Mikro Business = Mikro Challenges

Kemal Martı
mikro.business
Published in
2 min readAug 30, 2020

Emekli Amiral William H. McRaven bir üniversitenin mezuniyet töreninde şunları söylüyor:

‘’Dünyayı değiştirmek istiyorsanız her sabah ilk iş olarak yatağınızı yapın.’’

Bu söz her ne kadar bir askeri disiplin mottosu gibi kulağa gelse de, küçük görevler tamamlamanın aslında çok ama çok önemli olduğunu bize anlatıyor.

Nasıl mı?

Mikro Business dediğimiz iş modeli, küçük, basit ve sevimli bir projenin hayata geçmesinden ibaret değil. İstisnasız her biri, dev projeleri veya dev fikirleri ortaya koyan karınca adımları, satranç tahtasında Mat’a giden hamleler, top karşı takımın kale çizgisini geçmeden önce yapılan binlerce antrenman…

Büyük işler yapan insanların her birinin bir dahi olduğunu, onlara gizli güçlerin misyon biçtiğini veya belli bir dine veya ırka mensup oldukları için çok başarılı olduğunu düşünüyorsanız, kendinizi kandırdığınızı açıkça söyleyebilirim.

Onların temel olarak tek yaptığı, her gün sayısız mikro görev tamamlamak.

Günlük hayatımızın her saniyesi ‘’karar alma’’, ‘’almama’’ veyahut ‘’alamama’’ paradoksu içerisinde geçiyor. Karar alma ve kararı uygulama kası kullanıldıkça gelişir! Sonuçların olumsuz olması karar alma mekanizmalarını etkilerse hiçbir iş yapamazsınız. Olumsuz sonuçlar, sadece daha iyi karar almaya sizi yöneltmeli. Bugün bütün bilim, deneme-yanılma ve yeniden deneme üzerine kurulmuş durumda. Peki bu yöntemi kendi hayatınız için neden kullanmıyorsunuz?

İşte bu yüzden güne başlarken ilk iş olarak yatağını düzgün yapmak, sağlam kahvaltı etmek, dişlerini fırçalamak bu kası çalıştırmaya başladığınız ilk anlar. Yatağınızı çok iyi yapın anneniz ağlasın gururdan, öyle bir kahvaltı yapın ki Canan Karatay sizi alkışlasın, dişinizi fırçalarken tekniğiniz o kadar iyi olsun ki yıllarca diş taşınız olmasın, dişçiler fakir kalsın :)

Çoğumuz her gün boşver diyoruz ve modern dünyada kaçış yollarımızda oldukça fazla. Beyni uyuşturacak her türlü içerik bir parmak uzağımızda. Ve hep şu cümleleri kuruyoruz;

Orada daha iyisi var ama boşver
Bunu yapabilirdim aman canım boşver
Şunu başarabilirdim aman ya hayat kısa boşver

Boşver! Boşver! Boşver!

En sevdiğim ikinci cümle:Canını sıkma! Bu kadar manasız bir cümle olamaz! belkide hakkaten canını sıkman lazım, canı sıkılmak, üzülmek, demoralize olmak neden negatif bir şey olsun ki. Hayatımdaki en büyük değişiklikleri hep en üzgün olduğum anlarda yaptım. Neden derseniz? Durumdan kurtulma çabasının insan beyninin çalışması üzerinde yaptığı ‘’yaratıcı’’ etki her zaman inanılmaz

Şunu asla unutmayın; Çaresizlik bir tercihdir, sonuç değildir!

Mikro Challenge’larla yüzleşmeden makro resme ulaşamazsınız!

--

--