Bu gün gelecek için ne yaptınız?

Ceren Önen
make innovation work
4 min readJun 5, 2018

Her günümüz yoğun bir tempo ile geçiyor. Zamanın daha hızlı aktığı bir çağda mı yaşıyoruz, yoksa bize mi öyle geliyor bilmiyorum ama benim içinde bulunduğum iş çevresinde yoğunluk, işlere yetişememek, kendimize ve ailemize vakit ayırmakta zorlanmak temel dertlerin başında geliyor.

Kuşkusuz bunun birçok nedeni olabilir. Benim gözlemlediğim en temel sebeplerden birkaçını sıralamak gelirse; aynı anda birçok işi yürütmeye çalışmak, çevresel dikkat dağıtıcı faktörlerin artışı ve odaklanma zorluğu, planlamak ama planladığını yap(a)mamak, kendimiz yerine başkalarının önceliklerine önem vermek ve en önemlisi de durup da “ben ne yapıyorum arkadaş?” diye düşünmemek.

Bunun kolay bir çözümü olduğunu da söylemek pek mümkün değil. Biz bazı şeyleri yapmaktan vazgeçmediğimiz ve değiştirmeye istekli olmadımız sürece esasında hayatımıza olduğu gibi tam gaz devam ediyoruz, sonra aynı şikayetler doğal olarak devam ediyor. Bazen şişiyor şişiyor patlıyoruz, bazen de “Eh iş hayatı böyle zaten…” diyerek bu deveyi gütmeye devam ediyoruz.

Kişiler perspektifinden şirketler perspektifine geldiğimizde ise benzer bir durumu ufak tefek farklılıklarla gözlemlemek mümkün. Şirketler düzenli olarak rekabeti gözden geçiriyorlar, karlılık ve gelir büyük bir öncelik, kendilerini düzenli olarak değerlendirip bir sonraki döneme ilişkin faaliyetleri planlıyorlar. Ancak buna rağmen kuru yoğunluk, karlılığın düşmesi, artık sürekli hale gelmiş olan tasarruf tedbirleri, giderek düşen marjlari dijital dönüşümün gerekliliği ve zorluğu, işlerin bir türlü yetişmemesi, kaynak olmaması… say say say da bitmez.

Eh; şirketleri — hala — insanlar yönettiğine göre çok da şaşılacak bir durum değil diyebiliriz. :) Yapay zeka bir gün şirketleri de yönetecek duruma gelirse hepimiz muradımıza ereriz :)

Kısa vadeli getirilerin ön planda olduğu günümüz ekonomik koşullarında şirketler de biraz kendi kapanlarına kısılıp kalıyorlar. Geleceğe bakmak her zaman gündemde, inovasyon/ yenilik ihtiyacı her daim var ancak bunları hayata geçirmek için ne sabır, ne kaynak ne de güç var. Tabii ki bu konularda oldukça fazla kaynak haryacan şirketlerimiz hiç yok değil, ama onları diğerlerinden farklı kılan iki nokta mevcut; ya değişimin ve değişimin getirdiği etkileri yaşamaya başlamış, ya da günümüzün işlerini en verimli şekilde yapmaya çalışırken aynı zamanda gelecek için de yatırım yapan şirketler bu kategoriye giriyorlar.

Eğer ikinci kategorideyseniz ne mutlu sizlere. Ancak birinci kategoride ya da daha kötüsü her iki kategoride de değilseniz oldukça sıkıntılı zamanlar bizleri bekliyor demek mümkün.

Dijital dönüşüm ile kendine kimlik bulmuş olan tüm sektörlerin etkilendiği ve dalga dalga etkisi altına girdiği mükemmel fırtına; farkında olmayanlar için büyük bir tehlike iken, farkında olanlar için ise bir taraftan büyük fırsatlar ancak zorlu bir yol barındırıyor. Bu konuda yatırım yapmakta geç kalanlar için de zorlu zamanlar söz konusu.

