Girişimciler için Mutfağı Hazırlamak

Ceren Önen
make innovation work
4 min readMar 26, 2018

Son dönemde kurumlarda yeni nesil girişimciler ile işbirliğine yönelik çalışmaların artan bir ivme ile yol aldığını gözlemliyoruz. Girişimlere yönelik yapılan etkinliklerde kurumlar artık daha etkin rol alıyor, sponsorluk ve ödüllerin yanı sıra üretim aracı, donanım ve yazılım desteği, uzmanlık aktarımı gibi kaynakları da girişimcilerin kullanımına açmaya başladılar.

Fotoğraf: Todd Quackenbush , Unsplash

Girişimlere kurum ilgisinin en büyük göstergelerinden bir tanesi de kurumların girişimlere yatırım yapmak üzere kurduğu kurum girişim sermayesi (CVC- corporate venture capital) oluşumları. Son yıllarda şirketler bünyesinde kurulan CVC sayısında düzenli bir artış gözlemleniyor (bkz. Şekil 1: Kurumlarda Girişim Sermayesi Çizelgesi) . Yeni regülasyonlar ile birlikte girişimlere aktarılan fonların devlet eliyle güçlenmesi de sağlanıyor.

Şekil 1: Kurumlarda Girişim Sermayesi Çizelgesi — Kaynak: startups.watch

Dışarıdan bakıldığında oldukça heyecan verici olan bu durum, girişimlerin kurumlar ile ortak değer üretmesi aşamasına gelindiğinde bir anda çıkmaz sokakların karşımıza çıkmasına engel olamıyor. Geleneksel tedarik, iş ortaklığı yönetimi, doğrudan yatırım ya da satınalma aşamalarına gelindiğinde, kurumların ve girişimcilerin iş yapış modellerindeki farklılıklardan kaynaklı pürüzler, ilerlemeyi durduran, bazen de olası fırsatların değere dönüştürülemeden sonuçlandığı durumlar ortaya çıkabiliyor.

Bunu da bir öğrenme süreci olarak değerlendirmek mümkün tabii. Ancak hatalardan ders almak ve başkalarının hatalarını gözlemleyerek bu durumları da engellemek boynumuzun borcu olduğuna göre, acaba bu hale gelmeden önce neler yapılabilir, bunları sizlerle paylaşmak istedik. Sadece kurumların değil, girişimcilerin de yapması gereken şeyler çok tabii ki. Ancak bu yazımızda daha çok kurumlar tarafından yapılması gerekenlere odaklanacağız, arada girişimcilere göz kırpacağız.

Perde 1: İletişim, iletişim, iletişim….

Kurumlar kendi içinde kararlı, dengeleri olan, her ne kadar “beğenmediğimiz” silolar barındırsalar da günlük işlerini en verimli şekilde yapan devasa yapılar halinde çalışırlar. Bir girişimin kurum ile işbirliği, entegrasyonun derinliğine bağlı olarak basit bir satınalma sürecinden sonra başlayabilir, ya da bilgi sistemleri, hukuk, satınalma, kanal yönetimi, pazarlama gibi unsurların hepsinin devreye girmesini gerektiren durumlar söz konusu olabilir.

Bu gibi durumlarda iletişim kritik unsurların başında gelir. Kurum içindeki iletişim ajandasında, girişimler ile işbirliğinin amaçları, beklenen fayda, ilgili birimlerden beklenenler açık bir şekilde ifade edilmeli, entegrasyon boyunca mümkünse bu konuda destek verebilecek — tercihen gönüllü ve bu konuda hevesli — değişim ajanları kullanılmalıdır.

Perde 2: Süreç optimizasyonu ve altyapı hazırlığı

Girişimlerin kaynakları (insan, zaman, para … ) oldukça kısıtlıdır. Bu nedenle çok hızlı ilerleme ve sonuç alma odaklıdırlar. Entegrasyonun uzaması her iki tarafın heyecanını, daha da önemlisi kaynakları hızla tüketen bir noktaya gelebilir. Bu aşamaya gelmeden önce şirket politika ve süreçleri ile ilgili potansiyel engeller önceden tespit edilerek olası zaman kayıplarının önüne geçilebilir.

