Startup ve şirket işbirliklerinde yol kazalarını önlemek

Ceren Önen
make innovation work
3 min readJun 25, 2018

Türkiye’de ve dünyada startuplar başarıları ve yükselişleri ile gündemde kalmaya devam ediyorlar. Yeniliğin ve farklı iş yapış biçimlerinin öncülüğünü ele geçiren startuplar şirketlere yeni yöntem ve yordamlar konusunda yol gösterir hale geldiler.

Şirketler de bu konuda oldukça duyarlı hale gelmeye başladılar. Bölgemizde, son bir-iki yıllık süreçte hem şirket içinde girişimcilik ve yöntemlerini hayata geçirmek konusunda ciddi zaman ve emek harcayan kuruluşların sayısı gittikçe artıyor. Bir taraftan şirket içinde değişim süreçlerini hayata geçirirken diğer taraftan da dış yeniliklerden de faydalanmak için startup işbirliği ve etkileşim programları başlatıyorlar.

Burada startuplar için hem büyüme hem de kendilerini bir sonraki seviyeye taşıma anlamında birçok fırsat alanı ortaya çıktığını söyleyebiliriz. Ancak pratiğe baktığımızda her fırsat bir taraftan da kendi risklerini beraberinde getiriyor. Şirket ve startuplar arasında yürütülen çalışmalarda karşılaşılan en büyük problemlerin başında hız, iletişim problemleri, hedeflerin açık olmaması ve kültür uyuşmazlığı problemlerini görüyoruz.

Startup ve şirketlerin işbirliği aşamasına gelmeden yapılması gerekenler için daha önce bir yazımızda kuruluş tarafından dikkat edilmesi gereken noktaları incelemiştik. Bu yazımızda ise startuplar tarafından yapılması gerekenlere biraz daha fazla değinmeye çalışacağım. Bir şirket ile potansiyel bir işbirliği fırsatı birçok açıdan iş arayan bir profesyonelin durumuna benziyor. Bir taraftan yapmak istediklerimiz ve ihtiyaçlarımız, bir taraftan da şirketin beklenti ve verebilecekleri birbiri ile uyumlu mu değil mi iyi bir değerlendirme yapmak gerekiyor.

Startupların kaynakları uzun zamandır faaliyet gösteren şirketlere göre oldukça kısıtlı. İçinde bulundukları faz itibariyle de erken aşama girişim haline gelene kadar oldukça sınırlı hareket alanı içinde hayatlarını idame ettirmeye çalışıyorlar. Bu nedenle hem kendi iş modellerine ilişkin değerlendirmeleri yaparken, hem de şirketlerle işbirliğinde en çok ihtiyaç duydukları parametre hız. Az zamanda çok iş yapmak, yollarını çizebilmek için çabuk karar vermeye ihtiyaçları var.

Birçok “kurumsal” şirkette hız ise en darboğaz konulardan bir tanesi. Startuplar tek bir odak alanında ilerlerken, şirketlerin aynı anda değerlendirdiği onlarca farklı odak alanı olabiliyor. Hem günlük işler hem de geleceğe yönelik hazırlıklar içinde startup işbirliği konusu ne kadar da “çekici” olsa da iç süreçler işin içine girdiğinde başladığı hızda ilerlemeyen bir işbirliği ile karşılaşılabiliyor. Daha bu aşamaya gelmeden önce startupların hız konusundaki beklentilerini açık ve şeffaf bir şekilde ilgili birimler ile paylaşması kritik bir önem arzediyor.

İletişim ve koordinasyon, özellikle kültür farklılıklarının aşikar olduğu her iki yapı için en önemli noktalardan bir tanesi. 10.000 kişilik bir organizasyon ile 5 kişinin çalıştığı startup bir araya geldiğinde, startuptaki çalışan sayısından fazla kişi ile muhattap olma ihtiyacı ortaya çıkabiliyor. Bu durumda da startup kendi işine mi odaklansın yoksa kurumla işbirliği için kaynak mı ayırsın, ciddi bir problem haline geliyor. Tercihen kurum içinde bir kişi üzerinden iletişimin sağlanması işleri verimli hale getirirken, bu kişinin işten ayrılması durumunda tüm bilginin kaybolması riski de var. Bu nedenle startup kurum işbirliğinde “yeterince” bağlantı noktası kurmak kritik hale geliyor.

Startuların iş yapış ve problemleri ele alış şekli kurumsal şirketlerden oldukça farklı. Bu durum da kültürel farklılığın ortaya çıkmasında birincil nedenlerin başında geliyor. Çalışma felsefeleri farklı iki yapı yan yana geldiğinde kültürel farkların ortaya çıkması ise kaçınılmaz. Bu nedenle de çalışmalarda açıklık ve şeffaflık iletişim konusunda olduğu gibi bu noktada da büyük önem kazanıyor. Çıktı, zamanlama ve sorumlulukların karşılıklı net bir şekilde tanımlanması, kültürel uyuşmazlıkları aşmanın en etkili yollarından biridir.

Son ve belki de en önemli konu ise hedef birliği. Startuplar bir şirket ile işbirliği aşamasından önce bu işbirliğine ilişkin ihtiyacı tanımlamış ve kendi iş planlarındaki yerini netleştirmiş olmalıdır. Şirketlerin sağlayacağı “değerli” kaynakların yanı sıra karşısında alabilecekleri en büyük bedel yolundan sapmış bir iş planı olabilir. Startuplar, kurum tarafından alacakları karşılığında bir hedef birliği olup olmadığını önceden değerlendirme zorunluluğu içindedirler. Özellikle Erken girişim aşaması öncesinde olası bir işbirliği fırsatı startup hayallerinin beklenenden bambaşka noktalara gelmesine neden olabilir.

Yukarıda değindiğimiz konular genellikle bir startup ve girişim arasında işbirliği başladıktan sonra karşılaşılan, bölge kültürü doğrultusunda kervan yoldayken düzeltilmeye çalışılan konular. Bu durumda da işbirliğinde kırılganlığa ve sonrasında da kopmalara neden olabiliyor. Bu işbirliklerinin olası olumsuz sonuçlanması ise marjinal maliyeti en yüksek olan startup için hem zaman hem de emek açısından ciddi bir darbe haline geliyor. Startupların kurum işbirliği çalışmalarına adım atarken “dimyata pirince giderken, eldeki bulgurdan olmamaları” için, işbirliğine yönelik beklentilerini doğru tanımlamaları gerekiyor.

--

--