’nın ortadan kaldırmaya çalıştığı endişeleri düşünün), aracının ortadan kalkacağı C2C alışveriş yöntemlerine kadar pek çok alanda eşsiz faydalar sunuyor. Gelecekte, özellikle araç parçalarının çevreye zarar vermeden korunması/taşınması/bertaraf edilmesi ve araçlarda kullanılan elektriğin kaynağı gibi unsurlar şeffaflık beklentisiyle otomotiv sektöründe blockchain teknolojisi kullanımını artıracaktır.

Diğer yandan markalar arası ortak kullanılan sistemler için de blockchain bulunmaz bir nimet. Örneğin, Bosch, BMW ve Volkswagen Almanya’daki park yerlerini blockchain üzerinde tutmak için işbirliği yapıyor.

CarVertical, araç verilerini, geçmişini ve bilgilerini blockchain ağında tutarak değiştirilemezliğini ve güvenliğini sağlamayı hedefliyor.

Otomotiv sektöründeki öne çıkan diğer bazı blockchain projelerine bakarsak: Ford kobaltın etik kaynaklardan edinimi için IBM ile işbirliği yaparken, Volkswagen, TÜV ile birlikte araçların kilometrelerinin değiştirilmesini engellemek için çalışıyor, GM ve BMW bağlantılı araçlarının veri paylaşımı için uğraşıyor.

Otonom cihazlar (uçanlar, tekerlekli ve hatta yürüyenler)

Otonom “şeyler” her yerde.

Bu konuda en ilgi çekici olanlar Boston Dynamics’in robotları ama o kadar ileriye gitmeyelim. 😄

Depo vb. alanlarda otonom cihazlarla taşımacılık normal bir şey haline geldi..

“Last-mile delivery” gibi ihtiyaçlar için Amazon gibi firmaların drone gibi uçan ya da tekerlekli araçlara teslimat servislerini denediğini biliyoruz.

PINC gibi firmalar depo içi sayım, kontrol vb. ihtiyaçlar için depo içi otonom drone çözümleri sunuyor.

Uber otonom taksi konsepti

Otonom cihazların diğer boyutu da uçan arabalar… Uber de dahil pek çok şirket bunun için çalışıyor. Yakın gelecekte mobilite alanı hizmet kadar donanım olarak ta çeşitlenecek.”

Eski lTuner’lardan sevgili Berk Özel, Google’ın otonom araç projesinin liderliğini yapan Sebastian Thrun’un, “Uçan Arabalar”’la ilgili verdiği nano sertifikasını ilk alan kişilerden olmuştu. Bugün Tübitak’ın Teknogirişim Sermayesi Desteği programıyla tarım alanlarında otonom drone kullanımı için bir şirket kurdu, çalışıyor.

“Ulaşım sektöründeki tüm paydaşların, 3 boyutlu düşünmeye başlamaları gerekiyor.” — Berk Özel, Berkut Teknoloji

Volkswagen, BMW, Daimler, Bosch ve Continental kaynaklarını birleştirerek otonom araçlar için birlikte bir sistem kurmaya çalışıyor. ZF ve e.Go Mobile, Volkswagen MOIA’sına benzer e.GO Mover’ı çıkarttı, bu özellikle otonom kamu taşımacılığı çok güzel bir örnek olacak. Scania’nın da İsveç’te benzer bir proje için çalıştığını da biliyoruz.

Araç sahip olma modelinde değişim: abonelik modelleri

Netflix ve Spotify gibi, artık araçlara da abone olabilirsiniz…

Özellikle gençler (Gen Y) olmak üzere, insanlar artık büyük satın almalarla kendilerini bağlamak istemiyor. Aracın alım maliyeti, sigorta, vergi, saklama, koruma vb maliyetler “araç masraftır” şeklinde zihinlerde yer buluyor. Diğer yandan, tüketim alışkanlıkları da her şeyi görmek, deneyimlemek üzere … Farklı ihtiyaçlar için farklı kullanım yerlerine göre başka başka çözümler arıyoruz; şehirde sedan, kırsalda cross-segment, trafiğin yoğun olduğu şehir merkezinde küçük araçlar vb…

Durum böyle olunca, bu acı noktası satın alma modellerinin yerine daha esnek abonelik seçeneklerine yönelerek çözülüyor.

Amerika’daki FlexDrive ve Fair bu ihtiyaca yönelik çıkmış örnekler, Almanya’daki E-Flat ta abonelik ile araç kullanma imkanı veriyor, onu ayıran özellik sadece elektrikli araçlar ile hizmet veriyor olması. Bu hizmetler arasında Cluno, en geniş araba seçeneği ile ön plana çıkıyor.

Netflix ve Spotify’dan sonra Porsche’ye de abonelik le sahip olabilirsiniz

Diğer yandan araç üreticileri de boş durmuyor, bu alanda var olmaya çalışıyor. Porsche, Porsche Passport adını verdiği hizmetle aylık abonelik karşılığı Porsche’nın farklı amaçlar için kullanılan araçlarını kullanabilmenize imkan sağlıyor. Volvo’nun Care by Volvo’su de aynı mantıkla, en az 24 ay olmak üzere abonelikle satıyor.

Mikro mobilite

Otomobillerle her yere gitmeye çalışmak çok eski bir alışkanlık… Ve de hiç “cool” değil.

Özellikle first-mile, last-mile şeklinde adlandırılan ana arterlerden eve ya da ara sokaklara ulaşım için daha uygun araçların kullanım ihtiyacını ifade eden micro-mobilite çözümleri, scooter vb. küçük araçlar şeklinde Türkiye’de bile kiralanıyor. Bağdat Caddesi’nde MARTI her yerde… Sultanahmet’te, Kocaeli’nde Çayırova’da bile bazı yerlerde bisiklet kiralama servisleri artık var.

