Slack CEO’sundan Çalışanlarına Önemli Notlar

Yasemin Eren
make innovation work
3 min readJul 21, 2019

Geçtiğimiz günlerde Slack CEO’su Stewart Butterfield’in 2013 yılında uygulama lansmanından 2 hafta önce tüm çalışanlarına göndermiş olduğu maili okudum. “We Don’t Sell Saddles Here” başlıklı yazısında yazanlar yalnızca girişimciler için değil, herhangi bir kurumda çalışanların benimsemesi gereken çok değerli içgörüler içerdiğini düşünüyorum.

Kısaca şirket içi iletişimi kolaylaştıran bulut tabanlı bir chat uygulaması olarak tanımlanabilecek, Slack’i birçoğunuz biliyor ve belki çalışma arkadaşlarınızla sıklıkla kullanıyorsunuzdur. O zaman filmi hızlıca geri sarıp 2013 yılına ve Slack’in beta lansmanının 2 hafta öncesine dönelim.. Lansmandan önce şirket kurucusunun çalışanlarına kısa bir yazı gönderiyor. Yazı, ekibin motivasyonunu artıracak nitelik taşımasının yanı sıra, müşterilerine değer yaratmaya çalışan herhangi biri (girişimci, kurumsal çalışan vs.) için birkaç değerli konuya da dikkat çekiyor:

İnsanların istediği şeyi inşa edin!

İster bir girişimci, ister kurumsal bir şirkette çalışan olun muhteşem bir ürün/hizmet sunduğunuzu düşünüyorsanız, bunun gerçekten insanların “istediği veya ihtiyaç duyduğu” bir çözüm olduğundan emin olmalısınız.

Slack ekibine gönderilen yazıda şöyle deniyor;

İnsanlar ne istediklerini bildiklerini düşünür. Bizim yapmanız gereken yalnızca insanların hayatını kolaylaştıracak bir çözüm sunmak değil, insanların istediğini sandığı şeyi anlamak ve Slack’in sunduğu değer önerisini onların anlayabileceği, onların doğrularına, koşullarına göre uyarlamak.

Yeni bir ürün/hizmeti piyasaya sürdüğünüzü düşünün. İnsanların değer yaratan bir çözüm de sunuyor olsanız çözümünüzü kimse bilmiyor. Birlikte çalıştığım birçok girişimci veya kurumsal girişimcinin yeni bir işe başlarken tam bu noktada en kritik aktivitesini “pazarlama” olarak tanımladığını çok sık görüyorum. “Lansman yaptıktan sonra tek yapmamız gereken iyi bir pazarlama” dense de geliştireceğiniz akılda kalıcı sloganlar veya yaratıcı pazarlama aktiviteleri arka planda baştan sona iyi bir müşteri deneyimi ile desteklenmediği takdirde işe yaramayacaktır.

Müşterilerinizin Neye Dönüşmesini İstiyorsunuz?

Sunduğunuz yeni bir ürünü insanların kullanması için belli bir para ödemesi, belki eski alışkanlıklarını terk etmesi ve hatta yeni ürünü öğrenmesi gerektiği düşünüldüğünde aslında onlardan çok şey istiyoruz diyebiliriz.

Buna rağmen ürününüzü satın almaları için;

  • Sunduğunuz değer müşterileri harcadığı bu efora değecek büyüklükte olmalı
  • Bu değer teklifini sunarken harika iş çıkarmalısınız

Bunu başarabilmek için “Müşterilerimin neye dönüşmesini/nasıl olmasını istiyorum?” diye düşünmek gerektiği belirtiliyor. Örneğin Slack kurucusu yazısında, müşterilerin çalışma ortamında daha verimli, daha stressiz insanlara dönüşmesini istediğini belirtiyor.

Ürünü Değil İnovasyonu Satın!

İnsanlara gerçekte ne satıyorsunuz?

Geliştirdiğiniz çözüm kansere çare bulacak bir ilaç veya sürücüsüz araçlar gibi göz alıcı olmayabilir, ancak insanların iş yapış şekillerini değiştiriyor ve bu şekilde hayatlarını ölçülebilir düzeyde kolaylaştırıyorsa müşterilerinize “gerçekte” sunduğunuz değeri yeniden düşünmeniz gerekebilir.

“İnovasyonu gerçekten ölçebilmenin en doğru (ve belki de tek) yolu insan davranışındaki değişimdir”

Örneğin Slack, kendini bir “grup chat” uygulaması veya bir yazılım ürünü olarak tanımlamıyor. Slack, şirket içinde iletişim maliyetini düşürüyor, bilgi akışındaki eforu ortadan kaldırıyor, çalışanlar arası mail trafiğini azaltıyor ve bu şekilde verimliliği artırdığını iddia ediyor. Bu nedenle “Biz organizasyonel değişimi satıyoruz” diye belirtiyor. Geliştirdikleri yazılım ürünü ise bu değişime sağlayan bir araç görevi görüyor.

İnsanlara sunduğunuz değeri, sattığınız ürünün veya hizmetin ötesinde konumlandırmalısınız. Çözümünüz insanların hayatlarında, davranışlarında neyi değiştirdiğini geniş bir yelpazeden değerlendirerek arka plandaki inovasyonun değer teklifini ve vizyonu vurgulamak önem taşıyor.

Stewart Butterfield, yazıda tüm bunları nasıl yapılacağını da çok basit bir şekilde açıklıyor: Empati

Kendinizi müşterilerinizin yerine koyun, onların ruh haline bürünmeye onların hissettiklerini hissetmeye çalışın. Geliştirdiğiniz çözüme (ürün/hizmete), yatırım yapmak veya para harcamak istemediğiniz ve aslında pek de ilgilenmediğiniz sıradan başka bir yazılım çözümüymüş gibi bakmak gerekiyor. Bunu dikkatlice yapın ve çalışmayan, akışı bozan, deneyimi aksatan yerleri bulmaya çalışmak çözümü mükemmelleştirmek için kritik önem taşıyor.

Peki Neden?

Girişimciler zaman zaman ya kurdukları büyük hayale takılıp kalıyor ve atılması gereken küçük adımları atlıyor, ya da günlük işlerde boğularak hayalini kurduğu büyük resmi unutuyor.

İster bir girişimci ister bir kurumsal çalışan olsun sunduğunuz ürün/hizmetle ilgili daha büyük vizyon belirlemek ve hatta bir hayal kurmak önem taşıyor. Küçük başlayarak, günlük yapılan büyük, küçük her türlü işi bu büyük hayale giden bir adım olarak düşünmek ve büyük vizyonu kaybetmemek gerekiyor.

Çünkü hayat ortalama ve kötü işler yapmak için çok kısa..

2014 yılında tam ürünün lansmanını yapan Slack, 2019 yılı itibariyle günlük 10 milyon aktif kullanıcıya ulaşmış ve geçtiğimiz Haziran ayında halka arzını açıklamıştı.

--

--