Satınalma, hukuk, insan kaynakları, idari işler gibi destek süreçler, kurumların günlük işleri için hayati kontrolleri ve koruma mekanizamalarını kendi içinde barındırır. Bir satınalma için en az üç teklif alınması, sözleşme aşamasında belirli tutarlarda teminat istenmesi ve risk paylaşım şartları, kullanılacak insan kaynağında belirli kriterlerin şart koşulması gibi standartlar günlük işler için vazgeçilemez ve uzun zaman önce üzerinde “tecrübe ile” mutabakat sağlanmış konulardır.

Yeni nesil girişimler ile işbirliği yaparken bu kriterlerin girişimci ile yapıalcak işbirliğinin niteliği de dikkate alınarak yeniden yapılandırılması ihtiyacı olabilir. Özellikle insan kaynaklarını da şirket içine dahil edecek şekilde yapılacak startup yatırım ve şirket satınalmaları (acquihiring) bu gibi süreçlerden doğrudan etkilenir. Satınalma süreçlerinin çabuklaştırılması, risk noktalarının yeniden değerlendirilmesi, teminat ihtiyaçlarının azaltılması alınabilecek önlemlerden bazıları olabilir.

Son zamanlarda girişimlerin ağırlıklı teknoloji odaklı olması, teknolojik yetkinliklerin ön plana çıkması, kurumdaki bilgi sistemleri altyapısının da bu konuda hazır olması gerekliliğini ön şart koşuyor. Teknoloji tabanlı girişimler ağırlıklı bulut tabanlı Platform as a Service (PaaS) ve Software as a Service (SaaS) modelleri ile çalışıyor. Bu çerçevede açık mimarili bilgi teknoloji altyapısının hazırlanması önem kazanıyor.

Perde 3: Performans kriterlerinin yeniden tanımlanması

Bu güne kadar satış adedi, gelir ve en önemlisi kârlılık ile ölçümlenmiş olan kurumsal performansımız içinde bir anda bambaşka kriterler ile değerlendirilen bir girişimi dahil ediyoruz. Eğer şirketimizi değerlendirdiğimiz performans kriterleri ile girişimi değerlendirmeye başlarsak kısa zamanda oyun dışında bırakacağımız ya da ellerimizle kapatacağımız kesin.

Performans kriterlerinin ne olması gerektiği ve nasıl ölçümlenmesi gerektiğine ilişkin üst yönetim ve iş birimi sahipleri ile mutabakatı önceden sağlamamız şart. Daha işbirliğini ilk aşamalarında doğru konumlandırılacak olan bu kriterler ileride girşim ile entegrasyonun tam olarak sağlandığı aşamada kurum-girişim arasındaki dengeyi koruyacak, aynı zamanda da girişimci ruhu yaşatmaya devam edecek bir enerji kaynağı oalcaktır.

Son perde: Kurumun girişimci ruha kavuşması mı, girişimin kurumsallaşması mı?

Girişim bir şirket tipi değil, bir şirketin geçirdiği evre esasında. Tüm girişimler sürdürülebilir büyümeyi ve karlılığı sağladıkları noktaya eriştikten sonra daha verimli çalışmak için kurumsallaşma aşamalarından geçerler. Önemli olan bu kurumsallaşma aşamasında “girişimci ruh”u kaybetmeden operasyonların sürekliliğinin sağlanmasıdır.

Üzün üzüme baka baka kararır diye çok güzel bir atasözümüz var :) En çok zaman geçirdiğimiz kişilere benzeriz. Bu nedenle de girişimci ruhu kazanmak ya da kaybetmemek için bunu yeşertecek, destekleyecek ve yaygınlaştıracak ortamlara, insanlara ihtiyacımız var. Kurum içinde bu ortamların oluşturulabilmesi, yetenekli insanların kuruma kazandırılabilmesi için İnsan Kaynakları ve Yetenek Yönetimi ekiplerinin üzerine oldukça fazla iş düşüyor.

Dünyanın en iyi malzemlerine de, en iyi reçetelerine de sahip olsanız, bu malzemeleri bir araya getirip işleyecek ortamı sağlamadıktan sonra istediğiniz sonuçları elde etmeniz mümkün değil. Girişimciler ile kurumlar arasında verimli ve sürdürülebilir işbirlikleri yaratmak için sadece iş fırsatı ya da ürünün güzel olması yeterli olmuyor. Bu girdiyi işleyecek ve sunacak ortamın doğru bir şekilde oluşturulması öncelik teşkil ediyor. Başarıya giden yolu hızla aşmamız sadece en hızlı arabaya binmeyi değil, o arabayı süreceğimiz yoldaki taşları döşememizi de gerektiriyor.

--

--