İnternet Erişim Özgürlüğüne Getirilen Kısıtlamalar

Naz Yıldız
MEF Hukuk Kulübü
Published in
3 min readMar 12, 2021

İnternet günümüzde birçok alanda bilgiye erişimimizi hızlandırıp hayatımızı kolaylaştırırken, hayatımızda bu denli geniş yer kaplarken, elbette birtakım dezavantajları da peşinde getirmiştir. İnternet üzerinden bilgiye erişimimiz ve kendimizi ifade etmemiz elbette sınırsız değildir; düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğü, düşünce ve kanaat özgürlüğü, özel hayatın gizliliği, haberleşme özgürlüğü gibi anayasal haklar ile internet kullanımına bir sınır çekilmiştir ve bu sınırın aşılması ile genel adıyla “bilişim suçları” ortaya çıkmaktadır. Dolayısıyla bu suçların işlenmesi sebebiyle internet ve internet kullanımına yapılacak müdahaleler, bireylerin anayasal haklarını da doğrudan etkileyecektir.

Bu müdahalelerden ilk olarak 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkına Kanun’un 8.maddesi ile hayatımıza giren erişimin engellenmesini ele alabiliriz. Bu maddeye göre erişim engellemesi ya koruma tedbiri olarak ya da Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı tarafından idari tedbir olarak getirilir. M.8/1-a’da belirtilen katalog suçların işlenmesi veya işlendiğine dair yeterli şüphenin bulunduğu hallerde koruma tedbiri olarak soruşturma evresinde hâkim, kovuşturma evresinde mahkeme tarafından en geç yirmi dört saat içinde erişimin engellenmesi kararı verilebilir. Bu karar da en geç tebliğden itibaren dört saat içinde yerine getirilir.

Koruma tedbiri olarak verilen erişimin engellenmesi kararını yerine getirmeyen yer veya erişim sağlayıcılarının sorumluları adli para cezası ile cezalandırılır. İdari tedbir olarak alınan karar yerine getirilmezse bu sefer da erişim sağlayıcısına Başkan tarafından idari para cezasına hükmolunur.

Bu konuda internet süjelerinin sorumluluklarını da incelemek gerekir. 5651 sayılı kanuna göre içerik sağlayıcı, yer sağlayıcı, erişim sağlayıcı, toplu kullanım sağlayıcı ve sosyal ağ sağlayıcı olmak üzere beş süje bulunmaktadır. Genel olarak bu sağlayıcılar sağladıkları içeriğin hukuka uygunluğunu kontrol etmekle yükümlü olmamakla birlikte, hukuka aykırı içerik bildirildiği takdirde içeriği yayından kaldırmak veya içeriğe erişimi engellemekle yükümlülerdir.

İçeriğin kaldırılması hususu ise yine 5651 sayılı kanunun 9.maddesinde düzenlenmiştir. İlgili maddeleri incelediğimizde ana hatlarıyla şu hallerde içeriğin kaldırılabileceğini anlıyoruz:

- Kişilik haklarının ihlali

- Suç teşkil eden içeriğin varlığı

- Özel hayatın gizliliğinin ihlali

- 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun ihlali

- Unutulma hakkının kullanılması

- Kamu yararı ve kamu düzeninin gerektirdiği haller.

Zararlı içeriğe erişimi engellemenin bir diğer yolu da erişim filtresidir. Bu filtreleme arama motorları üzerinden anahtar kelimelerle sağlanmaktadır. Ancak bu kesin bir çözüm değildir, farklı ülkeler üzerindeki sunucular üzerinden erişimi engellenen sitelere veya içeriğe ulaşım sağlanabilmektedir. Bu filtreleme ile her ne kadar zararlı içeriğin ve yanlış bilginin yayılması önlenmek istense de, zaman zaman devletler bu aracı amacının dışında kullanarak bir sansür uygulamasına çevirebilmektedirler. Ülkemizde Wikipedia’ya üç sene erişilememesini bu duruma örnek gösterebiliriz.

Özetlemek gerekirse, 5651 sayılı kanun ile getirilen çeşitli tedbirler, aynı zamanda kişilerin haklarına yapılan bir müdahale niteliği de taşımaktadır. Bu sebeple bu tedbirler uygulanırken ölçülülük ilkesi göz ardı edilmemelidir ve somut olaydaki çatışan menfaatlere göre bir orantı kurularak karar verilmelidir. Örneğin sadece bir adet zararlı içeriğin bulunduğu bir internet sitesine erişimin tamamen kapatılması, bireylerin haberleşme özgürlüğüne veya düşünce ve kanaatlerini açıklama özgürlüğüne aykırılık oluşturabilir. Sadece zararlı içeriği kaldırmak yerine tüm siteyi erişime kapatmak ölçülülük ilkesine de aykırı bir karar olur. Bu duruma ek olarak, kanunun 8. maddesinde yer alan “…içeriği aşağıdaki suçları oluşturduğu hususunda yeterli şüphe sebebi bulunan yayınlarla ilgili” cümlesindeki yeterlilik kısmı, geniş yorumlandığı takdirde yine birtakım anayasal haklarla ve ilkelerle zıt durumlar ortaya çıkabilecektir.

Açıklanan nedenlerle, günümüzde internette yapılan bireysel işlemlerin artmasıyla doğru orantılı şekilde zararlı içerikler de artmış ve bunların sonucunda oluşacak suçlarla mücadele etme gereği doğmuş olsa da, bu mücadelenin orantılı ve ölçülü şekilde yapılması son derece önemlidir.

KAYNAKÇA:

1-ÖZAYDIN, Ö. “İnternet Kanunun 8.Maddesi Çerçevesinde Erişimin Engellenmesi Kararı”, İstanbul Kültür Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 2017

2-KARAKAYA, S. “5651 Sayılı Kanunun 9.Maddesi ve Erişimin Engellenmesi”, Türkiye Barolar Birliği Dergisi, 2018

--

--