Şirketlerde Co-Creation: Birlikte Yaratma Yaklaşımı

Yalnızca müşteriyle geliştirme anlamına gelmeyen Co-creation şirketlere nasıl değer yaratıyor?

Yasemin Eren
make innovation work
3 min readNov 10, 2019

--

Photo by Randy Fath on Unsplash

Co-creation adı verilen “müşteriyle birlikte yaratmak” terimi 2000’li yıllardan beri kullanılıyor olsa da son 8–10 yıl içinde şirketler tarafından gerçek anlamda uygulanıyor.

Temelinde müşteriden geri bildirim alarak geliştirmeye odaklanan co-creation, en başta pazarlama faaliyetlerini geliştirmek amacıyla kullanılmış olsa da son yıllarda ürün inovasyonu amacıyla kullanılan bir yöntem haline geldi. İnovasyon dönüşümünü odağına alan kurumlarda müşteriyi dinlemek gün geçtikçe daha da önemli hale geldikçe, co-creation da açık inovasyon için şirketlerin için kullandığı kilit araçlardan biri durumunda.

Peki Co-Creation Nedir?

Co-creation, şirketlerin yeni bir değer yaratmak amacıyla, yeni fikirler üretme ve bu fikirleri geliştirme sürecine şirket dışından kişileri dahil etmesi anlamına geliyor.

Çoğu zaman müşteri problemlerini öğrenmek veya yeni fikirlere ulaşmak amacıyla müşterilerle bir araya gelen şirketler sonraki fikir geliştirme ve test sürecini kapalı kapılar ardında yürütüyor. Fikir geliştirme, rafine etme ve prototipleme adımlarından oluşan co-creation yaklaşımı ise, yeni bir çözümü veya deneyim yaratma sürecinin tamamını dış paydaşlarla birlikte yürütülmesini amaçlıyor.

Co-creation denildiğinde çoğunlukla şirketin müşterileriyle birlikte geliştirme yapması akla geliyor, ki bu çok doğru. Ancak co-creation yalnızca ürünü satın alan aktif müşterileri değil aynı zamanda aşağıdaki paydaşları da içerebilir:

  • Gelecekteki muhtemel müşteriler (henüz şirketin müşterisi veya meraklısı olmayan kişiler)
  • Tedarikçiler
  • Doğrudan veya dolaylı rakipler
  • Sektörü etkileyen kişiler (influencer)

Yani aslında şirketlerin yalnızca “aktif müşterileriyle” değil, değer zincirinde yer alan diğer paydaşlarıyla ve hatta rekabet ettikleri diğer şirketlerle birlikte yeni bir ürün/hizmet yaratması mümkün diyebiliriz.

Co-creation müşterilere sunulan ürün/hizmetlerin onlara daha iyi hizmet edecek şekilde tasarlanmasına yardımcı olsa da yararları bunlarla sınırlı kalmıyor. Şirket içi süreçlerdeki problemleri çözme, yeni pazarlar keşfetme ve bu pazarlarda büyüme ve şirketlerin birlikte çalışması durumunda, sektörler arası bilgisi ve ihtiyaçların paylaşılmasına imkan veriyor.

Co-creation alanında odaklı çalıştaylar yürüten ve farklı uygulamalarıyla bilinen şirketlerden birkaçı ise şu şekilde:

Ikea Co-creation Lab

IKEA

İsveç merkezli Ikea, kurmuş olduğu Ikea Co-Creation Lab adlı merkezinde belirlediği temalar odağında farklı gruplarla düzenli çalışmalar düzenliyor. Bunlardan biri de Avustralyalı öğrencilerle “Öğrenci olarak büyük şehir yaşamındaki zorluklar” konu başlıklı çalışma. Bu alanda çözümler geliştirilmesi, yenilikçi ürünler tasarlanması amacıyla Sydney Teknoloji Üniversitesi öğrencileriyle birlikte 3 günlük bir çalıştay yürüttü.

Fujitsu

Fujitsu ise kurmuş olduğu iç ekipler vasıtasıyla diğer şirketlerle birlikte yeni ürünler geliştirebilmek için Fujitsu Co-Creation Program adı altında çalışmalar yürütüyor. Bu süreçte birlikte çalıştığı şirketlerin insan odaklı yenilikçi ürün ve hizmetler geliştirilmesine destek verirken teknoloji yetkinliğini de kullanarak teknik geliştirme sürecinin tamamında da aktif rol alıyor.

Dış paydaşlarla co-creation yaklaşımı uygulayan Ikea ile bunu şirketler arası yapan Fujitsu’nun yanı sıra Lego, Heineken, P&G, DHL gibi şirketler ise müşteriyle co-creation yapan şirketlerden yalnızca birkaçı.

2009 yılında Capital dergisinde yayınlanan “İmeceyle inovasyon” adlı makalede de bu yöntemi aktif olarak kullanan şirketler belirtilmiş. Verilen örneklere bakıldığında o yıllarda teknoloji odaklı veya doğrudan tüketiciye dokunan sektörlerdeki şirketlerin bu alanda daha aktif olduğunu görsek de, günümüzde durumun farklılaştığını söyleyebiliriz. Finanstan enerjiye, ilaçtan üretim sektörüne kadar, yalnızca B2C değil, B2B iş modeliyle çalışan şirketler birçok Türk şirketin de bu listeye dahil olduğunu söylemek mümkün.

Şirketlerin dışarıya açılmasının çok da kolay olmadığını düşünürsek co-creation yaklaşımıyla hareket eden veya bunun için çaba sarf eden şirketler bu oyuna bir adım önce başlıyor. Ancak şirketlerin öncelikle birlikte yaratma sürecinden alınacak çıktı ve verimi maksimize etmeye odaklanması gerekiyor. Bunun için de şirketlerin hedefleri ve beklentileriyle ilgili dış paydaş ve müşterilerine karşı şeffaf ve dürüst olması ve kazan-kazan ilişkisi yaratacak co-creation süreçleri tasarlaması önem taşıyor.

--

--