Şiddetin İyi Hali Olmaz

Hayp Podcast
Medya Fabrikası
Published in
3 min readNov 29, 2017

25 Kasım, tüm dünyada Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele ve Dayanışma Günü.

Kadına yönelik şiddet, toplumlar ataerkilleştiğinde başladı ve 21. yüzyılda bile devam ediyor. Bu sene 25 Kasım’da, yani Mücadele ve Dayanışma Günü’nde, 16 yaşındaki kız kardeşi Amine’yi, 1 hafta boyunca elektrik vermek dahil çeşitli işkencelere maruz bırakan katil ağabey, iyi hal indiriminden ‘yararlandı.’ Cinayetin sebebi olarak Amine’nin telefonda erkeklerle mesajlaşması gösterildi.

Sorun Nerede?

Şiddetin bu en çirkin şekline sebep olan pek çok şey var. Ama en başta toplumun kadına bakış açısındaki sorunlar geliyor. Çevremizden öğrendiklerimiz ve özellikle medyada gördüklerimiz, kadınların ikinci sınıf birey olduğu ve hatta birer eşya olduğu fikirlerine alıştırıyor bizi.

Cennet annelerin ayakları altında ama kadın ayaklar altında.

Günlük hayatta normal görünen bazı cinsiyetçi düşünce ve davranışlar kartopu gibi hızla büyüyerek cinayetlere dönüşebiliyor.

Tüm Dünyada 25 Kasım

Mısır’da eylem yapan kadınlar

Ülkemizde, aralarında KESK ve DİSK gibi birliklerin öncülük ettiği ortak eylemin sloganı ‘‘Düş Peşine’’ idi. Yalnızca kadınlara değil her cinsiyete ve yaş grubuna yönelik erkek-devlet şiddetinin peşine düşeceklerini söylediler.

Türkiye’nin 3 büyük şehrinde ve tüm dünyada kadınlar, kendileri için anlamlı olan bu dayanışma gününde sokaklara çıktı.

Ayrıca İzmir’de kadına yönelik şiddeti konu alan bir panel düzenlendi. İzmir Ekonomi Üniversitesi’nin ev sahipliği yaptığı panelde Prof. Dr. Melek Göregenli konuşma yaptı.

Prof. Dr. Melek Göregenli

Kadına yönelik şiddet ve tacizin sebeplerine ve sonuçlarına değinen Göregenli, toplumun kadına, diğer cinsiyetlere ve cinselliğe bakış açısından bahsetti.

‘‘Erkekler reddedildiğinde onuru kırılıyor ama kadınlar tecavüze uğradığında nedense hiç onuru kırılmıyor.’’ Prof. Dr. Göregenli

Konuşmasında kadınların şiddete tepki göstermeye korkmasına da değindi.

Kadına yönelik şiddet çoğunlukla en yakından geliyor. Yani eşi, babası, erkek kardeşi ya da oğlu gibi yakın çevresindeki erkekler tarafından şiddete uğruyor kadınlar.

Kadincinayetleri.org’un verilerine göre, 2017 yılının başından beri 167 kadın; babası, erkek kardeşi, dini nikahlı eşi ya da oğlu tarafından öldürüldü. 2010 yılından günümüze kadar ise erkekler tam 1915 kadınımızı öldürdü.

Mazur Görüyoruz

Kadınlar, kadınlık görevlerini, ev işlerini yapmadıklarında ya da bir erkeği küçük düşürdüklerinde şiddeti hak ettiklerini düşünüyor toplumumuz. Ayrıca kadınlar toplumsal normlara uymadığında, örneğin başka bir kadınla eşcinsel bir ilişki kurduklarında da şiddeti ‘‘hak ediyorlar.’’

Yalnızca Bunlarla Bitmiyor

Batman Belediyesi Kadın Meclisi tarafından hazırlanmış bir afiş

Kadınlar, tıpkı 16 yaşındaki Amine’nin yaşadığı gibi, yaptıkları herhangi bir şey sebep gösterilerek cinayete kurban gidebiliyorlar.

Çocuklar, genç kızlar, eşcinsel kadınlar ve erkekler, kısacası toplum normlarına uymayan herkes erkek-devlet şiddetinin kurbanı.

Nasıl Kurtulacağız?

‘‘Kadınların durumu deprem enkazında kalmış depremzede gibi. Kurtulmak için üstüne yıkılmış tuğlaları tek tek atması gerekiyor. Erkeklerinse kadına şiddeti durdurmak için kadınlara oranla üç kat fazla uğraşması lazım.’’ Prof. Dr. Göregenli

Toplumun kadına bakış açısı başta olmak üzere, şiddete sebep olan her şeyi tek tek değiştirmek, iyileştirmek gerekiyor. Açık taciz ve şiddetten önce yasalar ve kurallarla şiddete uğruyor kadınlar, çocuklar, eşcinseller, transseksüeller…

Dünyanın en büyük azınlığı olan kadınlara karşı şiddeti durdurmak için mücadele etmek ve dayanışma içinde olmak gerekiyor.

‘‘Biz kadınız, bilmeden seviyoruz bu kedileri
Seviyoruz, bir sevilme içgüdüsüyle
Bu bizim yüzümüzde ufacık çizgiler oluyor — acaba?
Evet, çok değil konuşurken düzeltiyoruz
Orayı burayı topluyoruz, yeriyse çocuklarımızı öpüyoruz
Ama biliyorsunuz ki gene de
Hepimiz, işte hepimiz
Bitmenin, tükenmenin yorgunluğu içinde.’’
Edip Cansever

--

--