Bu yazıda Barbie filminin eleştirilen tarafını ince ince sorguluyoruz.
Tuhaf Barbie bir dakikada stereotip Barbie’ye tanıyı koyuyor. ‘Barbie’ler ile onlarla oynayanlar arasında bir bağ var’ diyor. Onunla oynayan kişi bunalıma girince bu Barbie’yi de etkilemeye başlamış.
Seninle oynayan küçük kız çocuğunun bunalıma girmesinde senin de payın var. Bu yüzden bundan kaçma. O kızı bul ve onu iyileştir.
diyerek stereotip Barbie’yi, psikolojisini bozduğu küçük kızı bulmak için gerçek dünyaya gitmeye cesaretlendiriyor. Yani hikaye böyle başlıyor.
Peki hala Barbie bebek fenotipinde olan stereotip Barbie, küçük kızın Barbie’nin kusursuz görünüşü sebebiyle bozulan psikolojisini nasıl düzeltecek?
Normalde Barbie, kıza ‘Bak benim de selülitlerim var ve düz tabanım’ falan diyecekti ve bu kızı iyileştirirdi.
Barbie’yle Oynayan Kadın Dönüştü mü?
Gloria, Barbie’nin de kendiyle aynı kötü düşüncelere sahip olduğunu görünce bilinç farkındalığı yaşamış olması gerekiyor. Ama film bu kısmı göstermiyor.
Peki film başındaki amaca ulaşmadıysa bize gösterdiği şey ne?
Onunla oynayan kadının psikolojisi düzeldi mi şimdi, ne oldu yani gibi kalıyorsunuz film bitince. Kadın, Dualingo bağımlısı eşi ve sorunlu ergen kızıyla arabada gaza basıyor ve gidiyor!
Peki Barbie Neden Gerçek İnsan Olmak İstedi?
Peki Barbie, selülitli ve düz taban olmaya razı gelerek, neden gerçek dünyada yaşamayı seçiyor? Yani Barbie’yi bunların problem olmadığına ikna eden şey ne oldu?
Barbie ataerkil bir dünyada yaşamaya başlayınca evini geri almak için giriştiği mücadeledeki hırsı eskiden olan problemlerinin önüne geçiyor. Çünkü aslında eskiden gelişen problemlerini de, yani düz taban olmasını ve selülitlerinin çıkmış olmasını kafaya takmasını da ataerkinin ortaya çıkardığını fark ediyor.
Daha büyük bir şeyle karşılaşınca unutuyor selülitlerinin çıkmış olmasını aslında. Gerçekten istiyor mu huzurlu dünyasını bırakmayı? Bizce hayır, başka seçeneği kalmıyor.
Peki o zaman sizce Barbie filmi feminist mi ve toplumsal mesajlar mı içeriyor?