Bu konuda firmalara en aktif yatırım yapanlardan ikisi Uber ve Google.

Globalde en sağlam oyuncular Bird ve Lime. Örneğin, Lime’ın 18 ülkede hizmeti var, mobil uygulama ile desteklenen abonelik ve satın alma süreçleriyle scooter ve bisiklet kiralıyorlar.

Seat, “Eco-friendly urban mobility” sloganıyla SEAT eXS KickScooter isimli scooter’ını çıkarttı. Bunu Barselona’da kiralama hizmetiyle de veriyor.

Berlin merkezli scooter kiralama hizmetleri Wind Mobility ve Tier Mobility’ın yatırımcıları arasında Volkswagen’in de olduğu biliniyor.

BMW, X2City marka scooter’ı ile kiralama işinde Berlin’de çalışıyor.

Paylaşım ekonomisi

Paylaşmak güzeldir.

Uber’i Türkiye’de kısa süreli bir macerası olsa da dünya genelindeki popülerliğinden biliyoruz. Globaldeki rakipleri Car2Go, Lyft ya da Türkiye’deki gerel örneği bitaksi benzeri sistemler “on-demand” mobilite çözümü sunuyor.

Ancak bunun dışında “on-demand” paylaşım havuzu şeklinde çalışan sistemler de çok popüler, bunları bir nevi bizim dolmuşların akıllı olanları… Kullanıcıların mobil uygulama aracılığıyla kalkış ve iniş noktalarını belirleyebildiği otonom araçlar.

Volkswagen MOIA

Volkswagen’in bu konudaki çözümü MOIA Hannover ve Hamburg’ta yaklaşık 200 araçla deneniyor ve 2025’e kadar Avrupa ve Amerika’da 1 mişyon araca çıkması hedefleniyor.

Geçenlerde yine bir haberde, Volkswagen’in quantum algoritmaları üzerine uzman D-Wave firmasıyla paylaşımlı araçlara olan talebi tahminleme algoritması için çalıştıklarını ve insanların araç sahibi olmadan mobilite ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri bir mobilite arz-talep yönetimi için çalıştıklarını söylüyorlardı.

Rekabet sadece yerde değil. Uber, Air adını verdiği projesiyle paylaşımlı otonom hava araçları için çalışıyor.

Zaman algısının değişimi: şimdi, hemen şimdi…

Amazon Prime gibi hizmetlerin teslimat alışkanlıklarını değiştirmesi diğer sektörlerde olduğu gibi otomotiv sektöründe de araç teslim süreleri, parça, malzeme tedarik sürelerindeki tahammülü azaltıyor.

Bir satın almayı ay mertebesinde beklemek ne kadar kabul edilebilir, ya da bir parçanın hafta mertebesinde beklenmesi?

Bahsettiğim müşteri beklentilerinde ve zaman algısındaki tolere edilebilir eşiğin azalması (davranış tasarımında da bahsetmiştik) üretimden başlayarak lojistiğe kadar pek çok aşamada dönüştürücü şeyler gerektiriyor.

Üretimi bir yana bırakırsak lojistik ve taşıma için bu anlamda optimizasyon, otomasyon ve otomom çözümler uygulanması ihtiyacını getiriyor.

Alibaba’nın deposundaki otonom robotlar, Amazon Prime’ın last-mile drone teslimat denemeleri hep bu amaca yönelik yapılan çalışmalar…

XR, VR, MR, AR

Otomotiv sektörü “deneyim” kesilmesinin en fazla kullanıldığı alanlardan birisi… Kullanıcı deneyimini iyileştirici, değiştirici, artırıcı her türlü teknolojik unsurun bu anlamda sektörde yaygın bir ilgi ve kullanım alanı bulmasına şaşırmamak gerekiyor.

PWC’nin Global Digital IQ araştırmasına göre, “Augmented Reality” konusunda en çok yatırım yapan sektörlerin başında Otomotiv geliyor (2. sırada medya, 3.sırada perakende var)

Audi’nin yatırım yaptığı Holoride, araç içerisinde yolcuların yol deneyimini geliştirmek için ürettiği VR oyun gözlükleri için Ford ve Universal Pictures ile iş de birliği yapacak. Holoride’in teknolojisi, sanal gerçeklik ile aracın hareketlerini bir araya getirme temeline dayanıyor, böylece otonom araçlarla birlikte bir deneyim alanı haline gelecek olan araçlarda yolcunun yolculuk deneyimini geliştirmeyi hedefliyor. Aynı bağlamda Nissan’ın CES 2019’da sunduğu IV2 concepti aracın etrafında 360 derece sanal gerçeklik oluşturuyor.

Artırılmış gerçeklik için kullanım alanı bulan iyi örneklerden birisi Hyundai’nin dijital kullanım kılavuzu. Torpidolarda kullanılmadan eskiyen araç kullanım kılavuzlarındaki içeriği ihtiyaç halinde ilgi çekici şekilde kullandırmayı başarmış Hyundai.

Volkswagen MARTA adını verdiği servis destek sisteminde sanal gerçeklik kullanıyor. Ford da, Hololens’i üretim ve tasarım süreçlerinde kullanıyor.

Yine Ford’un VR test sürüşü çok genş bir kitlenin aracı deneyimlemesine imkan vererek maliyetleri azaltmaya yarayabiliyor.

Intel, Google, Magic Leap, ODG ve Solos gibi firmalar pek çok olgunlukta farklı akıllı gözlük çözümleri sunuyor. Bunlar arasında özellikle Intel’in çok doğal.

--

--