KENDİ PAZARIMIZDA MÜŞTERİ OLDUK

Buket Kurt
3 min readNov 18, 2017

--

Türkiye tarım ve hayvancılıkta kendi kendine yetebilecek durumda olan bir ülke, ancak dışa bağımlılığı gün geçtikçe artıyor.

Hiç yabancı olmadığımız, kilerde, dolabımızda, daima elimizin altında olan malzemeler; kuru fasulye, domates, bulgur, enginar... Ne yazık ki Türkiye son yıllarda bunları bile ithal etmeye başladı. Ülkemizde ithalat miktarı yıldan yıla artış gösteriyor.
TÜİK’ ten alınan verilere göre ithalat 2017 yılının ocak ayında, 2016 yılının aynı ayına göre %16' ya yakın arttı, 15 milyar dolar harcandı.
Bu durum dış ticaret açığını %10 arttırarak 4 milyar dolara yükseltti.

Türkiye’ de özellikle tarım ürünlerinin ithalatında büyük artış yaşanıyor. CHP’nin “Türkiye’nin Tarım İthalatı” raporuna göre, 2002'de yıllık 2.5 milyar dolar tarım ürünü ithalatı yapan Türkiye, 2016'da 15 milyar dolarlık ithalat yaptı.

Sorun yetmemesi değil, üretilmemesi
Uygulanan tarım politikaları, küreselleşen piyasalar, çiftçinin aleyhine olan gelişmeler tarım ithalatını oldukça etkiliyor. Çiftçinin ödediği vergilerin sürekli artması üretim gücünü azaltıyor.

“Tarımda çözüm ithalatta değil üretimde aranmalı”
Çiftçilik yapan CHP Parti Meclisi Üyesi Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal’ a göre dövizdeki değişiklikler girdi maliyetini arttırıyor. Üretim gücünü azaltan bu durum Türkiye’ yi daha da ithalata bağımlı hale getiriyor. Bu nedenle çözüm, üretimi arttırma çalışmalarından geçiyor.

Sarıbal çözüm önerilerini şöyle açıklıyor
“Buğday, arpa gibi serin iklim tahılları ekim alanlarında son yıllarda ortaya çıkan daralmanın üzerinde önemle durulmalı; çiftçi tarafından boş bırakılan tarlalar yeniden üretime kazandırılmalı. Tam 8 yıldan bu yana büyük ölçüde yerinde sayan destekleme primleri artırılmalı. Uluslararası Para Fonu(IMF), Dünya Bankası ve Dünya Ticaret Örgütü’nün, tarım/gıda tekellerinin yönlendirmelerine değil; kendi insanımızın ihtiyaçlarına ve ülkemizin özgül iklim ve toprak şartlarına göre planlanmış programlar uygulanmalı. Sonuç olarak ithalatı değil üretimi hedefleyen, emekten yana, küçük ve orta ölçekli çiftçileri destekleyen tarım politikaları uygulanmalı, sürdürülebilir ve planlı bir tarımsal üretim politikası izlenmeli.”

“Genelde kendi ürettiğimiz bize yetiyor, bazı koşullarda ithal etmek zorunda kalıyoruz”

Yerli üretici kuraklık, don gibi durumlar sonucu dengeyi sağlamak için dışarıdan ürün aldığımızı söylüyor. Tohum üretemediğimiz için yerli ürünlerin özünde ithal olduğuna değinen üreticiler, ithal tohumlardan elde edilen ürünlerin daha çok talep gördüğünü söylüyor. Üreticiye göre bu ürünlerin tercih edilmesi göze hitap etmesi.

Diğer üzücü manzara et üretiminde
Türkiye İstatistik Kurumu’nun verilerine göre 1980'de 87 milyon olan hayvan sayısı şu an 58 milyon. Nüfus ise o zamankinin iki katı…
Et ve Süt Kurumu 2018' de 200 bin ton et ithal etmeyi planlıyor. Ancak bu durum üreticiye de tüketiciye de sorun oluşturuyor.
Devlet 2010 yılından beri ucuz et için ithalatını çözüm olarak gören bir politika izliyor. Ancak et ithalatı hem üreticiyi küstürüyor hem de yetersiz kalıyor.

“İthalat çözüm değil”
“Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Hayvancılık Genel Müdürlüğü çok kapsamlı bir çalışma ile ‘Kırmızı Et Stratejisi’ hazırladı. Bu stratejide şunlar söyleniliyor; “Kırmızı et üretiminin artışında, besi hayvanı materyali temini büyük önem taşımaktadır. Zaman zaman başvurulan et ve besilik hayvan ithalatı sorunu çözmekten uzaktır. Yıllardan beri, canlı hayvan ve et ithalatı ile sorunlar çözülmeye çalışılıyor. Her defasında ithalatın çözüm olmadığı görülmesine rağmen, bu politika ısrarla sürdürülüyor.’’

Dışa bağımlılığı azaltmak için iktidarın uyguladığı politikalar
Eski Gıda, Tarım ve Hayvancılık bakanı Faruk Çelik’e göre yerli hayvan sayısını arttırmak gerekiyor. İthalatı azaltmak için Milli Hayvancılık Politikası uygulanıyor.
Devlet üreticilere hibe desteği sağlıyor. Üreticiler Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu’na (TKDK) başvuru yaparak hayvan kredisi alabiliyor.
27 yaşın altındaki genç çiftçilerin köye dönmesi için projeler uygulanıyor. Aynı zamanda kümeslerin ve besi yapılan yerlerin iyileştirilmesi amaçlanıyor.

EGEMEN AYTOĞU, BUKET KURT

--

--