Amatör bir yönetmenin itirafları…

Şerif Beganovic
Mefhum
Published in
4 min readFeb 17, 2021

Bir hikaye anlatıcısı olarak hikayelerimi insanlara ulaştırmanın en etkili ve en zevkli yolunun film yapmak olduğunu düşünüyorum. Bu yazımda da sizle 12 Şubat tarihinde yayınladığım kısa filmimin prodüksiyonu sırasında öğrendiklerimi paylaşacağım. Gelin bir tavşan deliğine daha inelim.

Film (2021)

Filmin konusu dışarıdan bakıldığında çok basit; film, “Yönetmen” olarak tanıtılan baş karakterimizin hayatının mahvolmasını anlatıyor. Çok fazla şeye sahip olmayan baş karakterimiz elindekileri de kaybedince yavaşça deliriyor ve bir kısa filmde olduğunu fark etmeye başlıyor. Asıl mesele de burada. Film hem bir “hayat” hikayesi hem de film yazmak üzerine meta bir metin. Bu iki alakasız dünyayı birleştirmek kolay değil. Yazarken yaşadığım ilk sıkıntı da bu oldu, ben nasıl hem hayatı mahvolan bir adamı hem de bir filmde olduğunu fark eden bir adamı anlatabilirim? Bu iki hikayede kendi başlarına film olabilir fakat ben ise bu ikisini birleştiriyorum, bununla da bırakmıyorum, iyice kaşınarak filmi film yazmanın tecrübesini anlattığım 4. duvarı gram ciddiye almayan bir tecrübe ortaya koymaya çalışıyorum. Kısacası ilk bakışta halledebileceğimden fazla yük alıyorum. Peki ben, amatör bir yönetmen, bu işin içinden nasıl çıktım? Bu üç alakasız duran konuyu nasıl bir arada işledim? En önemlisi, bu kadar şeyi nasıl 20 dakikadan az bir süreye sığdırdım? İşte bu filmi yazarken ve yönetirken öğrendiğim şeyler…

Öncelikle, filmimi katmanlara ayırdım. İlk katman: Yönetmen ve hayatının yok oluşu. Bu katman yazması en basit olan katmandı, Yönetmen’in yalnızlığını vurgulayan rutinini gösterdim ilk başta. Tek oyuncusu olan bir film çekiyor ve bunu 8mm bir kamera ile yapıyor. Bu tarz detayları kullanarak Yönetmen’in fakir ama azimli karakterini ortaya koymaya çalıştım. Bunu izleyicinin çok suratına vurmak istemedim, yani Yönetmen’in bakkala gidip borç yazdırdığı bir sahneyi ekleyebilirdim fakat bu tarz acındırma çabalarını zorlama bulduğum için böyle sahnelerden uzak durmaya çalıştım. Amacım bu tarz bilgileri izleyicinin kendi çıkarımlarıyla elde etmesiydi. Böylece ilk katmanı kurmuş oldum. Hayatı yavaşça yok olan Yönetmen’in hikayesi artık anlatıma hazırdı. Bu noktada ikinci katmana geçtim.

İkinci katman ise yazdığı karakterleri öldürmekte zorlanan hatta bu durumdan dolayı bunalıma giren bir senaristi anlatmaktı. Bu katmanı ilk katmanın arasına sızdırarak yaptım. Karakterlerini öldürmekte zorlanan senaristi ki senaryodaki ismi “Haris”, filmin senaristi yaptım. Yani bu senarist ilk katmanın yazarı görevindeydi ve karakterleri üzerinden dertlerini anlatıyor kendi içinde çözümler arıyordu. Bu senaristin vardığı çözüm ise karakterini öldürmek yerine ona eziyet etmekti böylece karakterine olan sevgisini yok etmeye çalışıyor ve kendince ölüme hazırlıyordu. Burada da ilk katmandaki olaylar devreye giriyordu. İkinci katmanı da finalde senaristimizi ve Yönetmen’i karşılaştırarak bitirdim. Bu finalde senaristimiz karakterine ne kadar eziyet ederse etsin ona olan sevgisinin bitmeyeceğini fark ediyor ve istemsizce de olsa hikaye için onu öldürüyor. Böylece ikinci katman da yazım aşamasını tamamlamış oldu.

Şimdi geriye tek bir katman kalmıştı: film çekmek üzerine olan meta (kendine göndermede bulunan) metin… Bu kısmı yazması en zor kısmıydı çünkü diğer iki katmanı çevrelemesi gerekiyordu. İlk başta katmanlar arasında karakterlerin sinemaya verdiği önemi göstererek başladım. Yönetmen, parası olmasa da film çekmek için elinden geleni yapan bir karakterdi. Bilenler bilir; 8mm kameralar daha çok ailelerin çocuklarını çekmesi için veya çocukların öylesine film çekmesi için kullanılırdı. Kısacası kalitesi oldukça düşük ve amatör sayılan 8mm, ciddi film projeleri için yeterli görülmez. Yönetmen’in buna rağmen filme para harcayıp bulabildiği tek aktörle yazdığı senaryoyu çekmeye çalışıyor çünkü sinemayı ve sinema yapmayı gerçekten değerli buluyor. Diğer bir taraftan ikinci katmandaki senaristte gerçekten sevdiği ve yazmaktan zevk aldığı karakteri hikayesi tamamlansın diye öldürüyor, çünkü sinemayı ve hikaye anlatmayı gerçekten çok seviyor. Bununla birlikte de üçüncü katmanı anlatmış bulunuyoruz.

Film (2021)

Tabi, arada saklanan bir katman daha var o da günümüz sanatçılarına sektörün hak ettikleri değeri vermediği ile ilgili ama o çok baskın değil ondan dolayı onu detaylıca işlemedim.

Bu katmanları gerek diyaloglarla gerekse kısa gözüken görsellerle de 20 dakikaya sığdırdım. Peki ne öğrendim? Katmanlı bir senaryo yazmak gerçekten zor değerli okurlar. Çok fazla planlama ve çok fazla zaman istiyor fakat ortaya çıkan şey gerçekten de onca emeğe değiyor.

Uzun lafın kısası hikaye anlatmaya devam edin değerli okurlar. Bu dünyanın hikayelere ihtiyacı var, sizin hikayelerinize ihtiyacı var. Hikayelerin de size ihtiyacı var. Sevenleri ayırmayalım ve sevdiğimiz kitaplara, filmlere kavuşalım. Çünkü en güzel hikayeler yazmak için yanıp tutuştuğumuz hikayeler oluyor genelde. Ben anlatmak istediğim hikayeyi anlattım ve bu yolculukta olabileceğim en detaycı rehber oldum şimdi sıra sizde!

Hikayelerinizi okumak ve bir sonraki hikayede buluşmak dileğiyle…

-Haris Şerif Bahadır/Beganovic

--

--

Şerif Beganovic
Mefhum
Writer for

Hikayeleri inceleyen ve 7/24 film izleyen ayaklı Boşnak böreği…