Bakkal Amcalar

Ahrar Dalkılınç
Medya Fabrikası
Published in
4 min readOct 22, 2017

Ahrar Dalkılınç

Tüm esnaflar gibi bakkal ve marketler de çalışma şartlarının ve gelirlerinin artık eskisi kadar iyi olmadığını söylüyorlar. Ancak, araştırma kurumu GFK’nın “Türkiye’de Alışverişçi İhtiyaçları ve Tercihleri Araştırması’na göre bakkal ve marketlerin pazardaki payı yükselerek %30’la zirvede yer aldı. Peki, market ve bakkalların şikayetlerinin sebepleri neler? Değişen pazar şartlarının çözülemez sorunlar yaratması mı, yoksa “bakkal amcaların” çağın gerekliliklerine ayak uyduramaması mı?

TESK verilerine göre 5 yılda kapanan ve yeni açılanlar göz önüne alındığında, bakkal ve büfe sayısının 74 bin 331 adet azaldığı görünüyor. 2010 yılında ülke genelinde 240 bin 555 olan bakkal ve büfe sayısı, 2015 Nisan ayı itibariyle 166 bin 224’e indi.

Kaynak: Bakkallar İflas Bayrağını Çekti

İzmir Balçova’da market işletmecisi Vedat Vural “ Babam da bu işi yapıyodu. Değişen piyasa koşulları nedeniyle kabul edebilirim ki artık eskisi kadar yüksek kar marjına sahip değiliz. Ama bu yaşamımızı sürdürmemiz için bir engel değil. Ben şu anda bekarım ancak evlendiğim zaman evime, çocuklarıma bakabilecek kadar para kazanıyorum.”

Kaynak: avmgezgini.com

Diğer meslek gruplarına göre bazı dezavantajları olduğunu söyleyen Vedat Vural aynı zamanda ekliyor; “Bu düşük gelirlerle eleman çalıştırmam mümkün değil. Bir elemanın maliyeti neredeyse 3000 TL civarında. son 20 yılda çoğalan süpermarket zincirleri bunu kolaylıkla yapabilir. Ancak biz eleman çalıştıramadığımız için ne tatilimiz var ne de bayramımız. Kendimize dahi zor zaman ayırabiliyoruz.”

Kaynak: http://www.tbbf.org.tr

Türkiye Bakkallar ve Bayiler Federasyonu’nun araştırmasına göre bakkal ve market işletmecilerinin karşılaştığını düşündüğü sorunlarda %46.2'yle haksız rekabet geliyor. Son zamanlarda açılan süpermarketler, ürün çeşitliliği, hizmet hızı ve tüketici için çekici kampanyalarıyla müşterilerin ilgisinin genelde buralarda olduğunu belirtiliyor.

-Peki, sizin için bu durum nasıl?

  • Evet müşterinin ilgisi son zamanlarda daha çok süpermarketlerde. Ancak daha önce kurumsal şirketlerden edindiğim tecrübeler sayesinde marketimde ben de müşteri potansiyelimi artırabiliyorum. Ürünleri genelde tavsiye edilen fiyatta, süpermarketlerle aynı fiyata hatta bazı ürünlerde daha düşük fiyatlara satabiliyorum. Bence tek sorun esnafın korunması değil, esnafın kendini çağa uyduramaması. Çoğu markette ürün çeşitliliği ve ürünlerin yerleşimi gibi konularda sorunlar var. Çağa ayak uydurmak için ürünlerin satışlarını izlemeli ve hedef tüketiciye yönelik planlama yapılmalı. Yani bu konularda esnafın kendini eğitebilmesi lazım.

-Kazancınız nasıl? Geçinebiliyor musunuz?

  • Kazancım şükürler olsun iyi. Çok büyük paralar kazanamıyorum ancak geçinebiliyorum. Gelecekte de kendi evimi arabamı alabilirim. Tabi ki bunları kredilerle alıp ödeyebilirim. Bir yıldır bu işi yapıyorum. 10 yıl içerisinde bunlara sahip olabilirim. Süpermarketler gibi çok yüksek cirolar yapamıyorum ancak hayatımı rahat bir biçimde idame ettirebiliyorum

-Diğer market ve bakkallarda eksik gördüğünüz noktalar neler?

  • En büyük problem isteksizlik bence. Çoğu bakkal ve market sahibi daha iyi hizmet vermek adına çoğunlukla bir şey yapmıyor. Çoğunlukla haksız rekabetten dem vuruyor. Ben işimi seviyorum. Örneğin çoğu bakkal ya pos cihazı bulundurmuyor ya da kredi kartıyla alışverişten belli bir oranda komisyon alıyor. Çağımız teknoloji çağı olduğundan her market kredi kartıyla alışveriş yapılabilir olmalı. Aynı zamanda ürünlerin sergi alanlarının müşterinin ilgisini çeker vaziyette olması ve satış yapılan ürünler takip edilmeli. Müşterinin talepleri doğrultusunda bunlar yapıldığı zaman bu işten para kazanmamak mümkün değil. Son olarak da müşteriye kurumsal ciddiyette saygılı davranılmalı.

-Peki haksız rekabet konusunda ne düşünüyorsunuz? Devletin yerel esnafı korumak için yaptığı çalışmaları yeterli buluyor musunuz?

  • Haksız rekabeti nasıl algıladığımızla alakalı olabilir bence. Eğer büyük sermayeler yani süpermarket zincirlerinin kazançlarıyla rekabet etmekse mümkün değil. Ben devletin bu konuda önlem aldığını düşünmüyorum. Serbest piyasa sonuçta. Ekonomik sistem bu şekilde. Büyük sermaye her zaman bir yolunu buluyor. Yine söylediğim gibi, küçük bir bakkal dahi olsak kendimizi çağın şartlarına uydurmalıyız. Rekabetimiz ancak hizmet şartlarımızın iyileştirmeyle olabilir.
  • Mesleğinizin sizin açısından kötü yanları neler?
  • Bu işin en büyük dezavantajı çalışma saatleri. Eleman çalıştıramadığımız için sabah saat 8.30 da dükkanı açıp gece 12.30 da kapatmam gerekiyor. Bu neredeyse bir memurun çalışma saatlerinin iki katı. Kapalı olma gibi bir şansımız yok. Bu yüzden tatil yapamıyorum. İlerde işleri büyütürsem eğer tatil yapabilirim ancak. Yani kazanıyorum ama harcayamıyorum. :)

-Son olarak sizin önerileriniz nedir? Esnafın sorunları nasıl çözülebilir?

  • Bence öncelikle esnaf kendini bilinçlendirilmeli. Bu konuda odalar ve konfederasyonlar büyük önem arz ediyor. Esnafın çağa ayak uydurması gerekiyor. Bunun için eğitim çok önemli. Eğer odalar ve konfederasyonlar yalnızca konuşmak yerine bu sorunları çözme odaklı çalışmalar yaparsa daha iyi olacağını düşünüyorum. Aynı zamanda devlet de bu konuda esnafı rahatlatmaya yönelik çeşitli çalışmaları sadece göstermelik değil gerçekten yaparsa ben bu sorunların çözülemeyeceğini düşünmüyorum. Ama en önce esnaf kendi işine sahip çıkmalı ve gereken özveriyi göstermeli.

--

--