Bu nedenle en az bu günümüz kadar geleceğimizi de düşünmemiz gerektiğini düşünüyorum. Şirketler günümüzün işlerini iyi bir şekilde yapmaya çalışırken gelecek ile ilgili stratejilerini sürekli gündemde tutmalı ve bununla ilgili denemeleri gerçekleştirmeli. Bununla ilgili birkaç adımı düzenli bir şekilde gerçekleştirmek bu dönemi minimum kayıpla ve hatta kazançlarla atlatmak adına önemli.

  1. Şirketler yıl sonu karlılığının yanı sıra önümüzdeki beş ve on yıl için “değer tekliflerini” düzenli olarak değerlendirmeli. Gelecekteki şirket tanımı için adımları şimdiden atmalılar. Bu güne kadar sermaye gücünün ön plana çıktığı piyasaların dengelerinin yeni nesil girişimlerin getirdiği soluk ile değiştiğini görüyoruz. Sermayeye ulaşmak geçmişte hiç olmadığı kadar kolay. bu nedenle artık parası olanın değil, fikrini en hızlı şekilde müşteri beklentilerine uygun olarak hayata geçirenin başarılı olarak tanımlandığı bir dünyadan bahsediyoruz. Eğer değer teklifi yerine rakiplerin hamlelerine cevap vermeye devam edersek bizi gelecekte tarif edecek hizmet ve tekliflere odaklanmamız mümkün olmayacak
  2. Dönüşüm odağımızın günümüzü yakalamak değil, kendimiz için tarif ettiğimiz değer teklifimizi destekleyecek modelde gerçekleşmesini sağlamamız gerekiyor. Ancak bu şekilde bir “takipçi” olmaktan kurtulabilir ve değer teklifimiz ile müşterilerimiz karşısında farklılaşabiliriz. Şirketlerdeki en büyük ikilemlerden bir tanesi de “bunu başka kim yapıyor” sorusunu sormaları oluyor. Tabii ki sektörümüzde ve çevremizdeki “en iyi” uygulamaları değerlendirmemiz, öğrenimlerden ders almamız kritik. Diğer taraftan da başkaları ne yapmıyor, ben ne yapabilirim sorularını da kendimize sormalıyız. Benim gelecek değer teklifim için çalışan profilim ne olmalı, hangi faaliyetleri önceliklendirmeliyim, nelerden vazgeçmeliyim soruları bu soruların sadece birkaç tanesi.
  3. Gelecekteki ben için bu günden hangi adımları atmalıyım? sorusunun cevaplanması daha bu günden gelecek için yatırım yapmamızı sağlayacak adımların arasında yer alıyor. Eğer altmışbeş yaşından sonra emeklilik için para biriktirmeye başlarsak pek de büyük bir birikim elde edemeyeceğimiz aşikar. Benzer durum şirketler için de geçerli. “Gelecekte en inovatif şirket olacağız…” da, “bu gün inovasyon için ne yapmalıyız / ne yaptık?” sorusunu cevaplayabilmemiz önemli.
  4. Son olarak, şirketin içinden geçeceği her yağmur ve fırtınada gelecek için atmamız gereken adımları feda etmememiz gerekiyor. Maliyetlerin en aza indirgenmesi, kârlılığın korunması gibi hedeflerle ilk düşüncemiz “maliyet unsuru” olan ve henüz gelir yaratmayan geleceğe yatırım konularını elimizin kenarı ile durduruyorsak o geleceğin de gelmesini beklememiz çok anlamlı olmayacaktır. Eğer yıllar sonra bir ormanımız olmasını istiyorsak ağaç dikmeyi erteleyemeyiz.

Kendimiz için olduğu kadar şirketler için de orta ve uzun vadeli geleceğe ilişkin adımları bu günden atmamız gerekiyor. Bunun da ilk adımı gelecek ile ilgili “ben”i tanımlamak ve bu günden bu “ben” için yapmamız gerekenleri hayata geçirmeye başlamak. Eğer bunu yapamazsak ya yapmış olanları takip edeceğiz ve onların arkasında yürüyeceğiz, ya da gittikçe daha da geride kalacak ve yarış dışına itileceğiz.

Sahi, siz bu gün gelecek için ne yapmıştınız?

--

--