Yeni Deneyimler Yeni Heyecanlar

Alper Şimşek
Masa Lambası
Published in
3 min readFeb 12, 2018

Giriş cümlesini yazmak bazen o kadar zorluyor ki, sırf giriş cümlesini cümlesini bulamadığım için yazamadığım çok oluyor. Eskiden olsa halbuki, giriş cümlesine o kadar takılmazdım ama zamanla yazılarımın daha da özenli ve güzel olmasını istediğimi farkettim. Eğer bir yazı, konusu ne kadar güzel olursa olsun — subjektif bir yaklaşım — içerik bakımından beni tatmin etmiyorsa hem kendimi kötü hissediyorum hem de paylaşamıyorum ve direk siliyorum. Bir de bütün yazdıklarımı da paylaşmadığımı düşünürsek, paylaştığım yazıların sayısı toplamda yazdıklarıma oranla baya az kalıyor.

Anlattığıma benzer problemi bir aralar insanlarla tanışırken de yaşadım, kısa bir süreliğine de olsa. Sanki güzel bir giriş olmazsa konuşmanın devamı gelmezmiş gibi geliyordu. Oysa ki bir merhaba yeterli konuşma başlatmak için.

Aslında böyle bakınca, konuşurken mükemmeli ararken yazılarımda aramıyordum şimdi durum tam tersine dönmüş durumda. Tabii bu demek değildir ki aklıma geleni anında söylüyorum veya sırf konuşmak için boş konuşuyorum. Arada mutlaka bir denge olması gerekiyor, yoksa ipin ucu bir kere kaçtı mı bazen yakalaması çok zor oluyor. Bazen; çünkü arada bir de o ipi bırakmak gerekiyor, nereye gidecekse gitsin. Hem eğlenceli, hem de yeni bir deneyim oluyor. Yeniyi veya farklıyı deneyimlemeden de hayat çok sıkıcı değil mi zaten?

Sürekli aynı şeyleri yapmaya başladığım zamanlar kendimi çok mutsuz hissediyorum, sanki bir şeyler ters gidiyormuş gibi; ama neden ters gittiği meçhul. Durum böyle olunca kendime uğraşabileceğim yeni bir iş, hobi bulmaya çalışıyorum veya eskiden yaptığım ama uzundur yapmadığım bir şey varsa onu yapmaya başlıyorum. Örnek olarak ne verebileceğimi düşündüm ama aklıma herhangi bir örnek gelmedi.

Bu tür küçük dokunuşlarla da heyecanımı hep diri tutmaya çalışıyorum; çünkü heyecanlı olduğum zamanlar da çok daha üretken oluyorum ve düşünce dahi olsa üretiyor olmak beni hem motive ediyor, hem de kendimi zorlamama yardımcı oluyor. Az önce okuduğunuz cümlede kullandığım bir tabir çok hoşuma gitti ve biraz onun üzerinde durmak istiyorum, o da düşünce üretmek.

Nasıl betimleyebileceğimi tam olarak bilemediğim bir kavram oldu. Fikir üretmek gibi ama tam olarak karşılamıyor fikir üretmek söylemek istediğimi. Düşünce evreninde kaybolmak için insanın kendini zorlaması olabilir belki. Kötü anılardan veya o an düşünmek istemediğin düşüncelerden kurtulmak için alakasız konular hakkında düşünmeye başlamak diye de tabir edilebilir. İnsanın kendi dikkatini dağıtması için önündeki bir cisme anlamlar yüklemeye başlaması da olabilir.

İşte bunları yaparken bile, beynimin sürekli olarak çalışması sonucunda yavaş yavaş arabanın motorunun ısınması gibi beynimde ısınmaya başlıyor ve sonunda tam kapasite kullanabiliyor hale geliyorum. Teknik olarak beynimin kapasitesinin tamamını kullanamıyor olsam da, anlatmak istediğimi anlatabildiğimi umuyorum.

Tam bu noktada yazının başına gidip bir türlü bulamadığım giriş cümlelerine geri dönersek eğer, beynimi bir şekilde çalıştırmayı başarırsam o giriş cümlesini bulabiliyorum. Bu arada beynimin çok çalıştığı zamanlarda da yavaşlatmak gerekebiliyor.

Sizlerle bunları paylaşırken de bir yazıyı daha yazmış oldum aslinda. Kendimi biraz zorlamam gerekti bu yazıyı yazabilmek için ama sonunda yazdım. Bazen de önemli olan başladığın işi ne olursa olsun bitirebilmektir. Bitirdikten sonra tekrar geri dönüp onu mükemmelleştirebilirsin. Çünkü işin daha başındayken devamında karşına ne çıkacağını bilemeyebilirsin. Deneyimleyip görmek gerek.

Aynı, yazının başındaki fotoğraftaki gibi balıklama atlamak lazım bazen de.

Okuduğunuz için teşekkür ederim, keyifli bir gün olsun sizin için.

--

--

Alper Şimşek
Masa Lambası

Product Guy looking for new adventures and experiences in life.